Yıl 2014.
Haziran ayında 125 ton patates Mersin’den sırf haşere var diye geri döndürüldü.
Birçok patates üreticisi zarar etti. Tüccarın da bu patatese talip olmadığını düşünürsek Haziran ayında büyük darbe alan patates üreticileri Ocak 2015’te ayni darbeyi yine yaşadı.
Geçtiğimiz günlerde yine 125 ton patatesimiz ‘güve’ var denilerek Mersin’den geri çevrildi.
Bu patates üreticileri için ardı ardına yaşanan ikinci darbe oldu.
Geçtiğimiz yıl 6000 ton ihracat yapan patates üreticilerinin bu yılki hedefi 10 bin tondu. Fakat yaşanan bilinmezlikler, devletin de bu konuda ciddi bir politika ortaya koyamaması üreticileri çileden çıkardı.
125 ton patatesi ülkeden çıkarırken ‘hiç mi kontrol edilmedi’ düşüncesi doğsa da biliniyor ki bir tek noktadan alınan numune ile tonlarca patates hiçe sayılabiliyor. Türkiye’nin bu konuda ‘0’ hata payı gibi katı kurallar koyması da buna tuz biber oluyor.
Üreticileri devlet tarafından desteklenmeyen hiçbir ülke kalkınamaz. Üreticisi desteklenen her ülke bugün birçok sektöre ismini altın harflerle yazdırmayı başarmıştır. Mesela İtalya’da şarap, Türkiye’de fındık, Çin’de çay, Brezilya’da kahve …ve buna benzer daha bir çok üretim ile adını duyuran ülkeler kalkınmış ve bir noktaya gelmeyi başarmıştır.
Ama bizler hem üreticimize destek vermeyerek hem de zarar ziyanını ödemeyerek birçok üreticiyi yok ettik. Kaldı ki patates gibi önemli bir mutfak gideri olan ürünü hiç saymayı da başararak, 125 tonun heba olmasına göz yumduk.
Yazıktır, günahtır!
Ürettiklerine pazar bulmakta zorlanan üreticiye devlet elini uzatmaktan acizdir. Eğer kendi devletimiz kendi üreticimizi hiç sayacak lükse sahipse o zaman bu üretici üretim yapmaktan vazgeçsin ve devletin uyguladığı üretim politikasını benimsesin.
Tarım ve hayvancılık sektöründeki ciddi sıkıntıları bile yeteri kadar önemsemeyen devlet patates üreticilerini nasıl önemsesin ki?
Mazot desteğini dahi veremeyen bir hükümetten beklentiler günden güne yitiriliyor. Kimsenin emeğe saygısı kalmadı. Bu yüzden değimlidir ki bizler kalkınmak yerine batmamak için çırpınıyoruz!