Bizim memleket küçük, kırk yılın başı yeşil bir kravat takarız hemen görenler yapıştırır, “Hayırdır CTP’li mi oldun”. Aynı durum “turuncu kravat” içinde geçerli. Renginize göre hemen siyasi bir yapıştırmayı vatandaş ister istemez yapıyor. Renkler bizde siyasi bir düşünceyi simgelediği için sevdiğiniz renk değil oyunu vereceğiniz renk önemli yani.
İşte tam bu noktada devlet televizyonu BRT yeni yayın dönemine yeni müdürü ile birlikte girdi. BRTK müdürü Mete Tümerkan’ın ilk icraatı kurum içindeki CTP’lileri amir yapmak oldu. Tümerkan’ın ikinci icraatı ise BRT 2 kanalının logosunu YEŞİL yapmak oldu.
Pekâlâ, “ne var bunda” diyebilirsiniz. Doğrudur YEŞİL güzel bir renktir, ama Mete değil de bir önceki müdürler aynı şeyi yapmış olsa ne olurdu? Ve o müdürler YEŞİL değil de TURUNCU renk kullansalardı. Mesela Yenidüzen köşe yazarları “aa ne güzel olmuş. Turuncu logo…amma hoşş, bravo Özer, Yaşa be Özer nereden de buldun o turuncu rengi” diye methiyeler mi düzerlerdi?
Şimdi gene bana önyargı ve başka saf safsataları okuyacaklar ama taze müdürün bir sonraki adımı BRTK’yı YEŞİL’e boyamak olacak. Aha da buradan yazıyorum. Tıpkı 2003’te kurumun damına astığı YEŞİL bayrak gibi…

CTP GÜZELLEŞTİ
Seçim öncesi partilerin aday arayışları devam ediyor. Birçok eski ismin yanında ilk kez siyasete atılacak isimlere de rastlıyoruz. Özellikle adaylarının %30’unu kadın kontenjanına ayıran CTP bu konuda ince eleyip sık dokuyor adeta. Girne ve Gazimağusa’da iki aday adayı var CTP’nin. İkisi de kadın ikisi de genç ikisi de güzel. Üstelik eğitimli ve kariyer sahibi kişiler. Girne’de Avukat Fazilet Özdenefe CTP’nin yeni yüzü. Keza Gazimağusa’da da Avukat Hande GÜZOĞLU CTP’den milletvekili olmak için siyasete varım diyen bir isim. Her iki adayda sıralamaların açıklanmasını bekliyor. Bence her iki adayında şansı çok fazla. Hani hep diyoruz ya –siyasette yeni yüzler diye” işte iki tane güzel yüz size. Böylesine gençleri bulup ikna ettiği içinde CTP yönetimine bir alkış lütfen. (umarım sıralamada bir oyuna gelmezler ve iyi bir yerde şans bulurlar)

