Bu başlık Recep Tayyip Erdoğan’a ait... Çok yıllar önce söylemiş olduğu bu cümle bugün tıpkı söylediği o gün gibi geçerliliğini koruyor...
Devlet içinde bir devlet...

İşte herşeyin başladığı nokta. Birileri devlet içinde devlet kurdu.

Yıl 2002 ..AKP’nin iktidara geldiği dönem...

Yaşanan onca olaylar birçok soru işaretini bıraktı beyinlerde. Örneğin bunca yıl güven duyulan siyasetçiler bir anda rüşvet ve yolsuzluk suçlaması ile karşı karşıya kaldı. Adı kadar çehresi de güçlü bakanlar istifanın eşiğine geldi. Bir anda devletin en güvenilir kurumu olan emniyet teşkilatı vatan haini ilan edildi. Hepsi de yetmezmiş gibi emniyet müdürleri (ki şuan 50’ye yakın olan sayı her geçen gün artmaktadır) görevden alındı. Tüm bunların üzerine Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesinde görevli Emniyet aracında ölü bulundu. Yıllarca kaçakçılarla, rüşvetcilerle mücadele eden Türkiye emniyet teşkilatı yani polis bir anda rüşvetçi ve kaçakcı gibi zan altında bırakıldı. Dolarlarla dolu kutu kutu paralar bakan oğlullarının evinde bulundu. Onlarca emniyet müdürünün görev yerleri değişti. Tüm bunlar yetmezmiş gibi 40 kadar vekilin seks kaseti iddiası ortaya atıldı. Ve bu skandallar Türkiye’nin gözü önünde yaşandı.

AKP, toplum yapısını kendi doğruları ile değiştirmeye çalıştı. Tüm bunların yanısıra baskıcı ve müdahaleci uslubü ile baskın parti haline geldi.
Tüm bunların gerisinde gibi duran ama olayları yakından izleyen Fetullah Gülen'in beklenmedik açıklamalarla gündemi sarstı.


‘’Arınma adına, yıkanma adına, temizlenme adına, kirlerin öbür tarafa kalmasına meydan vermemek adına bir şey yaparken dinin ruhuna aykırı bir şey yapmışlarsa yaptıkları şey Kur'an'ın temel disiplinlerine aykırıysa, Sünnet-i Sahiha'ya aykırıysa, İslam'ın hukukuna aykırıysa, modern hukuka aykırıysa, günümüz demokratik telakkilere aykırıysa.

Allah bizi de onları da yerlerin dibine batırsın, evlerine ateş salsın, yuvalarını başlarına yıksın. Ama öyle değilse, hırsızı görmeden hırsızı yakalayanın üzerine gidenler, cinayeti görmeyip de masum insanlara cürüm atmak suretiyle onları karalamaya çalışanlar.. Allah onların evlerine ateşler salsın, yuvalarını yıksın, birliklerini bozsun, duygularını sinelerinde bıraksın, önlerini kessin, bir şey olmaya imkan vermesin.
Dememiştim, demeden edemedim. O kadar diş gösterildi, o kadar salya atıldı, o kadar kimse tahrik edildi, o kadar o "twit"lerde o mel'un düşünceler bir yönüyle vizesiz rahat dolaştı ki, demeden edemedim. Şimdiye kadar demediğimi dedim"

Bugün Türkiye için Aralık 2013 dönüm noktasıdır.

Erdoğan hükümetinin parçalanması adına bombanın pimi çekildi.

2002’de iktidara gelen AKP, Türkiye için bir kurtuluştu. Nasıl UBP’nin kötü yönetimi bugün CTP ve DP-UG’yi iktidar yapmışsa o yıllarda da Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeli koalisyonunun kötü yönetimi AKP’yi iktidara taşımıştı.İşte o günden bugüne AKP içerisinde yaşanan çarpık siyasi ilişkiler ve cemaat bugün gelinen noktayı çok iyi ifade ediyor.

Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi; ‘Hırsızlık oğuldan babaya geçmez, babadan oğlua geçer’’...gerisini varın siz düşünün...