Bugün, El Cezire’de izlediğim, Kuzey Kutbu’ndaki, dünyanın en büyük adası Grönland’da çekilmiş bir belgesel son derece ilgi çekiciydi. Belgesel, Grönland’a bağlı, içinde sadece 59 Eskimonun yaşadığı bir köyde, Niaqornat’daki gündelik yaşamı ve köy ahalisinin hükümete karşı verdiği mücadeleyi nasıl kazandığını anlatıyor.

Köylüler hayatlarını balıkçılıkla kazanıyor ancak köydeki balık işleme fabrikası kapanmış. Fabrikanın tekrar açılması söz konusu olmazsa, köyde yaşayan Eskimoların yıllardır yaşamakta olduğu göç hızlanacak.

Danimarka’nın özerk bir bölgesi olan Grönland’a bağlı köyde, buzulların iklim değişimi nedeniyle erimesinden ötürü hükümet, köye yiyecek getiren gemilere verdiği sübvansiyonu kesmiş. Danimarka Krallığı' nın mülkiyetindeki balık fabrikasının tekrar açılmasına hükümet karşı çıktığı için köylüler kendi paralarını koyup bir ortak bulmayı ve fabrikayı kendi mülkiyetlerine geçirmeye çalışıyor. Fabrika tekrar açılmazsa köydeki gençlerin büyük kasabalara göçü artacak. Hükümet ve krallıksa köydeki yaşamın sürdürülemez olduğunu düşünüyor ve köyün terk edilmesini istiyor.

Köy ahalisi fabrikayı tekrar açıp köydeki yaşamın devam etmesini resmen talep ediyor. Sonunda kazanan, mücadele eden köylüler oluyor. Kendi kurdukları bir şirkete yatırdıkları parayla fabrikanın yeni sahiplerine dönüşüyorlar. Niaqornat köyünde yaşayan Eskimolar işleri öyle büyütüyor ki, 2011’den sonra Grönland genelinde 5 balık işleme fabrikası daha açıyorlar.

Köyde küçücük bir market var. Köyün küçük okulunda ise 3-4 çocuk ders alıyor. Öğretmenleri çocuklara gelecekte ne olmak istediklerini sorduğunda, kız öğrencisi köydeki markette çalışmak istediğini belirtiyor. Güneşsiz kışların hala çok zor geçtiği köydeki kız çocuğunun en büyük hayali, köydeki markette çalışmak!

Belgeselin o anında, aklıma Kuzey Kıbrıs’ta en büyük hayali devlette işe girmek olan insanlar geliyor. Dünyanın sonundaki 59 kişilik bir köydeki bir genç kızın sınırlı hayallerini bile köyün marketinde çalışmak süslüyor…

Dünyanın kuzey sınırındaki bir köyde, Eskimoların verdiği mücadeleden çıkarılacak ders çok bence…

Sarah Gavron imzalı belgesel filmi izlemek için bkz. http://www.aljazeera.com/programmes/witness/2013/10/village-at-end-world-20131026247679297.html