İkinci Cumhurbaşkanı koltuğunu tepip CTP-BG’nin başına geçen Mehmet Ali Talat aslında sadece partisi için değil bütün ülke için bir umut ışığıydı!
Uzun bir çalışma ürününün sonunda ofisinde oturmayı ters eliyle edip hem partisini içinde bulunduğu iç savaştan çıkaracak hem de ülkede yeni bir sistemin kurulması için mimarlık yapacaktı!
Bunun için de sürekli olarak teknokrat hükümet istediğini söyleyip durdu…
Bu model tutmuştu ve belki de KKTC’nin içinde bulunduğu laçka olmuş durum için de kurtarıcı rolü üstlenecekti!
Hatta DP Genel başkanı Serdar Denktaş ile de bu konuda anlaşıp işi çoktan bitirmişlerdi…
Serdar Denktaş da bu konuda MYK’sını topladı ve teknokrat hükümet konusunda partilisinden onay aldı…
Ama her zaman olduğu gibi yine deniz aşırı yerden birileri pişmiş aşa su kattı ve bu kez de Serdar Denktaş’sız bir hükümet modeli ortaya çıkarıldı…
Belli ki CTP-UB hükümeti teknokrat hükümet olmayacak…
Zira UBP’nin bakanları üç aşağı beş yukarı belli oldu gibi, buna göre;
Tahsin Ertuğruloğlu’nun Ekonomi Bakanı, Ersan Saner’in Ulaştırma Bakanı, Kutlu Evren’in Turizm Bakanı, Kemal Dürüst’ün Milli Eğitim Bakanı, Faiz Sucuoğlu ya da Nazım Çavuşoğlu’nun da Bayındırlık ve Çevre Bakanı olacağı konuşuluyor…
Zira UBP ta ilk baştan teknokrat hükümetten yana olmadıklarını zaten açıklamıştı…
Sayın Talat, bu konuda geri adım atmayı göze alarak ilk başta söylediğini hükümet kurma konusunda yapmamış oldu!
Kim bilir belki de kendi partisinde birkaç teknokrat isme yer verecektir ama bu hükümet ancak yarı teknokrat hükümet olarak anılacaktır…
Çünkü herkes tarafından da kabul edilmektedir ki UBP’nin bazı vekilleri için ülke sorunlarından daha ziyade bireysel menfaatler ve makam merakları hep ön planda olmuştur…
Şunu muhakkak belirtmek isterim ki ben şahsım adına CTP-UBP hükümeti konusunda ön yargılı değilim…
Hatta geçmişte bir yazımda ülkede hiç denenmeyen CTP-UBP hükümetinin de denenmesi gerektiğini vurgulamışımdır…
Elbette gönül ister ki 39 rakamını bulan böyle bir hükümet modeli bireysel ve partisel menfaatleri bir yana koyarak sadece ülke insanının yararına çalışsın ve siyasete olan güvensizliğe artık bir son versin…
Böyle bir zihniyete destek olmak hem basının hem de bütün kamuoyunun görevidir diye düşünürüz ve yapılan bütün doğru icraatları da destekler ve ayakta alkışlarız…
Zira her iki partide de yeniliğe ve değişime açık milletvekili dostlarımız vardır ve onlar partilerin ne kadar çoğalırsa ülke insanına verilen hizmet de doğru orantılı olarak artacaktır inancındayız…
Ama eğer bu işin perde gerisinde yine ülke insanının iradesini yok sayanlar ve müdahale edenler varsa da bunu başta sayın Talat’a yakıştırmayız!
Kendisinin bu mesajı çok iyi alacağından da hiç kuşkumuz yoktur…
 
 
Özer sektör yine üvey evlat!
 
Ben de Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gücafer’in açıklamasından öğrendim;
Hükümet bayram sonrasına kadar hiçbir sektöre ödeme yapmama kararı almış!
Gürcafer haklı olarak isyan ediyor ve ‘hükümet için sadece memur önemlidir’ diyor…
Çok acıdır ama doğru bir tespittir!
Devletten her ay 70 bin civarında maaş çeki çıkmaktadır ama konu özel sektöre gelince her nedense aynı bonkörlük gösterilmemektedir…
Bu durum ne kabul edilebilir ne de hoşgörüyle karşılanabilir!
Hele de özel sektöre ileri tarihli verilen çekler devlet ciddiyetiyle bağdaşmıyor ama kimin umurunda!
 
 
 
“Başkasının cezası bana geliyor”
 
“Levent Bey Merhaba,
bundan tam 2 yıl önce adıma kayıtlı FJ 158 plakalı mavi Honda Civic marka aracımı Lefkoşa'da Hamitköy’de bulunan Launch Oto galeriye sattım. Sattıktan kısa bir süre sonra ve akabinde de şahsıma onlarca radar cezası gelmeye başladı.
Aracımı Launch Otoya sattığımı ve gereken devir formunu da imzaladığımı hem Polis Genel Müdürlüğü’ne hem de Motorlu Araçlar Dairesine müteakip defalar yazılı ve sözlü olarak bildirdim. 2 yıl geçmesine rağmen hala daha sürekli olarak kurye tarafından adıma ceza pusulaları getiriliyor.
Bugün (dün) bu konuda polisten de arandım. Sizin aracılığınızla bu konuyu dile getirmek istedim. Sayfanızda yayınlarsanız sevinirim…”
 
( Necmi Karakılıç)
 
 
Hükümetin mimarları Evren ve Fındık!
 
