İnternet gazeteleri yaptıkları haberlerde gündem yaratıp, “daha fazla okunacağız, daha fazla ‘tık’ alacağız” derken, gazetecilik mesleğine olan itibarı sıfırlama noktasına gelebilirler.

Gazetecilere gelecekte çalışacakları platformun online gazeteler olacağını sıkça dile getiriyoruz. İleride geleneksel gazeteciliğin yerini kısmen de olsa internet gazeteciliğine bırakacağını ifade ettiğimiz şu günlerde, internet gazetelerinde akıl almaz haberlere imza atılıyor. Gündem belirlemek, daha fazla okunmak ve haberi hızlı servis etmek adına internet gazeteleri çeşitli yollara başvuruyorlar. Bunların başında ise haberlerin manşetleri ile içeriklerinin tutmaması geliyor. Gazeteciliğin en temel ilkesi olan “manşet ile haber içeriğinin bir birinden farklı olmaması” bilinçli olarak ihlal ediliyor. Okuyucular internet gazetelerinin yeni bir gazetecilik türü geliştirdiğini ve uyguladığını zannedebilirler.
İnternet gazeteciliği alt yapı olarak geleneksel gazetecilikten ayrıldığı bir gerçek, ancak gazeteciliğin hiçbir şeklinde haberlerin manşetlerine hile karıştırarak insanları kandırmak bulunmuyor.

Yedi kez öldürüldü

İnternet gazetelerinde manşetlerde yaşanan bu değişimin sonuçları artık tahammül edilemez bir hâl alığını ifade etmeliyim. Son yaşadığımız örnek ise geçtiğimiz günlerde yaşama veda eden sanatçı Müslüm Gürses ile ilgili olan haberlerdi. Kasım 2012’de geçirdiği kalp ameliyatı sonrası yoğun bakımda tutulan söz konusu sanatçı hakkında sadece benim sayabildiğim kadarıyla yedi kez öldüğüne ilişkin haber yapıldı.

Trajikomik durumlar

Yapılan ve gerçek ile alakası olmayan bu haberlerin internet gazetelerinde yer alması ise tabii ki tesadüf değil. Bizler internet gazetelerini geleneksel gazetelere göre daha özgür platformlar olarak tanımlıyoruz, ancak anlaşılıyor ki bu özgürlük ve haberi hızlı verme telaşı internet gazetecilerine önemli hatalar yaptırtıyor. Haklı olarak “basılı gazetelerde neden bu tür haberlere rastlamıyoruz?” diye bir soru aklımıza gelebilir. Rastlamıyoruz; çünkü gazeteler hem daha dikkatli hem de gazetelerin baskı saatlerine kadar bu bilgiler doğrulatılabiliyor. Böylece basılı gazetelerde çalışan gazeteciler bu tür trajikomik durumlara düşmemiş oluyor.

Basın zan altında bırakılıyor

Bahsetmiş olduğum bu tür aslı astarı olmayan ve gündem belirlemeye yönelik haberler basına olan güveni bir kez daha gözden geçirmemiz gerektiğini işaret ediyor. Zira internet gazetelerinin yaptıkları hatalar sayesinde basının tümü zan altında bırakılıyor. Basın tümden “güvenilmez” bir pozisyona sokuluyor. İşini hak ettiği gibi yapan, araştıran, sorgulayan, edindiği bilgileri kaynaklardan teyit ettiren ve haberi yayınlamadan önce iki kez düşünen gazetecilere haksızlık edildiğini düşünüyorum.

