Laf ebeliğinde üstümüze yok...
Güney Kıbrıs'ta belki de tarihin en büyük yangını hala devam ediyor!
Gözümüzün önünde doğa yok oluyor...
İnsanlar ölüyor!
Biz hala laf edebiyatı yapıyoruz...
Adam havuzda serinlerken sosyal medyada paylaşıyor;
Acımız ortak diye!
Diğeri buz gibi birasını yudumlarken görüşünü bildiriyor;
Ortak vatan diye!
Ortak yurdumuz yanıyor diye feryat edenler var...
Ama bütün bunlar mangal başı söylemlerden öteye gidemiyor!
...
Doğrudur...
1995 yılında KKTC'deki ormanların neredeyse üçte biri yandı!
Rumların yardım talebine biz de olumsuz yanıt verdik...
Oysa Ledra Palace sınır kapısına kadar gelmişti Rum itfaiye ekipleri!
Ama inat işte...
Ruma muhtaç değiliz ruh hali vardı o zamanlar!
Gereksiz bir böbürlenme...
Biz de o zaman gurur meselesi yaptık, Rum kesiminden gelen istekleri kabul etmedik!
Etseydik bir yerimiz eksilirdi çünkü!
Şimdi aynı hatayı Rum tarafı yapıyor...
Yunanistan'dan, İtalya'dan, Fransa'dan yangın uçakları geliyor ama KKTC'den tek bir kazma bile istemiyor komşumuz!
...
Elbette acımız birdir, bizim de ciğerlerimiz yanmaktadır ama burada çıkarılması gereken dersler de vardır...
Özellikle )hemen şimdi barış' isteyen kesim için!
Ortak vatan, ortak acılar şimdilik sadece edebiyattan ibaret...
Biz burada keyif yaparken, orada canlar ölüyor!
Parmağımızı bile kıpırdatmıyoruz...
Rum yönetimi gurur meselesi yapıp yardımları istemeyebilir!
Bunu anlarız da...
Kuzey'de laf ebeliğinden başka bir şey yapmayanları niçin iki kova alıp da Güney'deki yangın söndürme çalışmalarına katılmıyor diye anlayamayız işte!
 
 
Akıncı ve tılsım!
 
 
“Akıncı keşke, Anastasiadis'in Trodos orman yangını nedeniyle bugün iptal ettiği görüşme karşısında "peki kabul" deyip konuyu kapatmasa ve Anastasiadis'e "bugünkü görüşme iptal, programım seninle idi, seninle yangın mahalline gidelim, felaketi yerinde görelim ve oradan birlikte üzüntülerimizi ada insanları ve dünya ile paylaşalım" deseydi.
Bu durum, hem yangın söndürmeye Akıncı'nın yaptığı öneride samimiyetini gösterecek, hem belki de teklifin reddedilmesinin kalkanını düşürecek ve yardımın nasıl yapılabileceği yerinde konuşulabilecekti. Hele ki Akıncı yanında itfaiye müdürünü de götürseydi, olay yerinde işbirliğinin teknik tarafı da çözülürdü...
Hem belki de olay yerinden Türkiye'ye telefon edilerek yangın uçağı ve helikopteri isteme aşamasına bile girilebilirdi.
Tılsım, Akıncı'nın olay yerine gitmesinde saklıydı...”
 
(Kutlay ERK)
 
 
Bu sıcakta bu kuyruk!
 
Eminim ki Büyükelçi Derya Kanbay'ın bu durumdan haberi bile yoktur...
Olsa muhakkak müdahale eder ve sabahın çok erken saatlerinde hem de bu kavurucu sıcaklarda elçilik binasının hemen yanı başında bu kuyruklara izin vermezdi!
Onun için buradan uyarma ihtiyacı hissettik...
Biliyoruz, dar bir kadro ile her gün binlerce kişiye hizmet veriyorlar ama bu sorunun mutlaka çözülmesi gerek!
 
 
 
Sendikalar niye kaçtı!
 
Bir kez daha asgari ücretiyle dalga geçtiler…
104 TL’lik zammı da sanki ihya gördüler!
Bu para ile günde ancak bir buçuk simit alınır hepsi o…
Benim kızdığımız asıl sendikalara!
Öngörülen rakamı az bulup salonu terk eden sendikalara…
Hak hukuk ve siyaset dendiğinde horoz kesilen sendikalar asgari ücret dendi mi sadece salonu terk ediyorlar hepsi o kadar!
Oysa ezilen de horlanan da açlık sefaletiyle harcanan asgari ücretli ama onlar için mücadele etmek nedense sendikaların bir türlü işine gelmiyor…
 
 
“Fitrenizi asgari ücretliye verin!”
 
