Genel olarak bakıldığında insanın nerede yaşadığı aslında çok da fark etmiyor. Dünyanın en güzel ülkesinde de yaşasanız bir süre sonra tüm güzellikler kanıksanıyor ya da hayatın günlük telaşı içinde unutulup gidiyor.
Yıllar sonra yeniden Altın Kumsal’a gitmek üzere yoldayım. Arada geçen zamanda defalarca Karpaz ve çevresine gitmeme rağmen yıllardır kumsala hiç uğramadığımı fark ediyorum.
İlerledikçe karşılaştığım güzellikler karşısında şaşkına dönüyorum ve defalarca buraya gelmiş birisi olarak hala gördüklerin karşısında bu kadar etkileniyor oluşuma şaşırıp kalıyorum.
Her şey öyle güzel ve öyle el değmemiş ki, insan kendini bambaşka bir dünyada sanıyor. Yeşilin güzelliğine mi, gökyüzünün berraklığına mı, eşeklere, koyunlara mı yoksa büyük bir uyum içinde uçan kuşlara mı takılmalı gözüm kararsız kalıyorum.
Uzun lafın kısası gerçek anlamda ben bu güzelliklerden büyüleniyorum, ta ki yol yapım çalışmaları için çevrenin nasıl dümdüz edildiğini, ağaçların nasıl kesildiğini ve eko sistemin adeta ikiye bölündüğünü fark edene kadar.
Doğrusu canım sıkılıyor, doğayı içinde barındıran tüm bu güzelliklerin açılan yollar ve yeni yapılaşmalarla gölgeleneceğini biliyorum.
Zaten çoktan başlamış siteler, oteller, odalar dikilmeye hatta Altın kumsalın içine kadar işletmeler dikmişler bile…
Öğreniyorum ki Daily Mail gazetesi seyahat yazarlarından Toby Hamilton Karpaz’ı ve adanın kuzeyini konu etmiş son makalesine. Elbette yolculuğun uçakla olmasına rağmen çok zahmetli oluşu da var satır aralarında Girne’nin Rumların elinde olması halinde nasıl daha turistik bir şehir olabileceği de…
Yine de St. Hilarion’dan tutun da Balabayıs’a, Girne limanından, yedikleri yemeklere kadar methiyeler düzüyor yaşadığımız topraklara.
Tüm bunlar yanında okudukça anlıyorum ki yine de Karpaz ve onun el değmemiş güzellikleri en çok ilham veren yer olmuş satırlarına.

Hatta makalenin ismini de Apostolos Andreas Manastırı’ndan etkilenerek yazmış.
“From Rock Star Monks to Belly Dancing on Beach, North Cyprus Really Has It All “
“Rock yıldızı rahiplerden, sahilde oryantal dansa kadar Kuzey Kıbrıs’ta her şey var”
Toby Hamilton’nun bir dahaki gelişine kadar Karpaz’dan geriye ne kalır bilinmez ama ne acı ki dünyanın bir ucundan gelen birinin bile doğduğumuz bu topraklar ve yaşadığımız ülke ile ilgili söyleyecek sözü çok.
Oysa bizlerin yapılan talan ve heba edilen güzellikler karşısında ağzımızı açacak mecalimiz yok…