Beklediğim gibi dün sabahın ilk telefonu kopyacılıkla suçladığımız öğretmenden geldi…

Tepki, kızgınlık filan göstermedi!

Aksine çok da kısık bir ses tonu ile konuştu, kibardı…

“Yazınızı okudum onun için aradım” dedi!

Yarışmada öğrencilere kopya verdiğini itiraf etti…

“Hata yaptım, pişmanım” diye ekledi!

En çok neye üzüldüm biliyor musunuz…

Daha 26 yaşında gencecik ve çok yeni bir öğretmen olduğuna!

Belli ki pişmandı, huzursuzdu, bakanlık tarafından soruşturma başlatılmıştı çünkü…

Bu olaydan ailesinin de haberi yoktu çünkü dünkü yazıda isminden filan bahsetmemiştik!

Gazeteciyiz, yazar ve çizeriz ama biz de insanız işte…

Evladımız yaşındaki bir öğretmenin böyle bir yanlış yapmasını kaleme aldık diye de gurur duymuyoruz!

Aksine hele de dün sabah ki telefon konuşmasından sonra içimiz eridi resmen…

Tabi ki bu yazıyı kaleme aldık diye pişman da olmadık ama!

Bizim de bir bilgisayar karşısındaki bir de özem hayatımızda ayrı insan olduğumuzu, bizim de etten tırnaktan ve duygulardan oluşan bir insan olduğumuzu belirtmekte yarar var…

Bunun bir de vicdan muhasebesi, insanın kendi özeleştirisini yapması var!

Kendi içimizde yaşarız bunları, dışarıya çok da aksettirmeyiz…

Hele de bilgisayarın kapağını kapatıp akşam dinlenmesine geçtiğimizde bambaşka bir insan oluruz, kimsenin tahmin edemeyeceği!

Öğrencilerini kopya veren ve bize pişmanlığını anlatan, özür dileyen bu genç öğretmenden öncelikle teşekkür ederiz…

Medeni cesaret gösterip bizi aradığı, itiraf ettiği için!

Genç ve tecrübesiz bir öğretmen olup bu hataya düştüğü ve bir daha böyle bir hatanın asla tekrarlanmayacağı sözünü verdiği için…

Evladımız yaşında ya işte…

Kendisine nasihat verme ihtiyacı da hissettik dünkü telefon konuşmamızda!

Çünkü olan olmuştu artık…

Filmi başına çeviremeyeceğimize göre burada yapacağımız tek şey kalıyor!

Yapılan hatalardan ders çıkarmak…

Aynı hatayı bir kez daha yapmamak!

Rahmetli babam derdi ki;

Hele gençlik yıllarında yapılan ilk hata affedilebilir…

Ama aynı hatayı ikinci kez yaparsan, işte asıl hata odur!

Özersay korkusu var!

Sohbetlerde konu siyaset oldu mu hele de seçim tahmini yürütüldüğü zaman Özersay’ın Halkın Partisi de masaya yatırılır…

Bir bakan arkadaşla geçenlerde sohbet ederken konu döndü dolaştı seçim tahminlerine geldi!

Bana Özersay’ın durumunu sordu…

Önce kendi fikrini söylemesini istedim;

“Özersay düşüşte” dedi!

Nedense genelde böyle söylüyorlar…

Demek ki en azından Kudret Özersay’ın şimdi düşüşte olsa da partisini kurduğu ilk günlerde yükseklerde olduğunu kabul ediyorlar!

Bu konuda ki sorulara ben de genelde şöyle cevap veririm;

“Düşüşte olabilir ama sandıklar kurulduğu zaman sonuçlar açıklandığında böyle olmayacağını göreceksiniz…”

Tabi ki kiminin canı sıkılır bu yoruma ama bu bizim görüşümüz!

Ama şunu da eklerim hiç gecikmeden;

“Bu iş onun kara gözü kara kaşı için değil, denenmiş partilerin yönetimde oldukları zaman ülkeyi iyi yönetemedikleri için…”

Aslında önlerinde zaman var hala…

Özersay’dan korkmayıp da ülkede halkın refahını sağlayacak, ekonomiyi ayağa kaldıracak bir şeyler yapsalar durum çok farklı olabilir!

6 Belediye yeter!

Nüfusumuzu tam ve net olarak bilemiyoruz ama…

Resmi rakamlar 300 bin ise öyle farz edelim!

300 bin nüfusluk bir ülkede 28 belediye var…

Başkaları duysa güler buna!

Çünkü bir çoğu belediye değil köy görünümünde…

Bakan Çavuşoğlu önceki gün belediye sayısının 14’e düşürülmesi için çalışma yapıldığını açıkladı!

Deriz ki eğer öyle yaparlarsa büyük kavgalar kopar…

Doğrusu Lefkeyle birlikte belediye sayısının 6’ya düşürülmesidir!

6 belediye ama güçlü 6 belediye…

Doğrusu bu değil mi!

Yavuz Çıkarma'nın kiralanması niçin iptal edilmiyor!

Son günlerin akla takılan soruların başında geliyor…

Bakanlar Kurulu Yavuz Çıkarma Plajı’nın kiralanmasını durdurdu, ileriye götürülmeyeceğini açıkladı ama bu kararı niçin iptal etmiyor!

Tabi ki bu sorunun muhatabı da yine hükümet oluyor…

Bu karar iptal edilmedikçe de burasının her an peşkeş çekilebileceği hep gündemde olacak!

Neyi bekliyorlar bilemiyoruz ama…

Bir bit yeniği var işte!

