Bu yazımın sonrası eminim birçok belediye başkanı kendini sorgulamaya başlayacaktır.

Şuana kadar katıldığım basın toplantılarında gözlemlediğim tek şey başkanların yaptığı icraatları dev projelermiş gibi anlatmaları oldu.

Bu kadar iyi projeler yapan belediye başkanları varsa zaten koltuklarında 29 Haziran tarihinden sonra da oturmaya devam edecektir. Ama şişme projelerle, halkın gözünü boyayıp, ben bunu yaptım diyenler de bundan sonraki süreçte evlerinde oturacaktır.

28 Belediyede de harıl harıl devam eden belediye başkan adaylarının çalışmaları var.

Hemen hemen tümü projelerini anlatan broşürler hazırladı. Hazırlanan projelerin birçoğu 4 yıl içerisinde yapılması mümkün olmayan projeler. Neden mi? Öncelikle aday olan başkanlar nasıl bir belediye devir alacağından yüzde yüz emin olmamakla birlikte belediyenin mali durumunu da yüzde yüz bilmiyor. Belediyecilikte önemli olan mali durumun düzene getirileceği sürede harcanan zamanda neler yapılabileceğidir. Yani kötü bir mali tabloda icraat yapmaktan söz etmek pek de mümkün değil iken halka sunulan projeler acaba neden abartılıyor onu anlamış değilim.

Bir beldemizin belediye başkan adaylarından birisi ile konuşuyorduk geçen gün. Söz konusu projeleri her şeye rağmen yapacağından yüzde yüz emindi. Hatta kendisini taklit eden karşı partinin belediye başkan adayı için de mesaj verdi. Ben ‘uzay üssü kuracağım’ diyor. Yani resmen dalga geçiyor. Neden mi? Çünkü kendi projelerini çaldığını düşündüğü belediye başkanını ‘hade bunu da yap’ dercesine nispet yaptı.

Kolay bir süreçten geçmiyoruz. Belediyelerin hizmet verip vermemesi en fazla bizi etkiliyor. Halk çöpünün toplanmasını isterken bir taraftan da belediyenin fark yaratarak sosyal alanda faaliyet göstermesi peşinde. Kısacası kimse rutin belediyecilik hizmeti istemiyor. Beklentiler arttı. Daha refah bir şehirde/köyde yaşamak istiyor herkes.

Bugün Avrupa Standartlarında yaşamayı hak eden bizler maalesef Avrupa Standartlarında bir sistemi de kabul etmiyoruz. Kuralları sevmiyor ve sınırların olmasını istemiyoruz. Eğer belediyecilikte kaliteyi istiyor ve hak ettiğimiz hizmeti alma peşindeysek illa ki kurallara uyup, sınırlarımızı koruyacağız. Yani yeşil alana çöp atıp da sonra sövmeyeceğiz. Kısaca iş belediyelerin hizmetinden çok bizde bitiyor. Öncelikle nasıl bir şehirde/köyde yaşamak istediğimize karar vermeliyiz ki nasıl bir belediyecilik hizmeti almamız gerektiğini sorgulayalım.

Bugün sırf egolarını tatmin etmek için dünyanın projesini sunan belediye başkan adaylarına seslenmek isterim. Projeler önemli değildir. Sizin ne kadar güvenilir bir başkan adayı olduğunuz önemlidir. Her şeye rağmen sırf oy uğruna ne bu halkın duyguları ile oynayın ne de onlara boş yere vaatler verin.