Sanal gündemler

Gazeteciler belirledikleri gündemler ile kendilerine bir yer edinirler. Bu mesleği icra eden gazetecilerin çoğu görünmeyeni görmek, yazılmayanı yazmak ve duyulmayanı duyurmak için bir birleriyle yarışırlar. İşte bu yarışta gündemin nabzını tutmak önemli bir durum haline geliyor. Görülüyor ki gündem belirleme yarışı içerisinde olan internet gazeteleri geleneksel basın kadar başarılı oluyor. Özellikle son dakika haberleri olarak internet gazetelerinin ana sayfalarını dolduran haberler okuyucuların ilgisini çekiyor. Okuyucular internet gazetelerini ziyaret ettiklerinde karşılarına ilk olarak bu haberler çıkıyor. Haber başlıkları da ilginç ve merak uyandıran bir şekilde yazıldığından okuyucuları kolaylıkla etkileyebiliyorlar. Ancak atılan başlıklar ile haberin içeriğinin tutmaması ve gerçeklik sorunu yaşayan bilgilerin verilmesi sonrası internet gazetelerinin yarattıkları bu sanal gündemler de inandırıcılığını yitiriyor.

“Tık”lanma kaygısı

Hürriyet gazetesi okur temsilcisi Faruk Bildirici 3 Mart 2013 tarihinde, “Ölüm haberlerinin şehveti” başlığı ile bir yazı yayımladı. Faruk Bildirici yazının girişinde sanal alemin Mehmet Ali Birand ve Müslüm Gürses’in ölümünü ailelerinden ve doktorlarından önce kamuoyuna duyurmasını eleştiriyor. Bildirici yazısına şöyle devam ediyor: “...artık biz gazetecilere düşen, bu ‘erken’ ölüm haberlerinden dersler çıkarmak. Bu tür haberlerle karşılaştığımızda anlık haber verme ve fazla ‘tık’ alma kaygısı vicdanlara baskın çıkmamalı.” Biliyoruz ki internet sayfalarının para kazanma yöntemlerinin başında “tık”lanmak geliyor. Sayfaları fazla ziyaret edilen ve bu ziyaret esnasında en fazla tıklanan sayfalar siteye reklam geliri olarak yansıyor. İşte bu anlayıştandır ki birçok haber merak uyandıran bir başlık ile sunuluyor. Böylece okuyucu o habere tıklayıp sayfaya girdiği zaman, site de bu sayede “popülaritesini” artırıyor. Popülaritesi artan bir siteye daha fazla reklam gelmeye başlıyor.

Yasal boşluklar var

Konuyu toparlayacak olursak, elindeki teknolojik imkânlar sayesinde geleneksel basından birkaç adım önde olduğunu söyleyebileceğimiz internet gazeteleri, ne yazık ki bu kredisini iyi kullanmıyor. Yenidüzen gazetesi okur temsilcisi Prof. Dr. Süleyman İrvan’ın 4 Mart 2013 tarihli yazısında kullandığı manşet dikkat çekiciydi: “İnternet medyası bu gidişle gazeteciliğin sonunu getirecek”. Başlık özü itibarı ile iddialı olsa da internette özgürlüğün ve yasal bazı boşlukların verdiği imkânlarla yayın yapan gazeteler, söz konusu yayınları sayesinde basının güvenilirlik yaşamasına katkı sağlıyorlar.

İmkânlara sahip çıkmalıyız

Geleneksel basına güvenin giderek azaldığı şu günlerde alternatif olarak kullanılan internet gazetelerinin haber kalitelerini ve anlayışlarını gözden geçirmeleri gerekiyor. Yoksa gündem yaratıp, daha fazla okunacağız, daha fazla “tık” alacağız derken, gazetecilik mesleğine olan itibarı sıfırlama noktasına gelebiliriz. Oysa bu alanda teknolojiyi iyi kullanan ve meraklı öğrenciler iletişim fakültelerinden mezun oluyor. Bu arkadaşlarımız geleceğin gazetecileri olarak, önlerinde güven sorunu yaşayan bir basın bulmak istemeyeceklerdir. Elimizdeki imkânları ve gücü bu kadar kolay harcamamalıyız.

 


 

MANŞET VE İÇERİK FARKLI: Real Madrid'in futbolcusu Cristiano Ronaldo bir açılış için Türkiye’ye gelecek olmasını internet gazeteleri yanıltıcı bir başlıkla okuyucularına duyurdu.