“Sayın ÖZADAM,
Gazimağusa Hastanesi’nde basına da yansıyan yolsuzluk  olayı ile ilgili önce şunu söyleyeyim, bu gibi usulsüzlüklerin ortaya çıkarılması için canla başla mücadele eden bizzat benim ama gelin görün ki öyle  ayak oyunları ile çamuru bize bile sıçratabiliyorlar ama hep söyledim Maliye Müfettişleri ve polisin olaya el attığı gün dedim ki inşallah Türkiye’de Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın Başbakanlık döneminde yaptığı gibi bu devlet içerisinde bu gibi çetelerin temizlenmesi olacağının ilk adımı sandım ama gördüm ki çok yanıldım…
Öyle bir yerden düğmeye basılıyor ki bir anda ayak oyunları ile hedef haline geliyorsun ne acı ki bu ayak oyunlarına polisimizi de alet ediyorlar!
Bu olayın yaşandığı ilk günden itibaren Polis Müdürlüğü’ne çağrıldığım ilk günden itibaren öyle bir tezgah senaryo hazırlanmış ki filmin başı ve sonunun nasıl biteceği daha ilk dakikalardan belli olmuştu!
Paraları zimmetine geçiren ve suçunu kabul eden Murat Yalın'ın bunun yanında polise yalan ifade veren Edip Özbal’ın ifadeleri nasıl olurda önce hastane idaresine gitmeden başhekime verilir ve Başhekim tarafından polise verilir komplonun nasıl başladığını ortaya çıktı!
Kaldı ki ben her iki ifadenin içeriğinin daha polise ifade verilmeden biliyordum, ama bu iki şahıstan polis sadece gönüllü ifade aldı bana polis sorduğunda bu yalanın nasıl ortaya çıkarılacağı konusunda bazı çok kolay ip uçları verdim ama hiç üzerine gidilmedi, çünkü hedef paraları yiyen değil Ergün Yahat idi!
Ama unutulan bir kısım poliste suçunu kabul bir kişinin başkası hakkında verdiği ifadenin geçerliliğini yitirdiği tahkikatı yürüten memur tarafından bilinmiyor mu?
Çünkü Yahat, gerek CTP, gerek UBP, gerekse diğer partili kişiler ile arasındaki iyi ilişkiler her geçen gün artırıyordu bu da bazı kişileri rahatsız ediyordu!
Özellikle CTP İçerisinde önemli yerlerde olan bazı kişilerin hastanede bir işleri olduğunu da hemen beni arayıp yardımcı olmamı istemeleri çoğunu rahatsız ediyordu…
Gelelim hastanemizde yaşanan usulsüz işler ile ilgili konulara;
2014 yılının Acil servis kayıt bölümünün, yani Murat Yalın’ın paraları zimnetine geçirdiği bu bölüm kaldı ki bana bağlı olmayan bir bölüm, burada bazı kişiler yaptığım araştırmalarda aylık nöbet listelerinde bazı kişilerin izin bile dolduruşu olmadığı halde bunların isimlerini çizip üzerilerine kendi isimlerini yazdıkları ve haksız yere ek mesai aldıklarını tespit ettim.
Ve dosya halinde bir suret başhekim yardımcılarından birine verdim…