Ferdi Sabit SOYER: Dün ülke genelinden gençler sizi epeyce duygulandırmış ve yeniden siyasete dönme kararı almışsınız. Biz zaten bırakacağınıza hiç ihtimal vermemiştik.
Nazım ÇAVUŞOĞLU: İskele’de adayların yavaş yavaş belli olması ile bir adım öne çıkmaya başladınız. UBP İskele’de sizden çok şey bekliyor…
Turgay AVCI: İskele ’deki bir balıkçı restoranını mekân edinmişsiniz. İyi de sizin seçim bölgeniz Gazimağusa değil mi? Koskoca Gazimağusa’da mekân mı kalmadı da İskeleyi mesken tuttunuz.
Erdal BARUT: DP-UG’den Girne milletvekili adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Bölgedeki Karadenizlilerin oyunu alsanız vekiller tamamdır.
Ömer KÖSEOĞLU: Ekonomik program yeni seçilecek hükümet içinde geçerli olacakmış. Altında da sizin imzanız var. Bakalım yeni hükümet programı görünce ne diyecek?
Kemal ALTUNCUOĞLU: Lefkoşa’dan UBP adayı olmanız için bazı örgüt başkanları Başbakan İrsen Küçük’ü ablukaya almışlar. Hakkınızda hayırlısı…
Suat Durdu BORA: Son dakikada sizin adaylık işi yatmış. Neyse bu memlekette seçimler biter mi? Üzülmeye değmez, bu defaya artık.
Coşkun BUNDAK: Seçim üstü düşüp kolunuzu kırmışsınız. Büyük geçmiş olsun. Bu arada kırık kolla bile bakanınızın yanından ayrılmamanız taktire şayian.
Ozan CEYHUN: Sonunda Cumhurbaşkanı ile de papaz oldun. Valla bir ben kaldım galiba KKTC’de. Bu arada bu kavga mahkemede biter demişsiniz. Merakla bekliyoruz sonucunu…
Av. Hande GÜZOĞLU: Gazimağusa’dan CTP adaylığınız hayırlı ve uğrulu olsun. Umarız listelerde güzel bir yere yerleşirsiniz ve vekil seçilirsiniz.
Necati TİLKİ: Birinci ligde bir takım yerine ikinci ligden bir takımı alıp şampiyon yapmak için sıkı bir pazarlık içindeymişsiniz. Zoru başarmak daha güzel değil mi?
Mehmet MORAKET: Dün iki kez Dereboyundan araba ile geçtiniz. İlkinde çok süratliydiniz ikincisinde ise cep telefonu ile konuşuyordunuz. Hayırdır nedir bu telaşın perde gerisi.
Bertan ZAROĞLU: Gelen adaylık tekliflerini ret edip köşenize çekilmişsiniz. Bu arada dernek üyelerini sıkı tutmakta fayda var. Zira herkesin gözü yine sizin üzerinizde.
Ramazan ÖZÇELİK: Sizi taa ABD’in alıp getirttiler, otel tutup araba kiraladılar. Ama siz hala Gazimağusa yerine Girne’de takılıyorsunuz. Ne iş?
Tahsin MERTEKÇİ: Dün Lefkoşa’da bir mekânda, bir medya patronu bir iş adamı ile yemekte buluşup seçim öncesi strateji çizdiniz. Eğer iki isimden de destek aldıysanız şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun diyelim size.
Asım VEHPİ: Lefkoşa’dan aday çıkmanız için eski partilileriniz yoğun bir kampanya yürütüyorlar. Bize öyle geliyor ki adaylık çok yakın.
Selim GÖKBÖRÜ: Çok geçmiş olsun. Bu geçmiş olsun size değil, sizi aday göstermeyen Girne İlçesine.
Halit BAĞMAN: Size de geçmiş olsun, sizi de bu seçim değerlendirmediler. Artık gelen seçime hazırlanırsınız.
İlker EDİP: İstifanız biraz etik dışı oldu kanısındayım. Bugüne kadar durdunuz da şimdi mi geldi aklınıza istifa etmek. Veya düne kadar omuz omuza verdiğiniz genel merkez şimdi mi kötü oldu. Yakıştıramadık size.
Kemal ÇOĞALOĞLU: Daha emekli bile olmadan müteahhitliğe soyunmuşsunuz. Emekli çıktıktan sonra başlasaydınız bari. Gerçi emekliliğinize de sayılı günler kaldı değil mi?



GÜNÜN SÖZÜ
Âşık Ruhsati şöyle der:
“Bir vakte erdi ki bizim günümüz,
Yiğit belli değil, mert belli değil;
Herkes yarasına derman arıyor,
Deva belli değil, dert belli değil.”
“İşte her şeyin böylesine belirsizleştiği bir dönemde yaşıyoruz.”
Fethullah Gülen Hoca Efendi.
BİZİM TEMEL
Temel bir gün trene binmiş. Hamsilerini çıkarır kılçıklarını bir yana etlerini bir yana ayırır. Etlerini poşete sarıp camdan atar. Kılçıklarını ekmeğin arasına koyup yemeğe başlar. Karşısındaki adam şaşırır ve "niye etlerini attın kılçıklarını yiyorsun" der.
Temel'de Karadenizliler kılçıklarını yedikleri için akıllıdır der. Adam imrenir bir tane kılçıklı ekmek ister. Temel olur ama tanesine "500bin" isterim der. Adam "tamam" der ve 5 tane yer. Tabii çok hoşuna gider. Sonra' yahu beğendim yedim ama sana 2,5 milyon verdim, hamsinin kilosu zaten o kadar' der.
Temel'in cevabı "bak gördün mü? Akıllanmaya başladın"