Gazimağusa Devlet Hastanesi’nden bir hemşire arkadaşın anlattıkları bunlar ve perde gerisinde yaşanan rezillikler…
CTP Milletvekili Birikim Özgür 8 Aralık 2014 tarihinde Yenidüzen Gazetesi’nde köşesinde kaleme aldığı EK MESAİLER ile ilgili köşe yazısında yazılanlar ile bire bir örtüşüyor…
Ne demişti Birikim Özgür;
“Bazı dairelerde ek mesailer organize bir şekilde sömürülüyor, çalışanlar ek mesaileri ikinci bir maaş olarak görüyor ve bir ay ödenmediği takdirde kıyametler kopartılıyor…”
Bakın hastaneden arayan hemşire arkadaşın şikayetlerini aynen aktarıyorum…
“Sayın Özadam,
Ben geçmiş aylarda ek mesai çalıştırılıyordum fakat bazı hemşire arkadaşlar ek mesai yapmadıkları gerekçesi ile basın yolunu kullanarak  gerek size gerekse diğer gazetecilere şikayette bulunuyorlardı…
Başta başhekim, başhemşireler, idare amirleri işe gelmeden ek mesai yazıyorlar diyorlardı…
Bu doğruydu, bunda yanlış yoktu…
Yanlış nerdeydi bilir misiniz;
Öyle bir çeteleşme oldu ki bazı guruplar her ay ful mesai yapıp 4000-5000 TL ek mesai almadan ayı çıkartmıyorlar…
Ne yapıldı, bazı arkadaşların ek mesaileri kesildi başhekim ve başhemşireler tarafından.
Bu hemşire arkadaşlar hemen basını arayıp işte başhekim bu kadar başhemşireler bu kadar ek mesaiyi alırken işe gelmiyorlar diye gerek basında gerekse hastane içerisinde dillendirdiler… Hastane yönetimi ne yaptı bilir misiniz?
Bu şikayet eden hemşire arkadaşlarından iki kişiye sus payı vermek için her ay yine ful ek mesai almalarını sağladılar!
Böyle rezalet olur mu?
Doğrudur sizin daha önce köşenizde yazdıklarınız… Çeteleşme var…
Örneğin hiç bir hastanede, ben Türkiye’deki bazı hastanelere de gittim koroner yoğun bakım diye ikinci bir servis yoktur!
Ama sağ olsun başhekim bunu da bir ilk olarak hastanede hizmete soktu…
Sırf servis sayısı artsın, fazladan hemşire ek mesaiye çağrılsın diye bir de hükümet 2015 yılında hayat pahalılığı vermeyeceğini açıklayınca sendikalar ayağa kalkıyorlar!
Bu ek mesai vurgunları karşısında niye ses çıkartmıyorlar sorar mısınız!
Ama ben söyleyeyim, sendika başkanları da ful ek mesai alır da ondan ses çıkartmazlar! Hastanede her kapıda kamera kayıtları var Allah aşkına bakanlık bir baksın bakalım başta başhekim, idare amirleri, başhemşireler işe gelmeden nasıl ek mesai yazıyorlar bir baksınlar lütfen…”
 
 
56 Euro kimin cebine girecekti?
 
Kıb-Tek’in akıllı sayaç ihalesinde verilen teklifler düştükçe düşüyor…
Yönetim de her ihale sonlandığında bunun gururla söylüyor…
Haklılar çünkü devletin şu sıralar tasarruf diye sızlandığı bir süreçte her bir kuruşun bile önemi var…
Hatırlarsanız, akıllı sayaçlar ilk önce bir bütün olarak ihaleye çıkılacaktı…
Hükümet de, Kıb-Tek ve hatta El-Sen de bu konuda ciddi bir duruş sergilediler.
Oysa biz o zaman 140 Euro fiyat biçilen sayaçların Güney Kıbrıs’ta 80 Euro’ya hem de parekende olarak satıldığını defalarca yazmıştık…
İşte geldiğimiz noktada son ihalede 84 Euro fiyat veren Mors Ltd ihaleyi kazandı!
Demek ki bu fiyata da şirketler kar edebiliyormuş gerçeği ortaya çıktı…
Şimdi insanın aklına ister istemez şu soru geliyor;
Eğer o zaman ihale sonucu iptal edilmeseydi sayaç başına 56 Euro, genelde de 8 milyon Euro kimin cebine girecekti?
Bundan kimler cukkalanacaktı!
 
