İster inanın isterse inanmayın…

Yılan hikayesine dönen Kıbrıs sorununun artık çözülmesini isteyenlerin üst sıralarında ben de varım!

İnancık şudur ki Sayın Kanbay’ın da dediği gibi ‘lakayıt’ hükümetler tarafından yönetiliyoruz…

Hükümetten bir Allah’ın kulu çıkıp da bunu inkar etmedi, Kanbay’a tepki koymadı!

Çünkü hepsi de biliyor ki durum aslında lakayıtlığın da çok ötesinde…

Bireysel menfaatlerin, toplumsal menfaatlerin önünde olan bir toplum olduk çıktık!

Bu siyasetçilerin de işine geldiği için toplumun sorunlarından çok partilerin ya da şahısların sorunları ön plana çıkınca geline nokta zaten ortada…

Büyükelçi’nin eleştirisine bile cevap veremiyorlar, ama belli ki yüzleri de kızarmıyor!

Onun için hep derim ve demeye de devam edeceğim…

Kıbrıs’ta artık bir çözme ulaşılması için Kıbrıs Türkünün bir

çok sebebi vardır!

Çünkü lakayıt yönetimler nedeniyle Kıbrıs Türkü adam gibi yönetilmemekte, istenilen eşitlik ve adalet konuları göz ardı edilmekte, toplum layık olduğu düzeye çıkarılmamaktadır…

Oysa bir çözüm sonrası lakayıtlık sona erecek, belirli AB standartları ve yasaları gündeme gelecek ve kötü olarak addettiğimiz yöneticiler artık iyi olmak zorunda kalacaklardır!

Zaten çözüm denince beyinlerine kan sıçrayan siyasilerin de sıkıntısı budur, çözüm olmaması için demedikleri laf bırakmazlar…

Ama işte gelin görün ki ‘hemen şimdi çözüm’ yanlıları da bardağın tümünü görememekte, konuya hep siyasi bir bakış açısıyla bakmakta ve bu yüzden bazı gerçekleri görmemezlikten gelmektedirler…

Dün Enosis kararırın geri çekilmesi biz de biraz da zafer nidalarıyla kutlanmıştır!

Oysa bu karar kaldırılmamış, Rum Eğitim Bakanlığı’nın uhdesine verilmiştir…

Yani bu kararı Rum Meclisi değil Eğitim Bakanlıkları uygulama yetkisine sahiptir ve u bakanlıkta yıllardır Kilise’nin güdümünde olduğu için aslında dün alınan karar çok da zaferle kutlanacak bir olay değildir…

Burada asıl sorulması gereken ve benim de takıldığım, bir türlü içime sindiremediğim Anastasiadis’in ‘azınlık çoğunluğa hükmedemez’ açıklamasıdır!

Oysa şu anda müzakereler eşitlik ilkesine göre sürdürülmekte ve zaten de öyle olmalıdır…

Onun için Enosis kararından daha çok…

Anastasiadis’in bu sözünü geri alması ve Kıbrıs’ta olası bir çözüme inandığını göstermesi gerekmektedir!

Kıbrıs Türkünü bir azınlık olarak gören zihniyet çözüm çabalarında ne kadar samimi olabilir ki…

“Kuzey Kıbrıs Meyhaneler Cumhuriyeti…”

“Federal bir yapıya sahiptir. Meclis'te Parti değil Meyhane temsilcileri yer alır ve her meyhane konuları ayrı ayrı masaya yatırır ve sonuç hiç bir zaman alınmasa bile saatlerce meze rakı/whisky/Zivaniya eşliğinde enine boyuna tartışılır ve öneriler sunulur.

Arada bir de tartışmalar facebooktan paylaşılır. Cumaları genellikle "yok oluyoruz" konusu masaya gelir; perşembeleri "ahhh eski Kıbrıs" deme günüdür. "Beytambal galsın" günü ise genellikle Cumartesileri düzenlenir.

Diğer günler genellikle genel sızlanma günleridir. "Niye köyümüzde kütüphane yapmıyorlar?" "Niye yollarımız bozuk?" "Niye eğitim bu kadar kötü?" "Niye hastaneler kötü?" soruları bu sızlanmaların arasında sıkça sorulanlardır.

Arada bir biri şöyle yapalım demeye kalkarsa el birliğiyle hain ilan edilip meyhane dışına atılır ve sızlanmaya devam edilir. Federal meclis ve uzantıları meyhanelerdeki harmoninin asla bozulmaması gerekmektedir.”

(Mete HATAY)

Yüzde 90 daha zararsızmış…

Dünya devi Pıhılıp Morrıs şirketi bunun için tam 3 milyar Dolar harcamış…

Sigara içinler için daha az zarar veren yeni bir ürün ortaya çıkarmış!

Dün şirketin Türkiye yetkilileri ile buluştuk hatta bu yeni üründen denedik de…

Diğer sigaralardan en önemli farkı ateş ile değil ısınma ile çalışıyor!

Bu da zararı çok daha aza indiriyor…

Yeni ürün Mayıs içinde KKTC’de satılmaya başlanacakmış

Kimse reklam yaptığımızı sanmasın, sadece dünyada bir ilk olduğu için buradan paylaşma gereği duyduk!

Elbette ki en iyisi ve doğrusu bu meretin hiçbir türünü kullanmamak…

Bu sirke gidilir…

Hoş ‘zaten bizim memleket bir sirkten ibaret’ diyebilirsiniz…

Öyle de düşünseniz İtalya’dan gelen Belluci sirkine gidin derim!

Nefes kesen gösteriler bir yana…

Kanser Hastaları Yardım Derneği için katkı olsun diye bu sirke gidilir!

Ev halkı olarak biz gittik, hem eğlendik yem de orada canını yiyen dernek başkanı Raziye Kocaismail’i görüp bir kez daha taktir ettik…

Zihinsel özürlüler oy kullanabilir mi!

Dün Türkiye’deki referandum için burada oy kullanan bir okurumuz aradı…

Sorusu şuydu;

“Zihinsel özürlüler oy kullanabilir mi”

Ben de bilmiyordum araştırıp kullanamayacaklarını öğrendim!

Ama bizi arayan vatandaş kendi gözleriyle görmüş;

Zihinsel özürlü bir genç annesinin kucağında sandık başına kadar getirtirmiş ve annesiyle birlikte oyunu kullanmış!

Gayrı yasal bir durum yani…

Ama kimin umurunda ki!