Rahmetli Kurucu Cumhurbaşkanı RR Denktaş’ın ünlü bir sözü ile başlamak isterim yazıma; ‘Her dönemin değil, her dönem adam olacaksın …’’

Siyasi erk bazen sizi koltuğunuzdan eder. Çünkü bu bir hükümdarlıktır. Yani savaşı kazanan ve halka hükmedecek olanların koltukları geçerlidir. Eski hükmedenlerin artık sözü değil semeresi bile okunmaz. Şimdi de olay öyle.

Bakanlıklar, müsteşarlıklar, müdürlükler elbette ki şuan ki hükümet tarafından yeniden revize edilecektir. Ve atamalar yapılırken görevden alınacak ve atanacak olanlar da olacaktır elbette.

Ama baktığımız zaman bazı koltuklar halen ‘her dönemin adamı’ dediğimiz, tarafını belli etmeyen veyahut her dönemde farklı farklı taraflar belirleyerek hükümette yer alan adamlarla dolu. Halen o koltuklarda neden ısrarcı olduklarını anlamakta zorlanıyorum doğrusu. Pek icraat yapmayan ve alanlarında kendini kanıtlamayan kişiler, mevkilerini kaybetmemek adına koltuklarına yapıştı nerdeyse. Umarım geçen süre bu yandaşların oluruna olmaz. Yaşanan bu süreçte adeta dolup taşan devlet memurların durumunu da göz ardı etmek doğru olmaz bence.

Eski hükümetlerin yaptığı bilinçsiz ve partizanca istihdamlar bugün suyunu çıkarmaya başladı bile. Şuan söz konusu olan ve işten çıkarılacağı duyulan istihdam mağduru kişiler yeni yıla işsiz ve ümitsiz girecekler. Hâlbuki yapmayın be kardeşim. Sizi alacak olsalar da girmeyin. İşe usulsüz girerseniz çıkarılacağınızı ya da kaybedeceğinizi bilmeniz gerekir.

Masa ve sandalye bile bulamayan birçok çalışan personel var. Birçok bakanlıkta odalar tıka basa dolu. Her memurun ya da sözleşmeli işçinin iş yaptığını iddia etmem komik olur. Devlet dairelerinde herkes bir birinden iş bekler. Çalışma temponuz ne kadar iyi olursa sizin için o kadar kötüdür. Çünkü tüm işler size kalır. Gözünüz açıldığında ise siz bu tür işleri yapmayı red edersiniz. İşte tüm olay budur. Devlet daireleri keyfi çalışan personellere, yanlış istihdamlarla ne kadar ayakta durur?

İşte ülkemin bir gerçeği daha ortada…