“Asgari ücrete artışı kimse ZAM olarak yorumlamasın!
Zira artış 6 aylık gecikmeyle enflasyon oranında gerçekleşmiştir.
Ayrıca enflasyon farkı yansıtılmamıştır.
TL'nin döviz karşısındaki değer kaybı hiçe sayılmıştır.
Din İşleri Başkanlığı bu yıl Ramazan ayı için Fitre miktarını 20 TL olarak belirlemiştir. Buna göre 4 kişilik bir ailenin aç kalmaması için gerekli ASGARİ miktar 2400 TL'dir.
Bu demek olur ki asgari ücretli bir aile 1834 TL (brüt) ile yaşayabilmek için öğün atlamak yada aç yaşamak durumundadır!
Fitre verecek kimse bulamıyorum diye tasalanmayın!
Bağışlarınızı herhangi bir asgari ücretli aileye vermeniz yerinde olacaktır.
Zira bu ülkede Asgari ücretle yaşam açlıkla mücadele etmektir...”
 
(Mert Özdeş)
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Derya KANBAY, TC Lefkoşa Büyükelçiliği öğrenci sayısının da artmasıyla artık yeteri kadar hizmet verememeye başladı. Çalışanlar da her türlü özveriye rağmen işlere yetişemiyor. Burada yeni bir düzenlemeye gidilmesi şart oldu gibi gözüküyor.
Sayın Özdemir BEROVA, bir an önce Devlet Tiyatroları’nın başına bir müdür atamanız özellikle de çalışanlar tarafından isteniyor. Zira yeni dönem için projeler ve sözleşmeli personelin gözü kulağı sizde!
Sayın Kemal YILMAZ, Dipkarpaz’da yaşayan bir vatandaşın akrabası tarafından ölü olarak gösterilip evine el konulduğunu biliyor muydunuz! Çok yakında bazı resmi evraklarla bölgede sizi ziyarete geleceğiz şimdiden haberiniz olsun istedik!
Sayın Yudum MİŞON, bazı gazetecilerin daire müdürlerinden maaşa bağlandığı yönünde bir açıklama yaptığınız söyleniyor. Hangi daireler ve hangi gazeteciler olduğunu da açıklasanız diyoruz. Zira epey merak konusu olmuş diyorlar!
Sayın Faiz SUCUOĞLU, çok yakında Lefkoşa Devlet Hastanesi’ni 4 yıldızlı otele çevireceğiniz konuşuluyor. Hoş bizim millet biraz aksidir 5 yıldız isterse sakın şaşırmayın olur mu!
Sayın Kemal Deniz DANA, lavra mücadelesi için açılan ilaç ihalesi adrese teslim olduğu için iptal edildi ve şimdi yeni şartname hazırlanıyor! Tam şimdi uyanık olma zamanıdır zira bu ihalenin yarı fiyata bitirilebileceğini söyleyen uzmanlar var!
Sayın Sibel SİBER, meclise gençler eylem yapsın diye pankart sokan iki vekil hakkında soruşturmaya yapmayı düşünüyor musunuz! Kamuoyu merakla bu iki ismin açıklanmasını bekliyor!
Sayın Cemil KARZAOĞLU, uzun süren bir inatlaşma ve bekleyiş döneminden sonra ambargo kalkmış ve Sosyal Konut Müdürlüğünüz için atama yazısı tamamlanmış! Şimdi merakla ne gibi projelere imza atacağınızı bekleyeceğiz.
Sayın Mehmet ULUN, dün tavlada bir kez daha tahminleri tutturup 8-0’lık hezimete uğramışsınız! Demek ki artık sizin de jübile yapma zamanınız geldi demektir! En iyisi balığa filan gidin artık deriz!
Sayın Cemal ÖZYİĞİT, sanki de bize cami avlusunda iftar yemeği verenleri eleştirirken biraz fazla acımasız oldunuz gibi geldi. Zira Türk örf adet ve geleneklerinde böyle yemekler her zaman verilir!
Sayın Süleyman MANAVOĞLU, başta Lefkoşa olmak üzere ada genelinde evlere yemek servisi yapan motosikletler konusunda iş yerlerine çağrıda bulunmanız isteniyor. Zira bazıları artık yollarda hem kendilerinin hem de başkalarının can güvenliğini riske sokuyor!
Sayın Kemal ATAMAN, Koop-Bank genel müdürlüğünüz hem çok yakıştı hem de bütün kesimlerde memnuniyet yarattı. İşin ehli olunca kimse muhalefet yapamıyor değil mi! Başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz…
Sayın Anıl KAYA, Maliye Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğünüz hayırlı ve uğurlu olsun. Serdar bey sözünü tuttu ve bu konuda vefalı olduğunu gösterdi. Şimdi artık kolları sıvama zamanı, zira o bakanlıkta tempo fazlasıyla yüksek!
Sayın Erhan BAŞAY, Camelot’taki tavra turnuvalarında zar tuttuğunuz yönünde şikayetler gelmeye başladı. Bundan böyle rakipler fincanla gelecekmiş haberiniz olsun istedik ve aynı zamanda hiç yakıştıramadık!
Sayın Ünal ÇAĞINER, hem KKTC’de hem de Türkiye’de bir ilki gerçekleştirip dev aqua parkı nihayet vatandaşın hizmetine açmışsınız. Şimdi müşteriler heyecanla dünyanın en büyük spasının açılışını bekliyor!