Ubp hükümeti evkafın çok geniş denecek bir arazisini cüz bir kira ile bilinmeyen bir şirkete durumu oldu bittiye getirerek vermesi üzerine o zamanın muhalefetinden sesler yükselmeye başlamış , arkasından bu araziye külliye yapılacağı haberleri de çıkınca bu sesler yaygaraya dönüşmüştü bu sesler . Arkasından Toma haberleri çıkmaya , Kıbrıs’a Toma ithal edileceği duyulmaya başlayınca da dunun muhalefeti bugünün iktidarından yok efendim olmaz öyle şey , gümrükten geçirmeyiz burada Toma’ya ihtiyaç yok sesleri yükselmeye başladı mecliste . Gün geldi zaman çattı külliyenin inşaatı tamamlandı ismi bulundu, açılısına Türkiye’den yetkililer geldi ve onların yanı sıra dün ortalığı yaygaraya verenler bugün süt dökmüş kedi gibi katıldı bu açılışa, nutuklar çekildi isminin Hala Sultan İlahiyat Koleji olan Külliye’nin ehemmiyetinden bahsetti başbakan ve Eğitim bakanımız, hatta buradan mezun olacak talebelerin Kıbrıs’ın geleceğinde büyük rol oynayacaklarını söylemek cüretinde bile bulundular. Tam bu olanlar gündemde unutulmaya başlarken Toma’ya ihtiyacımız yok , Toma’nın Kıbrıs’ta ne gereği var. Toma bu memlekete giremez, gümrükten içeri sokmayız diyenler hade bakalım Toma Pazar günü Mağusa Limanı’na geliyor bakalım ne yapacaksınız . Ne kadar da işgal altında değiliz, ne kadar da bizi tanımayan bir devlet bizi idare etmiyor deyip olmayan bir devletin işbirlikçi hükümeti rolünü oynadığınızı kabul etmeseniz de bu vefakar halk gerçekleri biliyor, görüyor ama yine de sandık başına gidip sizleri seçerek bu melodramın figüranları olmaya devam ediyorlar . Hiç olmazsa siz de bu sizi oturduğunuz koltuklara oturtan bu halka artık gerçekçi olup doğruları söyleyin de ümitle hürriyetlerini , egemenlik ve demokrasiyi bekleyeceklerine sömürülmekten idare edilmekten kurtulamayacaklarına yavaş yavaş kendi kendilerini alıştırsınlar .