CTP-BG’nin DP-UG’la yaptığı koalisyon, toplum baskısıyla evlendirilmiş çiftlerin kıydığı nikaha benziyor. Üstelik çiftte Ankara korkusu o kadar baskın ki, CTP-BG ilk fırsatta UBP’yle yeni bir koalisyonu; DP-UG ise ilk zorlu eşikte UBP ile birleşmeyi hedefliyor. Her birinin kilit noktası korkuyla Ankara’ya bağlanıyor. Ankara Hükümeti’nin kırmızı çizgilerinin aşılabileceğine inananlar, Eroğlu’nun sağı UBP çatısı altında birleştirebileceği, birleşik UBP’de Serdar Denktaş’ın da başbakan olabileceği, yeni bir hükümete yönelik hazırlık yapıyor.

CTP-BG’deki bir kanatsa UBP’nin yakınında durarak, Eroğlu’nun olası hamlelerine karşı Ankara Hükümeti’ni sevindirecek bir başka koalisyonu, CTP-BG/UBP koalisyonunu sağlama almaya çalışıyor.

Hepimizin bildiği üzere, 13. maaşlar için KKTC bütçesinde kaynak olmadığı gibi, Türkiye’nin KKTC’ye ayırdığı kaynakta da böyle bir kalem bulunmuyor. 13. maaş için kaynak yaratılacaksa, ben diyeyim Telekomünikasyon siz deyin KIB –TEK, bir kurum elden çıkacak. Ya da toplumumuz 13. maaşların ödenmemesine ikna edilecek. Kendi şahsi çıkarları için siyasette olduğu düşünülen politikacıların, 13. maaşları almamak konusunda halkı ikna etmeye gücü yetebilir mi? Yetmez gibi görünüyor.

Tüm bu hengame içinde, Ankara’nın tavrının ne olacağını kimse tahmin edemiyor. UBP kurultaylarına müdahil olmak Ankara için hoş sonuçlar üretmediğine göre, Ankara geri adım mı atacak yoksa programdan ödün vermemekte ve ekstra hiçbir kaynak yaratmamakta ısrar mı edecek?

Ankara Hükümeti’nden statükonun devamına izin çıkması az ihtimal de olsa, bu olasılık gerçekleşirse bu sefer de uzuncadır mevcut statükoyu eleştirenlerin tepkisi yükselecek.

Her ne olursa olsun, çoklu denklemin çözümünün halktan geçmediği her yol, her şartta toplumsal tepki doğuracak. Yeni koalisyonu kurarken beri yandan bir sonraki koalisyonun hesabını yapanlar, Ankara’dan çok halktan korkmalılar oysa…