 
Avukat Mustafa Şener mağdur oldu…
 
Stan Toto bet salonu sahibi Mustafa Şener’in son günlerde basında isminin fazlasıyla yer alması Girneli tanınmış avukatlarımızdan Mustafa Şener’i de epey üzdü…
İsim benzerliği nedeniyle Avukat Mustafa Şener’in telefonları günün 24 saati susmazken haliyle aile de sıkıntılı bir dönem geçirdi…
Avukat Mustafa Şener dün bu konuda bir kez daha açıklama yaptı ve kapatılan Stan Toto bet salonu sahibi ile isim benzerliği dışında hiçbir ilgisinin olmadığını söyledi…
Biz de okurlarımızla paylaşıyoruz.
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Özdemir BEROVA, yeni bir eğitim projesi için devlet okullarındaki öğretmenler de gönüllü olarak görev aldılar ancak çalışmaların mesai saatleri içinde yapılması bir çok ilk okulda derslerin boş geçmesine neden oluyor. Hani bir söz vardır ya ‘göz yaparken kaş çıkartmak’ sizinki de buna benzedi. Okul müdürleri tepkili bilesiniz!
Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, hayat pahalığı konusunda aldığınız karar yasa gücünde olmasaydı bu kadar patırtı kopmayacaktı. Bu arada siz sendikalara çok bakmayın düşük maaşlı çalışanlar bu karara tam destek veriyor…
Sayın Hasan TAÇOY, Mağusa Telefon Dairesi’ndeki yolsuzluk olayı göründüğünden çok daha büyük boyutlarda. Bu konuda şimdilik bir kişi tutuklandı ama arkasının geleceği ve çok sürpriz isimlerin de şaibe altında olduğunu öğrendik. Bilginiz olsun istedik!
Sayın Yudum MİŞON, Devlet piyangolarındaki karmaşanın özel bir şirketle yaptığınız sözleşme sonucunda yeni yılda tarih olacağını öğrendik. En doğrusunu yaptınız, bazen profesyonellere bırakmak en iyisidir…
Sayın Ali BİZDEN, bundan böyle devlet piyangolarının bütün baskı ve takip işlemlerinin şirketinizin komutasına geçtiğini memnuniyetle öğrendik. Umarız çalışmalarınız sonrasında devlet piyangosuna güven artarak devam edecektir…
Sayın Kamil KAYRAL, Tapu ve Kadastro Dairesi’nin şube müdürlüğü sınavlarına Lefkoşa, Girne ve Mağusa’dan bazı çalışanların protesto amaçlı katılmaması sizce ne anlama geliyor? Bazılarının konuyu mahkemeye taşıyacağı ileride büyük gürültü kopacağı iddia ediliyor…
Sayın Hulusi MANİSOY, yerel yönetimler içinde 13. maaşı en erken ödeyen belediye başkanı olarak çalışanlarınızdan teşekkür mesajları geliyor. Biz de tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…
Sayın Hasibe KUSETOĞULLARI, Lefkoşa’da şehir içi taşımacılık yapan antika haline gelmiş minibüslerin eksoz emisyon ölçümleri yapılıyor mu? Vatandaşların bir çoğu artık bu araçların hurdaya çıkarılması gerektiğini düşünüyor haberiniz olsun…
Sayın Çağlayan CESURER, 140 Euro’luk akıllı sayaç ihalesine çok ciddi bir destek verdiğinizi hala unutmuş değiliz. Bundan sonraki fiyat 80 Euro’nun bile altında olacak, bundan hiç kuşkunuz olmasın!
Sayın Ali ALİOĞLU, dünkü narenciye eyleminin niçin yapıldığını halen anlamış değiliz. O kadar beklediniz bir hafta daha opsiyon verebilirdiniz. Yok amaç siyaset ise işte o zaman başka bir şey değil mi?
Sayın Hüseyin GÖKÇEKUŞ, YÖDAK’ın yeni binası için bazı yetkililer devreye girdi. Bir seneye kadar çok modern bir binaya taşınabilirsiniz. Şu anki binanız yıkıldı yıkılacak gibi duruyor değil mi?
Sayın Mete ÖZMERTER, Smart Card müşterileri için Ercan’da öyle bir anlaşmaya imza koydunuz ki KKTC kredi kartları tarihinde bir devrim niteliği taşıyor. Umarız artık rekabet gelir ve diğer bankalar da yeni hizmetlerle müşterilerin karşısına çıkar…
Sayın Mehmet EZİÇ, KKTC sınırları dar gelmeye başlayınca İstanbul’a da yatırım yapmaya karar verdiğinizi öğrendik. Eminiz orada da KKTC’yi başarı ile temsil edip büyük rağbet göreceksiniz. Kolay gelsin…
Sayın Engin ARI, önceki akşam sülün eti yediğinize pişman olduğunuz söyleniyor. İnsan hiç bir gazeteci ile lades tutuşur mu? Kaybedince sabaha kadar gözünüze uyku girmemiş diyorlar. Büyük geçmiş olsun artık…
Sayın Av. Mustafa ŞENER, isim benzerliği konusunda sizin başınıza gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir değil mi? Benim de merak ettiğim bir avukat ile bet salonu sahibini vatanda nasıl ayırt edemiyor anlamış değilim!
 

GÜNÜN FOTOĞRAFI:


 
 
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------- 
Günün Fıkrası 
 
Pes
 
Köylünün biri, sürekli tarlasına zarar veren ve tarlayı perişan edenin ne olduğu anlamak için, bir plan yapar. Bir kuytu köşeye çekilir ve gece gündüz beklemeye karar verir. Akşam karanlığı yeni çökmüştür ki; bir hışırtı duyar ve dikkat kesilir. Bir de bakar ki kocaman bir ayı. Tarladaki ekinden koparıyor, kokluyor beğenmediklerini atıyor, beğendiklerini karnını doyuruncaya kadar yiyor. Köylü çok şaşırıyor ve emin olmak için, bir akşam daha bekliyor. Ertesi akşam yine aynı ayı, aynı şekilde geliyor ve ekinleri koparmaya başlıyor. Köylü dayanamıyor, tüfeğini doğrulttuğu gibi ayı orada vurup öldürüyor. Olay resmi makamlara intikal ediyor... Hakim duruşmada soruyor:
- Evladım! Sen av yasağı olduğunu bilmiyor musun? Bu hayvanlar koruma altında. Nasıl bu hayvanı öldürürsün? Yasalara göre; tutuklanman ve 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılman gerekiyor.
Köylü çok şaşırıp, hakime soruyor:
- Nasıl olur hakim bey bu hayvan benim bütün tarlamı mahvetti. Hatta bana da saldırdı. Ben de onu öldürdüm!
Hakim:
- Vallahi evladım! Bu kanunu ben yazmadım. Bunu meclistekilere soracaksın ben sadece uyguluyorum.
Köylü bir kez daha şaşırır ve şöyle der:
- Bu ayının da mecliste adamı varsa pes doğrusu