Ülkede kangren olan bir konu da doğal yaşamda hastalanan ağaçların halen ilaçlanmasında yaşanan sıkıntılardır. Bugün gelişen teknolojiyi dahi kullanamadığımızı farkettim. Ne kadar üzücüdür ki tekonolojiyi yakalamak isteriz ama teknolojiyi takip edecek uzman kişiler yetiştiremiyoruz.

Dün yaşanan helikopter kazası oldukça düşündürücüdür. Allaha şükür can kaybı olmadı. Yoksa bunun hesabını kim verecekti?

Geçtiğimiz günlerde söz konusu helikopter basına tanıtılmıştı. Aslında öncelikli konu herşeyi düşünen devletin ilaçlama helikopterini alırken bunu kullanmasını bilen uzman elemanlara sahip olup olmadığıdır. Yurtdışından gelerek eğitim veren kişilerden ne kadar süreyle yararlanabilirz ki? İster Kanada’dan ister Fransa’dan uzman ekipler gelsin sizin elinizin altında konusunda uzman adamlar yoksa hiçbirşey ifade etmez.

Hizmet alımı bir yere kadar süreklilik arz eder. Havadan uygulama yani havadan ilaçlama oldukça önemli bir konudur. Bu alanda Orman Dairesi bünyesinde çalışan kişiler eğitime gönderilmeli ve bu konuda eğitimlerini tamamladıklarına dair sertifika almalıdırlar. Yoksa her daim yaşanan aksaklıkların sorumlusu olarak Orman Dairesi zan altında kalacaktır. Öncelikli olarak uygulanması gereken can güvenliğini riske atmadan havadan ilaçlamanın nasıl yapılacağıdır.
Lapta Karşıyaka arasında Çamkese böceği için ilaçlama yaparken elektrik tellerine çarparak düşen helikopterin pilotu ne kadar alanında uzmandı ki elektrik tellerine takılarak büyük bir faciadan yani ölümden döndü.

Kolay bir işmiş gibi görünen ama oldukça zor bir iş olduğunu düşündüğüm ilaçlama tamamen konusunda uzman ekipler tarafından yapılmalıdır. Bu konuda Orman Dairesi’ne büyük görev düşüyor.

Henüz birçok sorunu çözmüş değiliz. Birtakım talepler yaparken alt yapımızdaki eksiklikleri göz ardı ediyoruz. Daha ilaçlamada sorun yaşarken yangın helikopteri istiyoruz. Bugün bir yangın çıksa yangın helikopterini Fransa’dan ya da Kanada’dan bir ekip mi gelip kullanacak?

Henüz ilaçlama konusunda yaramıza merhem süremezken yaz aylarında çıkan yangınlara müdahale esnasında yaşanacak sorunları düşünemiyorum bile.

Önümüz kış ama çok uzun sürmeyecek. Yaz aylarının daha uzun yaşandığı ülkemizde orman yangınları her yıl binlerce hektar alanı heba etmektedir. Birşekilde çıkan yangınlara hızlı ve seri müdahale esastır. Önceden alınacak önlemlerle çıkan yangınlara erken müdahale birçok ağacımızı yanmaktan kurtaracak ve yavaş yavaş yitirmekte olduğumuz ‘yeşil ada’ unvanımızı korumamıza neden olacaktır.

Bugün ortada bir gerçek vardır. Doğamızı korumaktan aciziz. Herşeyi devletten beklemek acizlerin işidir. Korunamayan doğaya her gün zarar veren bizler de elimizi taşın altına koymalıyız. Birileri doğaya zarar verirken bizler seyirci kalmamalıyız. Gerek ormanlarımızın gün geçtikçe azalması gerekse ülkemizdeki ağaçlandırmanın yeterince yapılaması geldiğimiz son durumu ortaya koymaktadır. Biz yeşil ada Kıbrıs’ımızı yitiriyoruz.

Öncelikli olarak halkın ormanlar hakkında bilgi sahibi olması şarttır. Gerek okullarda verilecek ön eğitimle çocuklarımız, gerekse kamu reklamları ile televizyon karşısındaki halkımızın orman yangınları ve zararlılarla mücadele konusunda bilinçlendirilmesi gerekir. Çıkabilecek yangında ilk müdahaleyi kim yapmalı? Orman Dairesi ya da İtfaiye ne zaman aranmalı? Yangına ne kadar yakın durulmalı? Yangın söndürmek için neler kullanılmalı? Orman yangınında ilk aranacak telefon numarası nedir? Bunun gibi birçok soru Orman Dairesi tarafından hergün gerek televizyon gerek radyo gerekse broşür aracılığı ile halkımıza aktarılmalıdır. Bugün bilinçsiz yangına müdahale ederek yanma tehlikesi ile karşı karşıya kalan birçok vatandaşımız vardır. Ağaçtaki zararlılarla mücadele için ne yapacağını bilmeyen vatandaşımıza Orman Dairesi ne yapılması gerektiğini aktarmalı ve bu konun üzerine eğilmelidir.

Umarız Orman Dairesi Müdürü Cemil Karzaoğlu bu yazılanları kulak arkası etmez ve halkı aydınlatır.