Sağlık Bakanı Salih İzbul ile en son bayramın ikinci günü telefonda görüştüm;
Beni telefon ile aradığında araç sürdüğüm için kendisini benim aramamı istedim.
Kabul etmedi birkaç saat sonra kendisinin arayacağını söyledi…
Ben de doğal olarak kabul ettim!
Bu kısa konuşmada ‘ha keşke beni de arasaydın’ dedi…
Ama kendisi aramadığı için de başka bir görüşmemiz olmadı!
Biliyordum ki ‘Bakan İzbul nerede by-pass olacak’ başlıklı yazımdan dolayı konuşacaktı ama konuşamadık, sağlık olsun…
İstanbul’da özel bir hastanede by-pass olduğunu öğrendik;
Büyük geçmiş olsun, acil şifalar dileriz…
Haber öncelikle internet medyasında yayınlandı ve altındaki yorumlar hep olumsuzdu…
Bazıları çok ağırdı, üzüldüm!
Yorumun seviyelisine tamam ama bel altı olunca hoş kaçmıyor…
Elbette bir ülkenin Sağlık Bakanı’nın kendi ülkesinde değil de bir başka ülkece ameliyat olması tartışılır ama bize göre tartışmanın boyutu kişiye göre değil sisteme göre olmalıdır!
Konu sağlıktır, bir insanın hayatıdır ve çok ağır eleştiriler etik dışı olur…
Salih İzbul’un doktorları yapılacak olan ameliyatın burada riskli olacağını söylemişler ve Türkiye’de bir hastane önermişler…
O da buna olumlu bakmış ve gidip ameliyatını İstanbul’da olmuş!
Ekibi ve bakanın kararını bir yana koymak gerek;
Benim kafam burada riskli olan şeyin ne olduğu önemli…
Devlet hastanelerimizde ve özel hastanelerde bu konuda büyük başarılara imza atan çok sayıda doktorumuz var…
Ama belli ki burada bir şeyler tamam değil ve sisteme bir güvensizlik söz konusudur!
İşte bunun altını üstüne getirip asıl sorgulanması gereken sistemin ta kendisidir!
Bakan İzbul’un doktorları ara sıra medyaya çıkar ve burada hangi başarılı by-pass ameliyatları yaptıklarını gururla anlatırlar…
Bizim de bununla göğsümüz kabarır mutlu oluruz…
Birçok Sağlık Bakanı bu koltuğa otururken şundan sitem ederler;
“Sağlıkta sistemsizlik sistem olmuştur!”
Hepsi bu görüşle işe başlar ama ne gariptir ki sistemsizliği sisteme çevirmek için de çok bir şey yapmazlar!
Çünkü, hep kaynak yoktur, yeterli doktor ve hemşire yoktur, bahaneler ardı ardına sıralanır…
Ama bir babayiğit de yeni bir sistem yaratmak için parmağını kıpırdatmaz!
Buna bir de ikinci iş ya da haksız yere verilen ek mesailer eklenir, sonuçta sorunlar kronik bir hal alır…
Güvensizliğin gerçek sebebi de budur!
Onun için Bakan İzbul’un niçin Türkiye’de ameliyat olduğundan daha ziyade sistemin sorgulanması ve sistemi ateşten gömlek olarak görenleri sorgulamak daha doğru olur düşüncesindeyim!
Sağlık Bakanı’na acil şifalar dileklerimizle…
 
 
 
Trafikte kahvaltı yapan kadın!
 
Günaydın Levent bey,
Yaz tatili bitti okullar açıldı trafik çilesi yine başladı ama benim sorunum trafik değil ben bir bayan olarak en sinir olduğum şeylerden birisi arkamdaki veya yanımdaki arabada bulunan bayanların makyaj yapması ya da elinde çay bardağı ve tostu ile kahvaltı yapması sonrada niye kaza oluyor hem de salyangoz hızı ile ilerleyen trafikte hiç bir bayan gücenmesin ama bunlar yüzünden düzgün araba kullanana bayanların da adı kötü şoföre çıkıyor…
Bugün yine bir bayan arkamda kahvaltı yapıyordu plakası da LK916 eğer ki trafik biraz duraklasa idi inip nedir yaptığın diye soracaktım ama trafikte fırsat bulmadım bu bayanı deşifre ederseniz sevinirim…
Ne yani işe gidince kahvaltı yapamıyorlar mı, erken kalksınlar kalkamıyorlarsa aç kalsınlar.
Trafikte insanları tehlikeye atmaya hiç hakları yoktur…”
 
(B.N.)
 
 
Kim bu günahkarlar!
 
“Geniş tabanlı REFORM hükümetinin atamalarını REFORM olarak kabul etmek mümkün mü?
Özgürgün'ün UBP kurultayından başkan çıkabilmesi için CTP'nin bedel ödemesinin hesabını kim,nasıl verecektir.
İrsen Küçük'ün UBP'kurultayı uğruna hükümette yaptıklarını yıllardır her fırsatta eleştirmekteyiz. Bu gün H.Özgürgün'ün yaptıklarının İ.Küçük’ün yaptıklarından bir farkı olduğunu söyleyebilir miyiz?
Bugün ortağız diye ses çıkarmayanların da bu günaha ortak olduklarını bilmeleri gerekmektedir!..”
 
(Ahmet ERTAÇ)
 
 
Ahmet abimiz kötü kızdı..
 
