Dost ya da vatandaşla yaptığımız sohbetlerde konu genelde ülkenin genel durumu oluyor;
En çok söylenen ‘ülkenin çivisi’ çıktı!
‘Ülkenin dingili koptu’ diyenler de çoğunlukta…
“Ka-Ka-Te-Ce” diyenler de olmuyor değil ve derecesiz üzülüyorum…
Genel kanı ise şu;
“Ülke şimdiye kadar hiç bu kadar başıboş olmamıştı!”
Yıllardan beridir sistemden şikayet ettik durduk ama sistemin düzeltilmesi için parmağımızı bile oynatmadık…
Doğal olarak da sistem sistemsizlik haline geldi ve tepeden tırnağa her şey kokuştu!
Bir gazeteci olarak son 10 günde fazlasıyla yoğun bir süreç yaşıyorum;
Örneğin dün bir genç arkadaş aradı uzunca sohbet ettik ve eski bir bet salonu sahibinin yediği haltları dile getirdi…
Neler yok ki, uyuşturucu, dolandırıcılık, ruhsatsız silah taşıma, bilumum her türlü karanlık işler…
Geçmişte ne yaşandıysa yaşanmış ama yapanın yanına kalmış!
Dikkat çeken ise her türlü karanlığa karışan insanların şu anda içimizde ellerini kollarını sağlayarak gezmeleri…
Ne hesap soran var ne hesap veren!
Devlet yeteri kadar kendini hissettirmeyince bu onlar için teşvik sebebi oluyor…
Biz de elimizde belge yok diye kalem oynatamıyoruz!
Önceki gün başka genç bir iş adamı ile görüşmüştüm;
İthalat işi yapıyor, küçük bir şirketi ile rızkını çıkarmaya çalışıyor!
Memleket dolandırıcı doldu ya gelen vurmuş giden vurmuş…
Ticaretin yüzsüzleri kendi borçlarını kapatmak için her türlü tezgahı çevirmişler, insanları sıfırla çarpmışlar!
Şimdi alacağı olan paraları mahkeme koridorlarında arıyor vatandaş…
Ne gariptir ki karanlık bütün olayların ardında hep belirli siyasetçilerin adı anılıyor…
Eski bakanlar, vekiller ve bürokratlar!
Önce yakınlarının alacakları, makamın nüfusunu kullanarak gariban insanları ateş atanlar!
Belge bilgi yok ki şöyle adam gibi isimleriyle yazasınız!
Dün yine ciddi bir ihbar aldım;
Memleket ‘korsan memleket ‘haline geldi ya, adamlar Türkiye’ye sokamadıkları katranı KKTC kaktırmaya çalışıyor!
Türkiye standartlarına uymuyor ama bizim standartlara bir şekilde uydurup kazığı sokacaklar!
Siyasetin ve bürokrasinin çöktüğü bir ülkede zor bir şey değil ki bunlar…
İşte o ihbar;
“İyi günler Levent bey…
Mağusa Serbest Limanı’na Rasim Kaptan isimli gemi ile gelen katran (bitum ) taşıyan gemi Serbest Bölge’de bulunan A.T. isimli kişinin silolarına tahliye edildi.
Fakat bu gelen madde Türkiye’de standartlara uymadığı için Türkiye bu katranı kullanma izni vermeyince rotayı korsan ada Kıbrıs’a çevirerek buraya satmaya çabalıyorlar.
KKTC’ye sokmak için numuneler üründen değil yanlarında getirilen standart üründen verilerek izin makamı yanıltılarak bu ürün KKTC’ye satılacak ve yapılan tüm asfalt yollarımız 1 yıl sonra dökülmeye başlayacak.
Ve bu ticareti yapan kişi ise Türkiye’de kacak mazot ve benzin ticaretinden dolayı tutuklanan H. G. isimli sabıkalı biri tarafından da yapılması bayağı düşündürücüdür…”
 
