Teknolojinin sağladığı kolaylıklardan yararlanarak, Almanya'daki oğlum Muhammed Azad'la Skype aracılığıyla uzun tatlı bir sohbetimiz oldu geçtiğimiz günlerde. Karşılıklı kahve yudumlayarak geçen sohbette birçok konuyu konuştuk ve haliyle bir nebze de olsa özlem giderdik.
Oğlumla olan sohbetimiz uzundu, doğal olarak mevzular geniş bir yelpazeye yayıldı. Havadan sudan derken konu yazdığım yazılara geldi ve oğlumun yazılarımla ilgili değerlendirmesini ağzından duyma fırsatı buldum. Anladığım kadarıyla yazılarımda değindiğim konular oğlumun canını sıkmış ki "içimi kararttın Baba" deyiverdi. Ben de beklemediğim bu tepkiye karşılık olarak ne yazayım peki "Kedimin bıyıklarını"mı yazayım diye cevap verdim o an.
Bir kaç gün zaman be zaman oğlumun bu tepkisinin haklılık derecesini düşündüm. Şikayetinde haklı mı yoksa uzakta olmanın etkisiyle ortaya konulan aşırı bir tepki mi diye değerlendirmeye çalıştım. İşin sonunda haklı olduğunun kanaati hasıl oldu bende, zira ülkemizde cereyan eden siyasi, sosyal ve ekonomik gelişmelerin olumsuz yansımaları insanlarımızın psikolojisini alt üst etmiş ve karamsar olmaya itmiştir. Bu olayları ben ve benim gibi mevzu edip ele alan diğer yazarlar, konuları uzun uzadıya ele aldıkça da birçok insanımızın oğlum gibi düşünmesine neden oluyor ve bunun neticeleri 'iç karartma ve hayattan soğutmaya' varıyor.
Oğlumla olan sohbetim esnasında her zaman olduğu gibi evimizin nazlı kedisi Paşa karşımda oturup beni seyrediyordu. Onun etkisi olsa gerek oğluma öyle bir cevap vermiş ve "ne yazayım peki kedimin bıyıklarını mı yazayım yani?" demiştim. Böylece bugünkü konumuzun "kedimin bıyıkları" değil de kediler olacağı anlaşılmıştır, zira kararmış yüreklerimizin daha da kararmasına bir de ben neden olmak istemiyorum.
Kendi adıma ben bir miktar şanslıyım çünkü evimde birden fazla kedim var. Bundan hareketle çocukluğumdan beri bir kedi sever olarak sizlerle kedilerin bazı özelliklerini paylaşmak istiyorum.
Kediler dünyadaki en popüler evcil hayvandır ve günümüzde insanların yaşadığı hemen hemen her yerde bulunmaktadırlar. Bir kediyi okşamanın tüm vücuttaki negatif elektriği ve stresi aldığı dolayısıyla da kan basıncını düşürdüğü bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Kediler son derece meraklıdır. Ne olduğunu keşfetmek için her türlü şeyin içine girip tırmanmaya çalışırlar. Kediler insanlar gibidir. Fiziki farklılıkları yanında kişilikleri de farklıdır, Asil ve mantıklı bir kişiliğe, mükemmel sezgilere ve akılcı bir duyarlılığa sahiptirler. Meraklı davranışları ve hayata pozitif bakışlarıyla hemen dikkat çekerler. Kendileri gibi dışa dönük yaşamayı seven ve hayata olumlu bakan insanlar tarafından tercih edilen kediler, iki üç yıl içerisinde çocukluktan ergenliğe geçerler. Kızgınlık dönemi dışında bir kedi diğer bir kediye hemen hemen hiç "miyav" lamaz. Bu ses bu canlıların insanlara ayırdıkları bir hitaptır.
Bin yıllardır insanlarla yaşayan kediler Firavunlarda kutsal kabul edildi. Bazı metinlerde yazılanlara göre; Antik Mısır'da kedi çok önemli bir hayvandı. Tarıma dayalı bir toplum olan Mısırlılar, tarlalardaki fareleri yakalamak amacıyla kedileri kullanmışlardı, bunun üzerine kediler firavun tarafından kutsal ilan edilmiş ve bütün kediler firavunun sayılmıştı. Kedi öldürmek ise idamlık bir suçtu. Mısırlılar kedileri yarı tanrı olarak kabul etmişlerdi. Kediler kutsal kabul edildiklerinden ölümden sonraki hayatta tekrar kavuşmak için öldükten sonra mumyalanmışlardı.
Kedilere İslam dininde de önem verilmiştir. Hazreti Peygamberimiz de kedi severdi ve kedilerle ilgili iyi münasebetleri konusunda birçok bilgi günümüze gelmiştir. Sahabeler de kedileri sevip beslemişlerdir. Diğer hayvanlara oranla kedilerin ve kedigillerin hayatta kalma yetenekleri konusunda üstün nitelikleri ise Allahın kedilere bir lütfüdür.
Bu arada sizlerle kedilerle ilgili yeni keşfedilen özellikleri paylaşmak istiyorum. Araştırmalar bir kedinin çok akıllı olarak gördüğümüz bir köpekten bile zeki olduğunu göstermiştir. Kedilerin hafızaları da köpeklerdekinden daha uzundur. Fakat buna rağmen, bir köpeği eğitebilirsiniz ama bir kediye en basit hareketi bile yaptıramazsınız. Çünkü bir köpeğin emir yerine getirmesindeki sebep, kendisine sevgi gösterileceğini anlamasından kaynaklanır. Kedi ise bunu hiç önemsemez.
Bir köpek; karşısındaki insanın kıyafetinden veya adrenalin salgılamasından kişinin güvenilmez olduğunu çıkarabilir. Ama iyi giyimli ve kontrollü bir suçlu bir köpeği kandırabilir ama bir kediyi kandıramaz. Amerika'da yapılan bir araştırmaya göre kediler, karşısındaki insanın bilimsel değişkenlerine aldırmadan, kişinin güvenilirliğini ölçebiliyor. Bunu da kuyruklarını kırıtarak sallamaları ve değişik bir mırıltı çıkartmalarıyla dışa vuruyorlar.
Gene gariplikler ülkesi Amerika'da yapılan diğer bir yeni bilimsel araştırma verisine göre, kedinin mırıltısının kemik erimesini engellediği tespit edilmiştir. Araştırma, kedilerin mırıltısının rezonans titreşiminin özellikle menopoz sonrası kemik erimelerini yavaşlattığını göstermiştir.
Son olarak bir kedi asla nankör değildir. Kedi yaltaklanmaz, yalaka, köle olmak zorunda değil isterse sever ya da kendini sevdirir ve bir insan kediye sahip olmaz kedi kendine insan edinir.