Geçen aylar içindeydi…

Adı şimdilik bizde kalsın seçim öncesinde HP’ye büyük hizmetler vermiş, yurt dışı deneyimi hayli fazla bir zat ile yemekte buluşmuştuk!

Kudret hoca kendisinden ricacı olmuş bazı uzmanlık alanlarında partinin programını belirlemesini istemiş…

O da kıramayıp kolları sıvamış, epey çaba sarf etmiş, ortaya da güzel bir çalışma çıkarmış!

Zaten bu çalışmalar HP’nin seçim manifestosunda yer almıştı!

Bu arada Kudret hoca bu zata iktidara gelindikten sonra bir takım sözler de vermiş…

Bazı makamlar konusunda!

Ta ki seçim bitinceye, iktidar oluncaya kadar…

Sonra doğal olarak bu zat hocadan telefon beklemiş!

En azından bir teşekkür borcu varmış zira…

Kudret hoca aramayınca da kendisi aramış, ne mümkün kendisiyle görüşmek!

İşte o yemekte bu konuları konuştuk, dertleştik, şikayet dinledik…

Biz Kudret Özersay konusunda hiçbir zaman önyargılı olmadık…

Zaten bu bizim işimiz değil!

Çok iyi bir ismi vardı, sivil toplum örgütleriyle ismini daha da yüceltti…

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de aldığı oyla büyük sükse yaptı!

Tek kelimeyle bu halkın umudu oldu…

Her şeyden önce Kıbrıs sorununu çok iyi biliyordu, iyi bir hukukçu ve akademisyendi, mütevazi bir kişiliği ve aile yapısı vardı!

Bir de buna memleket sevgisi ve heyecanı eklenince biz de dahil çoğunluk kendisini geleceğin lideri olarak gördü…

Çünkü artık Kıbrıs Türkü hep aynı isimlerden bıkmış usanmış, bir değişimden yana tavır koyuyordu!

Ama işte tüm bu özellikler sanki de şu sıralar muhalefette kalmış gibi gözüküyor…

Şimdi partide çok ciddi bir Hasan Topal krizi yaşanmaya başladı…

Kendisini hekimlik sürecinden iyi tanıdığımız Topal, neşeli kişiliğinin yanında lafını da çok esirgemeyen bir yapıya sahip!

Doğru neyse onun için de o, kıvırmadan açar ağzını yumar gözünü…

Belli ki son günlerde bir takım açıklamaları yine parti içinden birilerini epey rahatsız etmiş olacak ki, kendi hakkında bazı şikayetler de ardı ardına gelmeye başladı!

Bu arada parti disiplini olarak bakıldığında belki Hasan Topal’ın bazı açıklamaları olmaması gerekendi ama, bir insanın bildiği doğruları sadece parti yetkili kurulları dışında dışarıda da konu etmesi de en azından demokrasiye saygı açısından önemli bir meseleydi…

Bu konu en azından Topal’ın mevcut siyasilerden daha farklı olduğunun kabul edilmesiyle de pek ala çözülebilirdi…

Dün kendisiyle telefonda görüştük kendi hakkında ne şikayet olursa olsun görüşmeye hayır olduğunu söyledi…

Sonra da ekledi:

“Ama kaçıyorlar işte…”

Kendi hakkında şikayetler ve eleştiriler ne olursa olsun çıkacak o da konuşacak, yapılan yanlışları anlatacak, o da belki bazı isimlerden savunma isteyecek…

10 sayfalık bir rapor hazırlamış!

Bunları açıklamama fırsat verirlerse ne ala diyor…

Yoksa kamuoyuyla açıklama hazırlığı yapıyor!

Çok daha önemlisi de parti içinde yapılan yanlışlıklara karşı kesinlikle yalnız olmadığının altını çiziyor…

Kudret Özersay ve diğerleri nasıl bu ülkeni bir değeri ise Hasan Topal da aynı kefededir…

Ama belli ki parti içinde ipler genel başkanın elinden kaçmak üzeredir!

Bu tarihi bir hata olur…

Tamam işin başında bir takım acemilikler ve yanlış kararlar olabilir ama büyük umutlarla iktidar olan partinin halkın bunca beklenti ve umudunu da bir çırpıda yerle bir etmesine en azından tarafsız kişilerin gönlü razı olmaz!

HP’nin tabanı ya da tavanı…

Zaten dışarıda bu hükümet bozulsun yenisi gelsin diye ellerini ovuşturalar varken, hem de ülkenin çok hassas bir dönemden geçtiği böyle zor günlerde partisine zarar vermesi bir anlamda sonun başlangıcı olacaktır.

Öncelik, hem de geç kalmadan parti içi sıkıntılardan daha ziyade bu toplumun çektiği sıkıntılar ve içinden çıkılamaz hale gelen sıkıntılar olmalıdır!

Kibir, gurur ve kapris ve inat sadece partinize değil bu süreçte ülkeye de büyük zararlar verir…

Bizimkisi sadece bir dost tavsiyesi!

Sadece merak işte?

Kayıtlar nasıl dolar?

Adamın evi okulun hemen karşısında 20 metre kadar uzaklıkta…

Dün çocuğunu kayıt için götürmüş aldığı cevap şu;

Kayıtlarımız dolmuştur kusura bakmayın!

Başka en yakın okul da 5 kilometre uzakta…

Telefonda dinlerken aynı anda empati yapmaya da çalıştım ama beceremedim!

Sahi siz olsaydınız ne yapardınız?

Domates yemesek olmaz mı?

Topum olarak işi gücü bırakıp domatese taktık…

Domatesin kalitesizliğinden daha ziyade fiyatı bizi ilgilendiriyor!

15 TL’ye domates mi olurmuş…

Bu işler tamamen arz talep işidir!