CTP Genel başkanı Mehmet Ali Talat ile DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, olası bir hükümet için görüşmelere başlamışken diğer yandan da bazı partililer perde gerisinde CTP-UBP koalisyon hükümeti hesapları yapıyorlardı…
İlk adım Kutlu Evren ile Ünal Fındık arasında atıldı ve yeni hükümetin temelini atmaya başladı…
Sonra ibre dönünce yapılan çalışmalar parti başkanlarına iletildi ve bu ikili olası yeni hükümetin de mimarları olmayı başardı…
 
 
Ünal Üstel adaylığını açıklıyor…
 
UBP Girne milletvekili ve Meclis Başkan Yardımcısı Ünal Üstel genel başkanlık için nabız yoklamalarına devam ederken önümüzdeki hafta başkanlığa aday olacağını açıklayacağını öğrendik…
Dün kendisini bizzat telefonla arayarak doğruluğunu teyit etmek istedik ve gerekli mesajı da aldık;
Son bir aydır ülke genelinde nabız yoklayan ve örgütlerle görüşen Ünal Üstel en çok 10 gün içinde UBP Genel Başkanlığı’na aday olduğunu açıklayacak…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Ömer KALYONCU, Başbakan olmanıza artık sayılı günler kala 57 dönümlük arazi meselesi yine gündeme getirilmeye başladı haberiniz olsun. Girne’den bazı partilileriniz bu kadar büyük bir araziyi nasıl ve ne zaman aldığınızı açıklamanızı bekliyorlar, umarız kamuoyunu bilgilendirirsiniz…
Sayın Ahmet DERYA, yapılan koalisyon görüşmelerinde baş rol oynayan bir isim olarak İçişleri Bakanlığı’na talip olduğunuzu duyduk. Şunu unutmamak lazım ki eğer bu olursa öncelikle partilileriniz ve muhalefet sürekli olarak KTHY olayını gündeme getirecektir bilmenizde fayda görüyoruz…
Sayın Kutlu EVREN, yeni hükümetin mimarı olarak Turizm Bakanlığınızın da artık kesin olduğu belli oldu. Bu kadar emek verdikten sonra da artık hak etmiyor değilsiniz. Hayırlı ve uğurlu olsun…
Sayın Hamit BAKIRCI, UBP’nin koalisyon hükümetini görüştüğü önceki akşamki parti meclisi toplantısını yarıda terk etmeniz çeşitli yorumlara neden oldu. Gerçekten önemli bir mazeretiniz var mıydı yoksa CTP ile yapılacak olan hükümete tepkinizi mi koydunuz?
Sayın Ünal ÜSTEL, siz de parti meclisi toplantısına katılmayarak genel başkan adaylığı konusunda ilk mesajları vermeye başlamışsınız. Bu arada validenizin hastaneye kaldırıldığını da öğrendik, acil şifalar dileriz…
Sayın Tufan ERHÜRMAN, parti içinde umarız sizin gibi tamamen değişimden yana olan vekil sayısında artış olur da artık parti insanına değil de ülke insanına hizmet dönemi de başlar…Bu dönemde sırtınızdaki yük çok ağır ve inşallah başaracaksanız…
Sayın Ersin TATAR, dün akşam Girne’de Oskar Otel’de parti içinden bazı kurmaylarla çok özel ve gizli bir yemekli toplantı yaptığınızı ve burada önemle kararlar aldığınızı öğrendik. Bu arada aday sayısı da epey çok olacak gibi görülüyor bilesiniz…
Sayın Kudret AKAY, biz sizin çoktandır partiler üstü çalışma yaptığınızı biliyoruz da bu konuda bazen kamuoyunda yanlış değerlendirmeler yapılabiliyor. Onun için fazla da aldırış etmeden siz yolunuza devam edin olur mu?
Sayın Kemal DÜRÜST, CTP-UBP koalisyon hükümetinin kurulması için iki kere Ankara ziyareti gerçekleştirdiğinizi duyduk. Bu arada eğer gerçekten de eğitim bakanı olursanız ortağınızla ciddi tartışmalara hazır mısınız? Hadi hayırlısı…
Sayın Ahmet MURATOĞLU, CTP ile UBP’nin hükümet kurmasının kesinleştiği günü OXI günü ilan etmişsiniz. Sakın ha böyle şeyleri ağabeyleriniz duymasın sonra çok kızarlar. Daha sakin olmakta yarar var değil mi?
Sayın Ahmet ERTAÇ, CTP Parti Meclisi toplantısı sırasında sosyal medyada ortalığı kaldırarak bu koalisyon hükümetine karşı ağır tepki koyduğunuz söyleniyor. Bunları bir denemek lazım ama değil mi?
Sayın Faiz SUCUOĞLU, tam da genel başkanlığa adaylığı düşünürken şimdi sizin için bakanlık kapısı açıldı ve kafanız da epey karıştı değil mi? Artık başınızı iki elinizin arasına alacak ve kararı siz vereceksiniz. Hayırlara vesile olsun…
Sayın Suphi COŞKUN, çevre örgütlerine karşı çok yakında köy halkı olarak şok eylemler yapacağınızı öğrendik. Çevrecilere de hak vermek gerek ama sizin de bölge olarak ekmek mücadelesi verdiğinizi bilmeyen yok. Madem ki bölge halkı yanınızda sorun yok demektir!
Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, yeni hükümetin konuşulduğu parti meclisinde CTP ile hükümet kurma konusunda yaptığınız konuşmada eleştirilerde bulundunuz ama yapılan oylamada da evet oyu verdiniz. Bakanlık uğruna mı oldu acaba dersiniz?