Neredeyse herkesin kendi gerçeklerini hakikatleştirebildiği bir ülkeye dönüşmüş durumdayız. Gerçek göreceli, kişiden kişiye değişebilecek bir kavramdır. Hakikat değişemez, üzerinde herkesin mutabık kalmak zorunda olduğu; doğruluk değeri, aynı şartlar korunduğu sürece hiçbir zaman değişmeyecek bir mefhumdur hakikat. Kar beyaz renktedir, bu bir hakikattir. Mevcut atmosfer koşulları değişmediği sürece kar, beyaz rengi almaya devam edecektir. Beyaz yağan kara, kırmızıdır diyemezsiniz.

Toplumsal hayatımızda kifayetsiz muhterislik, yeteneksizliğine rağmen hırsla her şeyi yapabileceğini sanmak had safhaya eriştiğinden, hakikatler, kişilerin kendi yarattıkları gerçeklikte çarpıtıla çarpıtıla kaynama noktasına ulaştı. Bundan sonrası artık buhardır. Kendi gerçekliğini hakikat olarak sunanların, kar kırmızı yağıyor diyerek yarattıkları hakikat, toplumsal mücadele kazanı kaynadıkça buharlaşacak ve bizatihi hakikatle baş başa kalmalarına neden olacaktır.

Bilmediğini kabul etmeyen, yalanı yüzüne vurulduğunda hiçbir şey olmamışcasına istifini bozmayan, binbir dalavereyle kendi gerçeğini hakikat gibi pazarlayan, her şeye vakıf olabildiğini düşünenlerimizin sayısı az değildir.

Kişileri bir yana bırakın, toplumsal olaylarda dahi bir tür hakikat yarılması yaşıyoruz. UBP Kurultayı 2’inci turu, öncesi, hazırlık süreci ve sonuçları itibarıyla çarpıtılmaya çalışılan hakikatlerin kaynatılarak buharlaşacağına iyi bir örnek oluşturmuştur. Kurultayın, kazandıklarını ileri süren mağlupları bugünkü mevkilerinin, saptırılamayan hakikatler nedeniyle buharlaşıp altlarından bir anda çekildiğini gördüklerinde hakikatlerle oynamanın kaçılması mümkün olmayan sonuçlarını yaşayacaklardır.

Hakikatleri saptırdıkça, toplumsal mücadeleler kazanında çarpıttığınız hakikatlerin buharlaştığına tanık olmanız iyidir. Hakikatlerin çarpıtılamayacağını görür ve değişmek zorunda kalırsınız. Yağan kara ben kırmızı dedim, herkese de kırmızı dedirttim oldu demenin bir bedeli vardır. Hakikatin değişmezliği de, gücü de buradan ileri gelir zaten. Ne dersen de, hakikat sadece neyse odur.

Keza KKTC’nin kendi gerçekliğinde yıllarca yarattığını sandığı hakikatin de kaynadıkça buharlaştığına şahit olmaktayız. Kuzey Kıbrıs’ta hakikatleri çarpıtan tüm siyasilerin buharlaşma evresinden kaçamayarak, koltuklarını kaybedeceğine tanık olacağımız günler doğmayı beklemektedir. Hakikat yarılması içine itilmeye çalışan toplum sergilenen oyuna, tiyatroyu terk ederek tepkisini gösterecektir çünkü. UBP Kurultayı 2’inci tur sonuçları, UBP tiyatrosunda izleyecilerin oyunu terk etmeye hazırlanarak, ayağa kalktıklarını göstermiştir.

Hakikatleri saptıran ve iktidar odaklarına bağımlı hareket eden medyalar da hakikat yarılmasının içine ittirilen toplum tarafından buharlaştırılacaktır. Bazı gazetelerin satışındaki durdurulamaz düşüş, ilkesizliğin, omurgasızlığın ve yardakçılığın yarattığı hakikat çarpıtmasına duyulan toplumsal tepkiden ileri gelir.

Siyasette buharlaşacak olanların bu toplum içinde yaşayabilecekleri, küçük bir köşe bulmaları belki de ilk kez mümkün olmayacaktır. Büyük bir liderin küçük kopyası olmaya çalışmak; o kabiliyet, kopyasında bulunamayacağından hırsın ürettiği bir faşizme saplanmaya mahkumdur. Hakikatlerin çarpıtılmasına şu veya bu sebeble, yanlış bilgilendirildikleri için veya değil, arka çıkanların girdikleri yanlış yoldan çıkacaklarına güvenim tam. Zira bizzat kendileri çarpıtılmış hakikatlerin buharlaşması sonucunda yeniyi temsilen ortaya çıkmışlardır! Kıbrıs’ta yeniyi temsil edenlerse henüz siyaset sahnesine girmemiş olanlardır…