KTAMS Başkanı Ahmet Kaptan ve ekibi ile 2.5 Milyon TL’ye mal olan yeni binalarını geziyoruz;
Her bir katı gezerken haklı olarak göğüsleri kabarıyor, gözlerinin için çocuklar gibi gülüyor…
Haklı gururu yaşıyorlar doğal olarak…
Ama Ahmet Kaptan özellikle bina girişindeki küçük tabelayı işaret ediyor ve ben de resmini çekiyorum;
“Bu bina KTAMS üyelerinin katkıları ile yaptırılmıştır” yazıyor tabelada.
Tek kuruşluk kredi yok, devlet katkısı yok!
Zaten bina bedelinin yarısından çoğunu da ödemişler kendi keselerinden, daha doğrusu üyelerden alınan aidatlardan…
Her KTAMS üyesi maaşının binde 7’sini sendikasına bağışlıyor ve sonuçta damlaya damlaya göl oluyor…
Ortaya çıkan manzara ise harika…
KTAMS’ın eski binasını da elbette biliriz;
Küçük sarı taştan bir eski bir yapı ve bahçesinde mangaldan çıkan dumanları çok gördüm, çünkü çok uzun bir süre ben de hemen bu binanın arkasında yaşadım…
Şimdi o eski ve köhne binanın yerinde yeller esiyor ama aynı yere öyle modern bir bina yaptılar ki kendilerine de söyledim;
“Bu şahaser, sendikal mücadele ve dayanışmanın bir ürünüdür…”
Yalan değil, 4 bin kadar üyesi olan bir sendika üyelerinden aldığı aylık 20-30 TL aidatlarla yapmışlar bu muhteşem binayı…
Devlette olmayan tiyatro salonu onlarda, çok amaçlı salonlar ve odalar, çağdaş bir banka binası ile gururlanmamak elde değil ki…
Ahmet Kaptan’ın en çok vermek istediği mesaj ise binanın tamamen kimseye gebe kalmadan üyelerinin katkılarıyla yapılması…
Burada aklıma hemen devlet binaları geliyor doğal olarak;
Çoğu özelden kiralanan ve ayda on binlerce TL ödenerek çalışılan binalar…
Kim yıkıntı halinde, kiminin dış ve iç sıvası dökülmüş, koridorları pislik içinde, devlet binası olmaya bin şahit isteyen binalar!
Hani şu bir çoğumuzun gitmeye korktuğu, devletin kendini hissettiremediği yapılar!
Laçkalıklar, vatandaşı adam yerine koymamalar da cabası…
Tam 10 yıl önceydi;
Dünya Bankası KKTC’deki sendikalar konusunda o zamanlar çok tartışılan bir rapor hazırlamıştı…
Bu rapora göre KKTC’de faaliyet gösteren sendikalar devletin çok üzerlerinde olan ve sözünü geçiren kurumlardı…
Hatta yine bu rapora göre KKTC devletini yöneten buradaki sendikalardı!
Bu konu bazen yine gündeme gelir ve özellikle de sendikalara eleştiriler yöneltilir…
Sendikalara sağlanan ayrıcalıkların fazlalığı ifade edilir!
Ama sonuçta onlar sendikadır ve sendikalar vasıtasıyla çalışanlara hak sağlanalar da yine devleti yönetenlerdir…
Ama kendi içler acısı durumlarına bakmayı akıllarından bile geçirmezler!
Sendikalar karşısında da genelde acizdirler çünkü onlar için önemli olan koltuğu kaptırmama endişesidir…
Bunu sadece hatırlatmak istedim!
Ahmet Kaptan bana göre sendikacılık görevini başarıyla tamamlamak üzeredir…
Kendisine şaka yollu sordum;
“Bu son döneminiz ama acaba genel kurul zamanı yaklaşınca yeni bir dönem daha olur mu” diye…
“Hayır” diyeceğini zaten biliyordum çünkü başkanlığının son döneminde ondan sonra ki yönetim de aşağı yukarı belirlenmişti…
Yanında olan ve yetişen genç ekibi daha şimdiden kolları sıvamışlar bile…
Hatta daha donanımı daha çağdaş bir yönetim anlayışıyla…
Koltuk değil çalışanların hakları için geleneksel mücadele yapısını sürdürürlerse 4 bin üyenin geleceği de garanti altında demektir…
Kaptan ve tüm ekibini gönülden tebrik ediyoruz…
 
 
 
KTAMS çok uzun yıllar bu eski ve tarihi binada hizmet verdi. Daha sonra şimdiki dev ve modern binasında üyelerine hizmete devam ediyor…

 

Başkan Ahmet Kaptan ve iki çok değerli yöneticisi Güven Bengihan ile Devrim Barçın’ın başarıda emekleri çok büyük. Ekip çalışmasının en iyi örneğini gösterdiler.
 


