Sebze ve meyve denince akla ilk gelen şey sağlıklı beslenmedir. Özellikle diyet yapan kişilerin beslenmeleri sebze ve meyve ağırlıklıdır.

Ama gel görün ki biz halen Gıda Yasası’nı meclisten geçiremedik…

Ivır zıvır konularla mecliste günlerce konuşup zaman harcayan vekillerin acilen bu konuda girişim yapması şarttır.

Teknoloji hızla ilerlerken, üretim kapsamı da genişledi.

Yani eskiden salatalık üreten üretici daha fazla üretim yapmak adına domates, biber, soğan..vb..şeyler de üretmeye başladı. Bu da durumun netliğini ortaya koyuyor. Yani geçinmek için salatalık üretmek yetmiyor.

Seracılar uzun süre dert yanmıştı.

Tarlada kalan salatalık ve domates an geldi beleş denecek kadar ucuza satıldı.

Bu da tarladan ürününü toplamaya değmediğinden üreticilerin maddi sıkıntı içerisine girmesine neden oldu.

Uzun süren gayretlerle üreticiler elini ayağını bulmaya başladı. Yani az çok geçiniyorlar diyebiliriz.

Domates de salatalık da biber de soğan da üreten seracılar boğaz tokluğuna çalışmaktan usandı.

Tabi üretim yaparken düşünülen tek şey, topraktan sofraya erken ürün sunmaktır.

Üreticilerin geneli bunu düşünür.

Ve bu durum istemeden bazı şeyleri doğurdu zamanla.

Yani hızlı üretim ya da dolgun görünümlü sebzeler üretmek için neler  yapılmalı diye çeşitli yollar düşünüldü.

Bunun tek bir yolu vardı o da ya kimyasal destekleyiciler ya da hormon takviyesi.

Bazı üreticilerimizin tercihi bu yönde olsa da bazıları çocuklarını düşünerek hareket etti ve kimyasal destekleyicileri bahçelerine bile sokmadılar.

Ama gel görün ki hormonsuz üretim yapanların malı tarlada, bahçede kaldı. Kolay mı hem hormonsuz üreteceksiniz hem de kar edeceksiniz.


Biz sebze ve meyveleri tüketirken aklımıza ilk gelen şey 'hormonlu mu?' dur...

Devlet Laboratuarlarda analiz edilmesi gereken bu ürünlerin acaba kaçı analiz edilerek gönül rahatlığı ile bu ürünleri tüketmemize yeterli sebeptir?

Tarımsal üretimin denetim ve kontrolü şarttır. Görsel denetim değil, kimyasal kalıntı ve hormon testleri yapılmalıdır. Ciddi ciddi testlerden geçirilmesi gereken ürünler güvenli gıda tüketiminin önünü açacaktır.

Üreticilerin Gıda Yasası’nı ivedilikle geçirilmesi konuda ısrarları olmasına rağmen halen Gıda Yasası hayata geçmiş değildir.

Gıda Yasası üreticiyi de tüketiciyi de koruyacak bir yasadır bu yüzden önem arz eden bir yasadır. Bugün ülkemizde sayısı belli olmayan yüzlerce üretici var. Birçok üreticinin kim olduğu nerde üretim yaptığı ve ne kadar güvenli üretici olduğu bilinse bile bunların yanında üretici kaydı bulunmayan üreticiler vardır.

Ürettiği ürünlerin satışını yasal yollardan yapmayan bu üreticilerden bilmeyerek satın aldığımız ürünler ne kadar güvenlidir? Ya da bu üreticiler ürünlerini yetiştirirken ne tür kimyasal maddeler kullandı belli bile değilken bizler bu üreticilerin ürünlerini satın alarak bir suç işliyoruz. Hem çocuklarımızın sağlığını tehlikeye atıyoruz hem de gerçek üreticilerin hakkını çiğnemelerine izin veriyoruz.

Sağlığa zararlı kimyasal yan ürünler kullanan üreticiler bir an önce gerekli merciler tarafından sıkı bir denetime tabii tutulmalıdır. Üretimden tüketime kadar sağlıklı gıda zinciri oluşturulmalıdır. Biz tüketici olrak gönül rahatlığı ile bu ürünleri tüketmeliyiz.

2014 yılında ülkemize gelecek olan su bugünkü üretimin daha da artmasını sağlayacak ve o zaman esas sorun doğamaya başlayacaktır.

Bu sorunların artmasına engel olmak adına bir an önce Gıda Yasası hayata geçmelidir. Bugün baktığımızda kim ne üretiyor, nasıl bir kimyasal ürün kullanıyor ya da hangi koşullarda üretim yapıyor bilmiyoruz ama eğer yasa geçerse bu sorun da ortadan kalkacaktır.