Her şey açık ortada durum açık yolsuzluk ve usulsüzlük net ortada durum polise bildirilmesi gerekirken Başhekim tarafından geçmiş altı aylık izinler doldurularak olayın üstü örtülüyor üstüne ise bir bardak su içiliyor ama bu belgeler bende mevcut tutarım bunları TV programlarına çıkıp göstereceğim.
Daha bunun yanında hastane bütün giriş ve çıkış kapılarında kamera görüntü kayıtları var bazı bölümlerde öyle ayak oyunları ile işe gelmeden ek mesai yazıldığını bilmeyen yok!
Ek mesai alan herkesi demiyorum altını çizeyim bazı kişiler aksini iddia ederlerse ispatlayalım kamera görüntüleri ile ama ben bunların üzerine gittim mi benden kötüsü yok. Bırakacaksın, görmemezlikten geleceksin, öyle istiyorlar, o zaman senden iyisi yok devlet malı deniz yemeyen domuz misali gibi bana son oynana kirli oyun en erken zamanda ortaya çıkacaktır ve bazı kişileri o zaman merak ediyorum ne açıklama yapacak!
Beni, ailemi huzursuz edenlere Allah gereken cezayı verecektir yüce tanrı şimdiden başlamıştır bile!
Şimdi sormak lazım;
Sayın hastane başhekimine odama ben İngiltere’de olduğum bayram boyunca yalancı ifade veren Edip Özbalın odama girdiği ve kamera kayıtlarına yakalanmasına rağmen benim başhekimliğe yazı yazmama rağmen niye hiç bir işlem yapılmadı ve olay görüntüleri ve şikayet yazım  polise verilmedi?
Verilseydi yoksa oynanan komplo oyun bozulacak mıydı?
Hastanede polis gözetiminde yattığım sure içersinde Sayın başhekimin korkusu neydi ki yatıran doktorlara baskı uygulayıp beni çıkarmalarını istiyordu ve güvenliği yattığım odaya yollayıp telefon aratıyordu, acaba bu korku bu telaş neydi?
Bu olayların ardından başhekim niye yıllardır kamera görüntülülerinin olduğu kayıt cihazını depolandığı kamera kayıtları şifresini odasına aldırmasının nedeni ne?
Bunların en önemlisi olanını  önümüzdeki günlerde açıklayacağım şok olacaksınız devletin nasıl kandırıldığını göreceksiniz bazı kişiler unutmasın bir kişi mahkeme kararı ile suçlu bulunmadığı sürece o insan suçlu sayılamaz.
Geçmişte ek mesaileri yedim diye yine buna benzer yalancı iddialar ile mahkemeye verildim ama anlımın akı ile beraat ettim…
Kaldı ki son günlerde yaşanan bu konu ile benim yakından uzaktan hiç bir ilgim yoktur, yazık günahtır bu devlette 27 yıldır çalışıyorum böyle kirli oyunlar ile insanları lütfen karalamayalım yazdıklarımın arkasındayım gerek Sayıştaylık gerekse Başsavcılık gerekse Başbakanlık tarafından çağrılırsam yaşanan kirli işleri aktarmaya hazırım…
Yazık günahtır insanların onuru guru ile oynamayalım bana oynana her kirli oyunun ardından yargı kararı ile daha güçlü çıkıyorum saygılarımla…”
 