 
Osam: DAÜ namusumuzdur…
 
DAÜ Rektör Vekili Prof. Necdet Osam ile dün telefonda bir süre görüştük…
Dertli mi dertli…En çok da basın mensuplarından!
Malum geçen hafta DAÜ bir arazi konusu nedeniyle manşetlerdeydi…
Bu konuda konuşmayan, eleştirmeyen kimse kalmadı!
Necdet hoca basına sitemini şöyle dile getirdi;
“Beni niçin kimse aramıyor?”
Oysa konu ile ilgili Cumhurbaşkanı, başbakan da dahil yukarıdan çok sayıda makam aramış ama tek bir basın mensubu bile arama nezaketini göstermemiş!
Onun asıl derdi ise, söylentiler nedeniyle öğrenci kaybının yaşanabilecek olması…
“DAÜ bizim namusumuzdur” diye de net konuşuyor…
Sözleştik, bir aksilik çıkmazsa buluşup görüşlerini alacağız…
 
 
“Su gelecek iyi yöneteceğiz”
 
Gönyeli Belediye Başkanı ve Belediyeler Birliği Başkanı Ahmet Benli’nin nazik basın toplantısına başka bir toplantım nedeniyle katılamadım ama dün gazetelere verilen ilanlar içimi bir hoş etti, ne diyordu o ilanlarda:
“Su gelecek iyi yöneteceğiz…”
Hemen aklıma eski bakanın ‘suyu biz yönetemeyiz’ açıklaması geldi, içimden güldüm…
Bakan Dinçyürek bir şeyler yapıyor ama projelerden bilgimiz yok!
Ahmet Benli’nin ise bu çıkışı doğru olanıydı, hele de bu konuda oluşturulan sloganı okuyunca ‘işte bu’ dedik…
Geçmişte çok defa yazdım, kimse kusura bakmasın ama bizim gelmiş gitmiş yöneticiler hep proje özürlü çıktı…
‘Türkiye nasıl olsa yapar’ mantığıyla yan gelip yattılar, onlar için makamlarını korumak birinci sıradaydı…
Şimdi belediyeler çıktı ve ‘iyi yöneteceğiz’ diyor…
Hadi bakalım hayırlısı…
 
 
Bebek mamaları muallakta kaldı!
 
KKTC’ye getirilmek istenen bozuk bebek mamaları haberini toplum olarak Türkiye basınından öğrendik…
Ne mutlu ki ordinoda yazılan şirket KKTC’de kayıtlı bir şirket değilmiş!
İçimiz rahatladı değil mi?
Benim hiç rahatlamadı aksine karardı!
Birincisi burada kayıtlı şirket yoksa demek ki paravan bir şirket devreye girecekti!
Belki de hiç KKTC’ye sokulmadan bu paravan şirket tarafından başka bir ülkeye yönlendirilecekti…
İyi de bütün bunları araştıran bir makam oldu mu bizde?
Ve de bir resmi açıklama?
Kimin umuru Allah aşkına!
 
 
“Girne itfaiyesinde dört kat için merdiven yok”
 
“Levent bey,
Yangın merdivenleriyle ilgili duyarlılığınız için tebrik ederim sizi…
İşin daha kötüsü Girne İtfaiyesi’nde üç kattan sonra uzanabilecek yangın merdiveni yok…
Ve binalardaki asansör sayısı büyüklüğü tarif edilmemiştir. Tek standart bir asansör takıldığında kabul görüyor…
Halbuki birden fazla ve standartları belirlenmiş asansörler takılması zorunlu olmalıdır… Birde yangına karşı uygun yerlere çelik kapılar düşünülmelidir, yangının yayılmasını önlemek için…”
 
(Bir okur)
 
 
“Başbakan yırtıp atmış!”
 
“Çok yazık dedirten bir olay;
Bir bakan dairesine müdür atamak için kararname hazırlayıp Başbakan’a gönderiyor.
Başbakan imzalayıp onaylayıp gereği yapılsın diye Cumhurbaşkanı’na gönderiyor.
Cumhurbaşkanı onaylayıp Başbakan’a gönderiyor.
Başbakan o kararnameyi çekmeceye koyuyor!
Sonra da yırtıp çöpe atıyor!
Bizi yönetenler vatandaşına saygı göstermezse, kendi imzasına saygısı yoksa vatandaş nasıl yönetenlere saygı gösterecek?
Şaka gibi ama gerçek, yaşanmış bir olay…”
 