Belli ki alıcısı var adamlar fiyatı köklüyorlar…

Almayınız kardeşim, yemeyiniz!

Biraz ambargo uygulasak da domatesleri çöpe dökseler fena mı olur yani…

Yasa ne diyor?

Tamam biber gazının kullanılması öncelikle tamamen bir insanlık suçu ya da vicdani bir konudur ama…

Bu ülkede emniyet güçlerinin biber gazı kullanması konusunda bir yasa var mı?

Eğer böyle bir şey varsa biber gazları polisin elinde ne arıyor…

Başka bir merak konusu;

Hani artık polis de açıkladı ya bunlar bir daha kullanılmayacak diye…

Kullanılmayacaksa bunlar ne olacak şimdi?

Herkes haklı olursa…

Hayvancıların yaşadığı ve tabi ki tüm sektörlerde yaşanan sıkıntılar…

Öyle bir durum çıktı ki ortaya herkesin haklı olduğu bir süreçten geçiyoruz!

Üretici şikayetçi elbette haklı…

Ama hükümet edenler de haklı ne elde var ne avuçta!

Tüm kesimlerin sadece kendine yonttuğu böyle bir dönem nasıl atlatılacak, ülke nasıl huzura kavuşacak, moral ve motivasyonumuz tamamen yerle bir oldu…

Orta yolda buluşmak isteyen neredeyse kimse yok gibi!

MESAJ KUTUSU

Sayın Fatih GÜLAÇ, G.Mağusa Çalışma Dairesi’ndeki çalışanlardan şikayetler yine yoğunlaşmaya başladı. Özellikle bazı mesajlarınızın polislik olacağından haberiniz var mı yoksa çok da umurunuzda değil mi?

Sayın Kudret ÖZERSAY, biraz daha parti içinde etkin olmazsanız ipler elinizden kaçacak gibi görülüyor. Hele de bazı partililerinizin sesinin kısılmak istenmesinin önüne geçmezseniz arkası çorap söküğü gibi gelecek haberiniz olsun istedik!

Sayın Asil NADİR, Geçitkale Havaalanı’na artık başka taliplilerin de çıktığını ve burasını almak için bir takım girişimlerde bulunduklarını biliyor muydunuz? Bu sıralar radarları sonuna kadar açmakta yarar görüyoruz…

Sayın Hasan TOPAL, umarız ki elinizdeki 10 sayfalık raporu kamuoyuna açıklamanıza gerek kalmaz ve parti içi meseleler kısa sürede çözülür. Zira bir kaçını duyduk ya değil sadece sizin parti memlekette bomba etkisi yapabilir…

Sayın Tolga ATAKAN, vatandaş ile sosyal medyada tartışmayan bir tek siz kalmıştınız o da sonunda oldu desenize! Bu süreçte biraz daha olgun bir yapı ile sessiz kalmaya özen gösterin deriz zira tartışma platformlarının tuzağına düşmemek gerek!

Sayı Hasan TAÇOY, kurultay konusunda yani öyle bir açıklama yaptınız ki Türkçe olmasına rağmen kimse bir şey anlayamadı! Verdiğiniz süre de dolduğu halde belli ki sizin de kafanız bir hayli karışık değil mi?

Sayın Ünal ÜSTEL, hangi genel başkan adayına destek vereceğiniz konusunda bugüne kadar pek renk vermediniz ama artık birileri de epey sabırsızlanmaya başladı. Siyasette tarafsız kalmak da kolay bir şey olmasa gerek değil mi?

Sayın Erhan ARIKLI, şu olağanüstü hal konusuna öyle bir taktınız ki siz konuştukça birilerinin de tüyleri diken diken oluyor. Bu arada Ankara ziyaretinde yaptığınız görüşmelerin neticesini kamuoyuna açıklamayı düşünüyor musunuz?

Sayın Ahmet BENLİ, bölgede yeni asfaltlama çalışması yapılmasına rağmen yine de muhalefetin tepkisine maruz kalmaktan kendinizi alamıyorsunuz. Bir de ağzınızla kuş tutmayı deneyin bakalım bu kez olacak mı?

Sayın Mustafa NAİMOĞLULARI, yaşanan eylem sürecinde gerçek ve sıkıntı çeken üreticiler bir yana ama iş karıştıran ve olaya tamamen siyasi rant olarak bakanlar da vardı ve kendilerini iyi de gizlediler. Bir ayıklama yapmaya ne dersiniz!

Sayın Zorlu TÖRE, akaryakıt kullanımı konusunda bazı çevrelerin üzerinize saldırılması için talimat verdiklerini iddia ettiğiniz söyleniyor. Bunların peşine düşüp ortaya çıkardıktan sonra deşifre etmeyi düşünüyor musunuz? Yoksa bir yere mi not edeceksiniz!

Sayın Fikret DORMAN, pek muhterem pederinizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah…

Sayın Turgay HİLMİ, memlekette isminiz artık Hızır Turgay’a çıktı. Hiçbir karşılık beklemeden yaptığınız yardım kampanyaları umarız dosta düşmana örnek olur. Allah ne muradınız varsa versin olur mu?

Sayın Mehmet Ali TALAT, üçüncü torun da artık dünyaya geldikten sonra ayaklarınız yerden kesildi diye konuşuluyor. Bir de dördüncü gelirse tam olarak dört köşe olursunuz değil mi? Hepsi de sağlık ve mutlulukla büyüsün…

Sayın Utku KARSU, ülkede yaşanan krizi öyle bir çizgiye alıyorsunuz ki vatandaşın duygularına tam anlamıyla tercüman oluyorsunuz. Bu konuda ülkenin en uzun soluklu sanatçısı olarak başarılarınızın devamını dileriz…