Çok değil, daha iki gün önceye kadar bizim tarafta çözüme karşı büyük bir inanç belirmişti…
Bir şekilde perde gerisinde bilmediğimiz şeyler olmuş ve taraflar anlaşmış, iş referanduma kalmıştı!
Hatta çözüm konusunda Ankara’da tavrını net bir şekilde ortaya koymuş ve artık adada bir çözümden yanaydı…
Ta ki New York’taki zirveye kadar!
Dünkü yorumların geneli şöyleydi;
Hep aynı terane, bu adada çözüm mözüm olmaz!
Akıncı’nın tüm gayretlerine rağmen Anastasiadis ayak sürümüş ve yine yapacağının yapmıştı…
Aslında gerçekten de bu adanın bir çözüme ihtiyacı var…
En çok da bizim tarafın!
Bana sorduklarında ise hep şöyle söylerim;
2004’de ‘hayır’ dedim, bu sefer ‘evet’ diyeceğim!
Elbette şu anda ortada fol yok yumurta yok ama en azından herkesin bir görüşü var…
Ülke insanı çözüm isteyenler ve istemeyenler olarak zaten çoktan ikiye bölündü ama!
Her nedense ben kendimi hiç iki tarafın içinde de göremedim…
Bunun için de nedenlerim var;
Bir taraf  çözüm isterken çözümün ana hatlarını bile bilmeden bunu istiyor ve bunun da ardında Türkiye’den kurtulma iç güdüsü var ki bu çok büyük tehlike!
Bir yandan da çeşitli menfaatleri ortada kalkacak diye hayıflanan ve yine çözümün ana hatlarını bilmeden hayırcı olmuş bir kesim var…
Elbette olası bir çözüm planında Kıbrıs Türkünün geleceği çok önemli…
Zaten Anavatan Türkiye’nin Kıbrıs Türkünün geleceğini tehlikeye atacak bir plana destek vermesi ya da Kıbrıs Türkünden destek istemesi olası değil!
Onun gönül rahatlığı içindeyiz…
Ama benim asıl çözüm istememin nedenleri çok farklı!
Evet, tanınsak da tanınmasak da burada bir devletin çatısı altındayız ama bu devlete, devletin kurumlarının ve buraları yönetenlerin bile inanmaması beni çileden çıkarıyor…
Bir AB ülkesinde olmayacak, olamayacak çok ciddi hatalar zincirinin içinde sarmalanmış bir durumdayız!
Bizde devlet, ancak parti rozetine göre devlet oluyor, diğerleri sanki de bu devletin insanı değil!
Onu için belki çözüm umutları yine başka bahara kalacak ama bu memleketin artık çözüm olsun ya da olmasın çok acil olarak AB standartlarında yasalara ve kurallara ihtiyacı var…
Başka bahar derken…
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ‘başka baharda başka şeyler konuşulur’ açıklaması konuyu en güzel şekilde özetliyordu…
Çünkü doğru olan da buydu zaten!
Tüm eleştirilere rağmen kendini Kıbrıs’ta çözüm için ortaya koyan bir Cumhurbaşkanı bile artık bu sınıra geldiyse, bunun mesajını herkes almalıdır!
2004 yılındaki referandumda Güzelyurt’u çantada gören Rum kesimine şimdi ‘ o bahar geçti’ diyorsak elbette bu baharda geçip yeni baharlarda elimiz şimdikinden çok daha güçlü olacaktır…
Yine de gönlümüz bu baharı kaçırmamak ve her iki tarafın da haklarını gözeterek kalıcı ve yaşayabilir bir çözüme ulaşmaktır!
 
 
 
“45 yıldır aynı cümleler!”
 
“NY'ta çıkan sonuç özetle "iyi niyet varsa çözüm bulunur oldu, 45 yıldır belli ki bu iyi niyet oluşmuyor, artık yeter...
Girne emirnamesi diye ucube bir emirname geçti
En yüksek vergi veren ilk 20 kurumun 13ü casino
Dağlarımız delik deşik
Yollarımız tarla
Sahillerimiz beton
Devlet çökmek üzere
Belediyeler batmak üzere
BİZ HALA BM den ve umut bekliyoruz...
Beyaz atlı prens gelmeyecek yarattığımız çirkefi biz temizleyelim başka yolu yok ve bu mümkün 
Yeterki " anlaşma " saplantımızdan kurtulalım evimize bakalım
45 yıldır ayni cümleler...
 
(Şahap AŞIKOĞLU)
 
 
 
 
“Bizim paramızla şov yapıyorlar!”
 
 
“KKTC Bakanlıkları Facebook'ta sponsorlu-ödemeli olarak bazı duyurular yapıyorlar bunu bir nebze anlarım. Ancak Bazı Dairelerin ''sponsorlu'' haber paylaşımlarını anlayabilmiş değilim.
Düşünün KKTC de belki de 100 tane Daire Müdürlüğü, KİT v.s var.
Hepsinin ''sponsorlu'' haber paylaşması demek bizim vergilerimizle FACEBOOK'TA şov yapmaları demek değil mi. Kimsenin böyle bir israfa, laubaliliğe hakkı olmamalıdır.
 
(Necmi KARAKILIÇ)
 
 
Öğretmen-müdür kavgaları!
 