(M.Y.)
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Aysın ÖZTRAK, Girne’de 10 katlı apartmanlar kavgası yaşanırken Girne İtfaiye Müdülüğü’nde üç kattan sonra müdahale edecek yangın aracı olmadığını duyduk, hem de çok emin bir isimden…Lütfen bize ‘doğru değil’ deyin olur mu? Yani şimdi oradaki onlarca otel ve müşterisi tamamen Allah’a mı emanet? Düşünmesi bile korkunç!
Sayın Hasan TAÇOY, Mağusa Serbest Liman’da ki standart dışı katran olayı tam size göre bir iş. Bir araştırın bakalım perde gerisinde kimler var? Bu arada limandaki 80’e yakın şirketin sözleşmesini iptal ettiğiniz yönünde bir şikayet mesajı aldık. Ara emri için mahkemeye başvuruyorlarmış bilesiniz…
Sayın Teberrüken ULUÇAY, e-kimlikler için istenen fotoğraflarda bakanlık görevlileri sadece bir fotoğraf şirketini işaret ediyorlarmış. İlgili şirket 10 TL daha az para alıyormuş ama biraz haksız bir rekabet olmuyor mu? Bir sorgulayın lütfen…Bu arada Merkezi Cezaevi’ne diş sağlığı ünitesi tam puan aldı, tebrik ederiz…
Sayın Günay ÇERKEZ, dünkü bir televizyon programında çok yakında erken genel seçim olacağını söylemişsiniz…Muhakkak bir bildiğiniz vardır değil mi? Böyle bir ülkede ekonominin düzelip ayağa kalkması düşünülebilir mi hiç?
Sayın Ahmet BENLİ, Türkiye’den gelecek olan suyu yönetmek için yaptığınız çıkış toplumun büyük bir kesimi tarafında ayakta alkışlanıyor. Devletin yapamadığını ya da yapmaktan korktuğunu üzerinize aldınız da ancak helal olsun deriz.
Sayın Kudret ÖZERSAY, DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, parti kurmanızın ardında öyle bir manidar konuştu ki sanırız bir açıklama hakkınız doğdu! Bu konuda arkadan ittirenleri açıklamadı ama ‘adım gibi eminim’ dedi…Acaba ne demek istedi?
Sayın Zeren MUNGAN, kapatılan eski bir bet salonunun sahibinin devlete 10 milyon TL’den daha fazla vergi borcu olduğu ama bunu üstüne gidilmediği söyleniyor. Bu arkadaşın Girne’de yeni bir iş kurduğu bile söyleniyor, haberiniz olsun istedik!
Sayın Erdoğan MANİ, bak üstat, şu sigara içme konusu epey ciddi bir olay haline geldi ve eşiniz peşinize sizi 24 saat izleyecek bir dedektif koydu bilesiniz. Aile sıkıyönetim kararları aldı ve size bu konuda hiç taviz vermeyecek. Sevildiğinizi bilin olur mu?
Sayın İsmet AKİM, Türkiye’den 25 kuruşa gelecek olan elektrik açıklamanız kamuoyunda büyük yankı yarattı hem de destek gördü. Bu projeyi gerçeğe dönüştürün sonra aktif siyasette kimse sırtınızı yere getiremez…
Sayın Ayhan ARIKLI, eski bakan Çavuşoğlu’nun hakkınızda açtığı davayı sizin kazandığınızı öğrendik. Yllar sonra sonuçlanan dava nedeniyle mutluluktan uçuyormuşsunuz. İyi de asıl bundan sonra nasıl bir süreç işlemeli, önemli olan da bu değil mi?
Sayın Mustafa BÜK, muhterem validenizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhumeye Tanrı’dan rahmet size ve aileye sabır ve başsağlığı dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler versin…
Sayın Bertan ZAROĞLU, yeni hazırlanan yurttaşlık yasasına karşı ilk ciddi toplantıyı bu akşam  K.Kaymaklı Spor Kulübü’nde yapacağınızı duyduk. Ortalıkta ciddi bir hareketlilik yaşanıyor. Gazanız mübarek olsun…
Sayın Hasan SADIKOĞLU, bir okula engelsiz çocuk parkı projeniz bölge halkı tarafından memnuniyetle karşılandı. Şimdi aynı projenin tüm bölge okullarına yayılması bekleniyor. Bu arada hayırsever iş adamları da artık pamuk ellerini ceplerine atmalı değil mi?
Sayın Ertan BİRİNCİ, Birinci Medya’nın 18’nci kuruluş yıldönümünü ve görev devir teslimini görkemli etkinliklerle kutladınız da acaba diyoruz rahmetli meslektaşımız Doğan Harman’ı sanki de unuttunuz mu? Bir düşünün hele…