(Ergün YAHAT)
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Mehmet ESENEL, Mağusa Tapu Dairesi’nde 7 sahte imzalı tapu konusunda ciddi ihbarlar alıyoruz. Biz sizden konunun üstüne gitmenizi bekliyoruz, sizin de olayı ört bas etmek istediğiniz iddia ediliyor. Umarız bize söylenenler doğru değildir, zaten atamanız çok tartışmalı oldu bir de bu olay patlarsa Özkan beye de çok ayıp olacak!
Sayın Aykut ÜRETİCİ, Mağusa Devlet Hastanesi’nde yaşanan bir takım olayları kapatma girişimleriniz size olumsuz yansıyacak gibi görülüyor. Öyle bir olay var ki patlayınca yer yerinden oynayacak, çok kişinin de başı yanacak. Bizi izlemeye devam edin…
Sayın Ahmet GÜLLE, K.T.Tabipleri Birliği genel kurulunda genç doktorların mesajını umarız almışsınızdır. Başkanlık seçiminde taraf olmanızın yanı sıra genç doktorların feryadı ve kadro sorunları bardağı taşıran son damlalardı.
Sayın Necdet OSAM, DAÜ’ye çok yakında 60 istihdam yapılacağını ve bunların CTP ile DP arasında paylaşılacağını duyduk. Eğer bunlara göz yumarsınız DAÜ’ye büyük bir kötülük yapmış olacaksınız!
Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, partinizin Güzelyurt genişletilmiş ilçe toplantısında iktidarda olduğunuz sürece hep adil ve eşitlikten yana olduğunuzu söylediniz ama Kıb-Tek’e yapılan istihdamlarda hiç de adalet ve eşitlik ilkelerini göz önünde bulundurmadınız. Hatırlatalım istedik…
Sayın Kudret ÖZERSAY, son bir haftadır kamuoyunda kasıtlı ya da kasıtsız konuşulan tek konu sizin seçimlere çok az bir süre kala çekileceğiniz ve Sibel Sibel’e destek vereceğiniz yönünde. Kimsenin adayı olmadığını açıkladıktan sonra şimdi de böyle bir soru ile karşı karşıyasınız…
Sayın Mehmet HARMANCI, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin LTB’ye ağabeylik yapması kadar doğal bir şey olamaz. Sosyal medyada yazılanlardan sonra gaza gelip aksi açıklamalar yapmak ne size ne de kimseye bir şey kazandırmaz. Gerçekleri kabul etmek en doğrusu gibi geliyor bize…
Sayın Tufan ERHURMAN, bir dahaki genel seçimlerde aday olmamak yönünde mesajlar vermek sizin kalitenizdeki bir siyasetçiye hiç yakışmaz. Vatandaş size güvendi oraya getirdi artık kaçış yolunuz yok. Kaşarlanmış politikacıların inadına devam etmeli meydanın boş olmadığını göstermelisiniz.
Sayın Meltem SAMANİ, Mustafa Akıncı’nın seçim çalışmalarında onun en büyük destekçilerinden birisiniz. Sizin de yeriniz kesinlikle Meclis olmalı ve artık kendinize büyük bir hedef belirlemelisiniz.
Sayın Osman ÖZKAN, Lefkoşa Tapu Dairesi’nin büfesinde yıllarca hizmet veren bir kadını oradan çıkardınız ve başkalarını getirerek çalışanların büyük tepkisini aldınız. Getirdiğiniz insanlar devletin malını başkalarına peşkeş çekmeye çalışıyor bilesiniz ki başınız ağrımasın…
Sayın Hasan HASTÜRER, güneş enerjisinden elektrik üreten sistemi evinize taktırarak ağır elektrik faturalarından kurtulmuşsunuz. Demek ki bu kış akşamları he size konuk olacağız, birkaç koltuk ayırırsanız patlamış mısırlar bizden…
Sayın Halil SAKALLI, halen Mağusa’da 23 kaçak taksicinin olduğunu biliyor muydunuz? Yollardan yolcu alan hatta indirimli tarife uygulayan bazı uyanıklar devlete vergi ödeyen taksicilere ağır darbe vuruyorlar…
Sayın Önder SENNAROĞLU, aspir üretimi konusunda devre dışı kalınca dost sohbetlerinde sitem ettiğinizi duyduk. Bunu dost sohbetlerinde değil de Bakanlar Kurulu’nda gündeme getirseniz ve ‘ne iş’ diye sorsanız daha doğru olmaz mı?
Sayın Fikret KELEŞ, Vadili Belediyesi’nde  işten durdurulan 13 çalışan konusunda elinizden geleni yaptığınızı görüyoruz ama henüz bir sonuç alamadınız. Artık bir takım eylemler yapma zamanı gelmedi mi?
 
GÜNÜN FOTOĞRAFI:


 
 ------------------------------------------------------------------------------------------------
Günün Fıkrası
 
Şapka

Yaşlı kadın geminin güvertesinde denizi seyrediyormuş... Hava çok rüzgarlıymış ve şapkası uçmasın diye iki eliyle sıkı sıkı tutuyormuş... Derken genç adam teyzemize yaklaşmış..
"Hanımefendi, kabalık etmek istemem ama rüzgardan eteğinizin havalandığını bilmeniz gerek diye düşündüm.."
Teyze hiç oralı olmamış;
"Evet ama ne yapabilirim, bu şapkayı iki elimle ancak tutabiliyorum, yoksa bırakayım uçsun mu?"
"Ama hanımefendi ben demek isterim ki eteğiniz havalandıkça bazı yerleriniz görünüyor..!!"
Teyzemiz adama şöyle bir bakmış ve gülümsemiş;
"Evladım... Eteğimin altından görünen 85 senelik ama ben bu şapkayı dün aldım!