Daha önceki senelerde de yaşadık ama sanırız artmaya başladı…
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okulların neredeyse hepsinde öğretmen ve yöneticiler arasında huzursuzluklar yaşanıyor!
Darp olayları son günlerde basına da yansıdı…
Eğer önlem alınmazsa önümüzdeki günlerde daha da artacağa benziyor!
Bu konuda bakanlığın sessiz kalması ise epey düşündürücü…
Hocalar boğaz boğaza gelip polislik olurken bakanlık bu kadar sessiz kalmamalı!
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Ahmet ÖZDEŞ, dün akşam DAÜ’de okuyan iki öğrenci aradı G.Mağusa Devlet Hastanesi’nin acil servisine kabul edilmemişler ve hatta kapıdaki görevli kendilerini fena halde fırçalamış. Konuyu bir araştırın deriz!
Sayın Hasan SADIKOĞLU, bölgenizde bir inşaat şirketi Eski Eserler’den izin almadığı halde biraz da sizden güç alarak sit alanı üzerine inşaat yapmış diye duyduk. Konuyu mercek altına aldık haberiniz olsun istedik!
Sayın Kudret ÖZERSAY, Girne Emirname değişikliği konusunda muhalefet uyuyunca sizin girişimleriniz sonucu alınan ara emri kamuoyunda büyük memnuniyet yarattı. Bunun gibi birkaç adım daha atarsanız grafik çizginiz epey yükselecek gibi görülüyor!
Sayın Kutlu EVREN, Oray Sitesi sakinleri verdiğiniz sözlerle büyük bir rahatlama içine girerken bunu duyan Lavinya Sitesi’nin talihsiz sakinleri de kendilerine sahip çıkmanızı bekliyorlar! Zira onlar tamamen dolandırılmış vaziyetteler!
Sayın Ahmet HAVUTÇU, Gümrük Dairesi’ne kesilen karşılıksız çeklerin akıbeti konusunda masanızda epey dosyanın biriktiğini duyduk. Devleti dolandıran oto galerilerini deşifre ederseniz büyük bir kamu hizmeti yapmış olacaksınız…
Sayın Ersin TATAR, dün Yeni Düzen’e öyle cesur açıklamalar yaptınız ki başta bakanlar olmak üzere partide bütün gözler sizin üzerinize çevrildi! Bunun yararını da görebilirsiniz zararını da, onu da artık ileriki günlerde hep birlikte göreceğiz!
Sayın Sibel SİBER, yeni öğretim yılıyla birlikte okullarda açıldı ama tüm sorunlara rağmen Meclis’in hala tatilde olması kamuoyunda büyük tepki ile karşılanıyor. Umarız önümüzdeki dönem bunu da hesaba katarsınız değil mi!
Sayın Mustafa AKINCI, New York görüşmeleri sonrası artık başka seçenekleri de gündeme getirmeye başlamanız kamuoyunun genelinde memnuniyetle karşılandı. Bu arada BM Genel Merkezi 38’nci katın penceresinde çekilen sanatsal resim de epey ilgi gördü değil mi! 
Sayın Bülent ARKIN, DP’nin kuruluş balosuna katılmadığınız gözlerden kaçmamış ve epey de tepki aldı diye duyduk! Bu arada bazı gazeteci dostları epey kızdırmışsınız, fena halde size karşı bileniyorlar haberiniz olsun istedik!
Sayın Gökhan GÜLER, 9 aydır merak ve heyecanla beklenen Naim ve Niyazi bebekler dünyaya merhaba demiş ve böylelikle oğlanlar da üçlenmiş. Tayyip bey sizde de epey etkili olmuş desenize! Allah bahtlarını açık etsin inşallah…
Sayın Ahmet SENNAROĞLU, Anavatan yetkilileriyle iyi geçinip bir de proje üretince musluklar sonuna kadar açılıyor değil mi! Umarız tüm belediyeler sizin taktiği uygular ve en azından istemesini bilirler. Tebrik ederiz…
Sayın Faiz SUCUOĞLU, çok yakında İskele’ye de yeni bir hastane edileceğini duyan bölge halkı buna biraz inanmakta zorlansa da gayet memnun görülüyor! Binanın temelleri atılınca bakalım ne kadar sevinecekler!
Sayın Menteş GÜNDÜZ, bölge halkın uzun bir süredir sizi aralarında görememekten şikayet etmeye başladı! Yaz tatili de bittiğine göre artık çarşıya çıkmanın zamanı gelmedi mi! Yelkenleri iyice açmak lazım değil mi…
Sayın Reşat AKAR, yeni matbaanın artık gazete basması için günleri değil saatleri saymaya başlamışsınız. Bu arada birkaç tane gazete ile el sıkıştığınızı ama şimdilik gizli tuttuğunuzu öğrendik. Hadi bakalım hayırlısı…
Sayın İlker EDİP, sizin belediyeden bir çalışanın Dörtyol Polisi’nde çok ilginç bir davadan soruşturması olduğunu biliyor muydunuz! Bazı ana ve babalar dün bizi resmen telefon bombardımanına tuttu haberiniz olsun!
Sayın Ziya ÖZTÜRKLER, bir okur şikayetini sayfamızda yayınladıktan sonra hassasiyet gösterip ilgilediğiniz için teşekkür ederiz. Kendisi şu anda yurt dışında olduğundan döner denmez yanınıza geleceğini söyledi bilesiniz…