Bu ağaçlar niye kesiliyor!

Sözümüz İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu’na…

Dün bölge insanları fotoğraf çekip gönderdi!

İskele Boğazı’ndaki insanların gölgede oturup nefes aldıkları park yerinin ağaçları kesilmeye başlanmış.

Oradaki büfeyi işleten böyle istemiş!

Doğru mu Hasan kardeş, bunlara günah değil mi…

MESAJ  KUTUSU

Sayın Hasan SADIKOĞLU, İskele Boğazı’ndaki park yerindeki ağaçların buradaki büfenin işletmecisi istediği diye kesilecek olması doğru mu! Oralarda aylık bin TL kira veren çevre katliamı konusunda söz sahibi mi oluyor. Lütfen ağaç katliamını durdurun ki vatandaş oksijensiz ve gölgesiz kalmasın!

Sayın Mehmet HARMANCI, hadi bizim bahçede sinek tuzağı var ve çok etkilenmiyoruz ama Lefkoşa geneli nedense sivri ve kara sinek istilası altında! Bu sene sokakları pompayla ilaçlayan belediye araçlarını ne zaman devreye koyacaksınız!

Sayın Hasan SARICA, bir sendikadan danışmanlık ücreti aldığınız yönünde mesajlar almaya başladık. İhbarlar doğru mu, doğruysa hangi sendika olduğunu kamuoyuna açıklayacak mısınız! Bilirsiniz bizim millet buun öğrenemezsi meraktan tam orta yerinden çatlar!

Sayın Fahrettin ÖĞDÜ, Türkiyeden’den gelen vatandaşların bir düzine çocuk yapmasından korkan Rum papaza dün sosyal medyada en güzel cevabı siz verdiniz, kutlarız. Madem ki şu anki durumun tek suçlusu onlar artık idare edecekler değil mi!

Sayın Mehmet EZİÇ. LTB’nin Paylaşım Mutfağı’na en fazla katkıyı koyarak yine gönülleri fethettiniz. Tebrik eder Lefkoşa’daki tüm işletmelere örnek teşkil etmesini dileriz. Allah size muhakkak ki daha fazlasını verecektir…

Sayın Oktay KAYALP, eski yoldaşınız Sonay Adem bir kere kafaya taktı ya sizin bölgedeki tüm örgütlerin de üzerine gidecektir. Şimdiden önleminizi alın deriz zira bu konuda çalmadık kapı, konuşmadık kimse bırakmıyor!

Sayın Umut ÖKSÜZOĞLU, kurumun çalışanlarının elbise ve ayakkabı yardımlarını hala alamadıkları için eyleme gideceğinizi öğrendik de yani biraz sabredemez miydiniz! Diyeceğimiz şu ki bazı eylem nedenleri vatandaşlar tarafından destek almayabilir…

Sayın Hasan KARLITAŞ, Lefkelilerin 20 yıldır kandırıldığını söyleyip iyi ettiniz ama işte size güzel bir fırsat. Çok çalışıp girin meclise ve bölge halkının sesi ve tercümanı olun. Bunun için zemin ve zaman gayet uygun…

Sayın Ali BATURAY, ne yazık ki bazı siyasiler ve bürokratlar hatta sivil toplum örgütleri de gazetecilerden hep iyi şeyler yazmalarını isterler. Bir kere eleştirirseniz selamı sabahı bile keserler. Burada dünkü kanlı satır neydi öyle, korktuk yani…

Sayın Ahmet ÇALUDA, demek ki rahat battı ki yeniden aktif sendikacılık için bir takım girişimler başlattınız. Madem ki kaşındınız artık siz bilirsiniz. Gazanız mübarek olsun diyoruz, Allah utandırmasın artık…

Sayın Faiz SUCUOĞLU, Hasipoğlu’nun bakanlık döneminden kalan makam aracını halan siz kullanıyor ve bu aracı yeni Mercedes olarak görüyorlarsa demek ki bazı siyasiler bilgi sahibi olmadan iş ola konuşuyor. Gülüp geçin deriz dert etmeye değmez…

Sayın Polat ALPER, börek taşlarınız rahat durmayınca önceki gün akşam apar topar ameliyat için yurt dışına gittiğinizi üzülerek öğrendik. Büyük geçmiş olsun diyoruz, umarız taşları İstanbul boğazına döker de sağlıklı şekilde geri dönersiniz…

Sayın İsmail ARTER, bölgenizde kanser hastası olan ve hergün hastaneye gidip tedavi alan bir hasta kadının sularını faturalar ödenmediği için kestirttiğiniz şikayetinde bulundular. Bu konudan haberiniz var mı yoksa bazı çalışanların işgüzarlığı mı acaba!

Sayın Mehmet ADAHAN, Vadili’nde hem kaldırım yapımı hem de yolların asfaltlanması için büyük bir operasyon başlattığınızı öğrendik. Doğru karar verdiniz zira özellikle yollarınız tam bir felaketti, kolay gelsin artık…

Sayın Bülent ARKIN, Lefke’deki CMC tesislerinden yine zehirli sular fışkırmaya başlamış. Bölge halkı hiç gecikilmeden burada bir önlem almanızı bekliyor. Biliyorsunuzdur bu bölgede kanser vakaları birinci sırada…

Sayın Hasan TOPAL, ülke genelinde başlatılan kan bağışı kampanyalarındaki katılımınız dikkatlerden kaçmıyor. Demek ki argan yağı size epey yaramış değil mi! Yine de bunu tasarruflu kullanın deriz zira her an ihtiyaç duyabilirsiniz…