Üyelerin aidatlarıyla yapılan binanın hemen girişinde bu tabela asılı. Bir çok kuruma örnek teşkil edercesine duvardaki yerini almış…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Hasan BAŞOĞLU, dünkü ‘Dövize önlem değil şark kurnazlığı’ başlıklı yazımızla ilgili açıklamanız elimize geçti ancak bunu yayınlamayı yer darlığı nedeniyle Pazartesi gününe bıraktık. Hem açıklamanızı yayınlayacağız hem de bizim bu açıklama hakkındaki görüşlerimizi. Duyarlılığınızdan ötürü teşekkür ederiz…
Sayın Ömer KALYONCU, devlet yıllardır televizyonlara maddi katkı yapıyor sanırız şimdi sıra gazetelere geldi. Çok yakında kapınız çalınacak ve bu konudaki çalışmalarınızı şimdiden yapmaya başlayabilirsiniz. Gazetelerin başı kel değil ya!
Sayın Mehmet Ali TALAT, Türkiye’den gelecek olan su ve YÖDAK konusunda büyük bir sorumluluk üstlendiğinizi memnuniyetle öğrendik. Su akar yolunu bulur ama özellikle YÖDAK’taki kangren hale dönen sorunlara öncelik vermek yerinde olacaktır!
Sayın Ahmet ÖZDEŞ, Mağusa Hastanesi’nin en kıdemli doktoru olarak başhekimliğe getirilmeniz epey isabetli oldu. Bu arada bazı çalışanlar ile sorunlu olduğunuzu duyduk ama artık bu makamda daha hoşgörülü olursanız sorunlar arka arkaya çözülür değil mi? Hayırlısı olsun…
Sayın Ünal ÜSTEL, parti genelinde Özgürgün ile ikinci tura kalması beklenen en şanslı adaylardan olduğunuz konuşulmaya başlandı. Acaba diyoruz ağabeylik söylemi partilinin kulağına hoş mu geldi. Hadi bakalım hayırlısı…
Sayın Mahmut ÖZÇINAR, LAÜ Mütevelli Heyeti Başkanlığınız her ne kadar oldu gibi gözükse de Özgün Faruk ve Mehmet Zafer’in de bu konuda ciddi atakları var. Onun için yurt dışı gezilerine bir süre ara vermeniz gerekebilir, bizden uyarması!
Sayın Mehmet YILMABAŞAR, çok muhterem babanızın vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve aileye sabır ve başsağlığı dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin…
Sayın Emin AKKOR, TAK yönetimi olarak başkanlık konusunda uzlaşmaya varmış ve bu görevi almaya hazırlanıyormuşsunuz. Şimdiden hayırlara vesile olsun, başarılı olacağınızdan hiç kuşkumuz yok…
Sayın Sunat ATUN, Lefkoşa Sanayi bölgesinden sanayici arkadaşlar aradı en kısa zamanda sizin bölgeye ziyaret yapmanızı bekliyorlar. Hele de yağmurlu günler kapıda ya tedirginlikler şimdiden başladı…
Sayın Cemil KARZAOĞLU, ülkenin neredeyse bütün bölgelerinde ormanlarda çam kese böceğinden geçilmiyor. Bu konuda biraz daha gecikirseniz ülkede tek bir çam ağacı bile bulamayabilirsiniz. Hadi bakalım kolları sıvayın…
Sayın Ayşemden Akın NEDİMOĞLU, bebeğinizin dünyaya gelmesi için artık sadece iki ay kalmış. Ufaklık büyük ihtimalle Akrep burcu olacağına göre işiniz çok kolay değil demektir. Şimdiden sağlıklı ve mutlu bir gelecek dileriz yeğenimize…
Sayın Ali BATURAY, gazetecilik mesleğinde ülser hastalığı normaldir hatta en hafif hastalıklardan birisidir. İyi bir perhiz ile çok kısa bir sürede atlatabilirsiniz. Büyük geçmiş olsun diyoruz…
Sayın Ahmet LATİF, sizin esnaf dövme olayının tamamen siyasi nedenlerden dolayı yaratıldığını ve aslında darp olayının yaşanmadığını duyduk. Demek ki böyle söylentiler çıkarıldığına göre doğru yoldasınız ve birileri bundan fena halde rahatsız oldu…
Sayın Kartal HARMAN, yaz tatilini biraz fazla uzatmadınız mı? Biraz daha köşe yazılarına başlamazsanız sonra çok zorlanabilirsiniz…Hadi bakalım tembelliğin hiç gereği yok, işleyen demir ışıldarmış…
Sayın Cenk MUTLUYAKALI, yaz bitmek üzere ve siz daha yeni tatile çıkma planları yapmaya başlamışsınız. O zaman yanınıza deniz giysilerinizi değil de şemsiye filan almanız gerekecek gibi görülüyor. Yağmurluğu da unutmayın olur mu?