“İyi ve kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta” sözleri çoktan demode oldu, boşanma kararları çok daha kolay alınıyor… En çok şiddetli geçimsizlik yüzünden sarsılan evlilikler; tahammülsüzlük, yüksek beklentiler, sadakatsizlik ve iletişimsizliğin pençesinde son buluyor. Boşanmaların neden bu kadar arttığını ve post-boşanma döneminin nasıl algılandığını araştırdık.
Son yıllarda evlilik kurumu hızla kan kaybediyor. Sonsuz aşk, ebedi mutluluk ve ortak bir gelecek hayaliyle rengarenk ve süslü kağıtlarla paketlenen evlilik bir süre sonra doğurduğu hayal kırıklıkları ve pişmanlıklar yüzünden son bulabiliyor. Ayrılık bazen sessiz ve derinden, bazen de tazminat davaları ve nafaka isteklerinin gölgesinde sancılı ve gürültülü yaşanıyor.
Gün geçmiyor ki yakın çevremizden gelen bir boşanma haberiyle sarsılmayalım.
Rakamlar da ülkemizde boşanmanın arttığını açıkça gözler önüne seriyor. AB İstatistik Kurumu Eurosat’ın verilerine göreyse AB ülkelerinde boşanma ortalaması yüzde 40! Psikologlar boşanmanın artık eskisi kadar zor başvurulan bir yol olmadığını, insanların boşanma kararını evlilik kararından çok daha kolay alabildiklerini söylüyor.
İçimizdeki merak böceği bizi konuyla ilgili ipuçları bulmaya yöneltirken, çoğalan ve dolayısıyla sıradanlaşan boşanmanın eskiden hapsedildiği önyargılardan da biraz olsun kurtulduğuna tanık olduk. Ülkemizde de yapılan boşanma partileri, boşanmanın bir başarısızlık, kötü bir son değil yepyeni bir başlangıç olarak kabul görmeye başladığını kanıtlıyor.
Araştırmalara göre geçimsizlik ve bunu yaratan ilgisizlik, sorumsuzluk, kıskançlık, çocuk nedeniyle yaşanan anlaşmazlıklar, ekonomik sıkıntılar, eşle kopukluk ve bedensel uyumsuzluk evlilikleri bitiren en önemli faktörler. Boşanmaların en bilinen sebeplerinden olan şiddetli geçimsizlik aslında ayrılıkların ardında yatan birçok etkenin üstünü itinayla kapatan bir deyim haline geldi. Bir avukat şiddetli geçimsizlik terimini şöyle açıklıyor:
“Eşe karşı şiddet uygulanmasından saygısız davranışlara, dinlenilen radyodan eşin katıldığı toplantılara, diş macununu ortadan sıkıyor olduğu gerekçesine kadar her şey bu başlık altında yazılı kayda geçebiliyor.”
Aslına bakılırsa öncelikle kadının iş hayatında aktif rol almaya başlaması ve kendi kendine yetmesi, istediği anda kapıyı çekip çıkmasını kolaylaştırdı. Bir zamanlar eşiyle yaşadığı sorunları sineye çeken kadın artık diploması ve kariyeriyle yoluna yalnız devam etmekten çekinmiyor. Ekonomik özgürlük dışında kadının iş sebebiyle farklı ortamlarda farklı insanlarla tanışması, evliliğini bitirmesini doğuran bir başka etken. Yanlış kişiyle evlendiğini düşünen ve daha iyisini bulduğuna inanarak boşanmaya karar veren çiftlere, meselenin daha iyi bir partner bulmak olmadığını hatırlatalım. Sorunu eşlerden birinde aramak yerine birlikte hareket etmenin, hayata aynı pencereden bakmanın evliliklerin sürdürülmesinde önemli olduğunu vurguluyor uzmanlar.

En fazla görülen boşanma nedenleri ise oranlarıyla birlikte aşağıdaki gibidir;
Kadın Erkek %
1- Aldatma / Aldatılma 31,9 34,8
2- Sorumsuzluk ve ilgisizlik 21,0 20,0
3- Dayak / Kötü Muamele 17,0 -
4- İçki kumar 12,2 3,6
5- Eşlerin ailelerine karşı
Saygısız Davranması 3,9 14,5
6- Terk Etme 0,7 -
7- Çocuk Olmaması 1,4 0,8
8- Evin Geçimini Sağlayamama 1,1 1,4
9- Yüz Kızartıcı Suç 1,3 1,0
10- Çocuklara Karşı Kötü Muamele 0,3 1,3
11- Eşin Ailesinin Karışması 0,3 0,4
12- Diğer 9,0 22,2