“Ülkemize hayat, insanımıza esenlik sunacak olan Türkiye'nin barış suyu konusunda sergilenmekte olan şu şaşırtıcı tepkilere ve davranışlara lütfen dikkat buyurunuz... Yabancılara bile parmak ısırtan işler oluyor. Müzakere masasında Rum'a karşı alabildiğine edilgen ve teslimiyetçi olanlar, bize su zenginliği gibi bir lûtufta bulunan Türkiye'ye karşı iftiralar ve kötülemelerle de bezenmiş bir şımarıklık ve asilik içinde.
Yazıklar olsun!..
 
(Ahmet TOLGAY
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Derya KANBAY, Türkiye’den adaya getirilen su konusunda yapılan bazı yanlış açıklamalar çok acımasız yorumlara neden oluyor. Biraz daha ülkede bu konuda savaş çıkacak gibi gözüküyor. Bu konuda birinci ağızdan kamuoyunu bilgilendirmeniz ve böylelikle spekülasyonlara son vermenizi bekliyoruz.
Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, pot kırmakta üstünüze olmadığını bilirdik ama bu kadarını da tahmin etmezdik. Türkiye’den katkıları alırken kendinizi memur olarak hissetmezken su konusunda niçin memur hissiyatına kapıldınız ki? Kendi biletinizi kendinizin kestiğinin farkındasınızdır umarız…
Sayın Ersin TATAR, 31 Ekim kurultayında Lefkoşa’dan birinci sıradan çıkacağınız konusunda mesajlar almaya başladık. Bunda adaylığı ilk olarak açıklamanız gösteriliyor. Demek ki çok konuşan değil çok gezen daha makbulmüş değil mi? Hadi bakalım gazanız mübarek olsun…
Sayın Çağlayan CESURER, kurum çalışanlarının maaşlarından kesinti konusundaki açıklamalarınız hiç fena değildi ama bunu gazete ilanlarıyla şova çevirmeniz kamuoyunun tepkisini aldı. Daha ağır başlı ve ciddi olmak en iyisidir değil mi?
Sayın Şener ELCİL, ilkokullarda sigara, uyuşturucu ve alkol araştırması bütün velileri dehşete düşürdü. Sendika olarak acil önlemler almak durumundasınız. Yoksa kamuoyu desteğini her an kaybedebilirsiniz bizden uyarması!
Sayın İrfan GÜNSEL, okul santrallerinin yeteri kadar hizmet veremediği yönünde şikayet mesajları gelmeye başladı. Hele de yeni öğrenci ve veliler bir an önce bu sıkıntının giderilmesini rica ediyorlar…
Sayın Turgut MUSLU, halen imza yetkinizin olmaması ve bu konuda mahkeme kararının uzaması bakanlıkta çeşitli sıkıntılara yol açtığı yönünde çalışan şikayetleri almaya başladık. Yetkisiz yetkili bir makam dünyanın başka bir yerinde asla olmaz değil mi?
Sayın Ayşe ATAN, TC Büyükelçiliği Konsolosluk görevine atanalı çok kısa bir süre oldu ama çalışanların bu atamadan dolayı mutlulukları gözlerinden okunuyor. Ülkemize hoş geldiniz başarılı çalışmalarınızın artarak devam etmesini dileriz…
Sayın Cemil SARIÇİZMELİ, bir CTP’li belediye başkanı olarak UBP’nin İskele ilçesindeki başkanlık yarışında bir adaya destek vermeniz çok ilginç değil mi? Bu arada bakalım tatlı diliniz kaç tane yılanı deliğinden çıkaracak…
Sayın Bumin PAŞA, müsteşarlık için biraz da sıkın dişinizi. Hatta kurultaydan önce bile olabilir diyenlerin sayısı bir hayli fazla. Özellikle öğretmen sendikalarıyla sıcak günler artık sizi bekliyor. Hayırlara vesile olsun…
Sayın Ercan İBRAHİMOĞLU, şükürler olsun ki bir tane de Fenerbahçe bayrağı olmayan bir resim paylaşmayı akıl edebildiniz. Sarı-lacivert renklerden içimize baygınlık gelmişti. Bu arada banka içinde küçük bir muhalif grup da oluştu bilesiniz…
Sayın Zorlu TÖRE, genel başkanlık adaylığı konusunda sizin için itiraz hazırlıkları yapıldığını biliyor muydunuz? Avukatlarınızı şimdiden hazırlamakta fayda görüyoruz. Artık bu işin ciddiyeti büyük boyutlara geldi…
Sayın Talip ATALAY, TC kökenli olup da Hala Sultan’a ziyaret gerçekleştirenlerin bu sıralar epey hayır dualarını alıyorsunuz. Sizin atama hala gerçekleşmedi ama kim bilir belki de Ankara temaslarını biraz sıklaştırsanız sanki de olacak gibi gözüküyor…
Sayın Mehmet ÇAKICI, sizin şu kokereç özlemi ne zaman bitecek biz de merak etmeye başladık Acaba diyoruz ortak olup bir dükkan mı açsak? Hatta el arabasında yaparsak bu işi daha nostaljik olmaz mı?
Sayın Altay-Hüseyin SAYIL, muhterem validenizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhumeye Tanrı’dan rahmet size ve aileye sabırlar  dileriz. Allah geride kalanlara sağılıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah…