Aslında başlıkta ‘seks skandalı’ demeliydim ama elim gitmedi!
Hani meslekte bir tabir vardır ya, haberi ya da köşe yazısını okutan başlıktır diye…
Şükürler olsun okunma sıkıntımız ya da kaygımız olmadığı için başlıkları abartma ihtiyacı da duymuyoruz…
Son günlerde hem yazılarıma hem de gazete başlıklarını analiz ettiğim zaman kamuda olup bitenlerin hep gündem olduğunu görüyorum!
Hırsızlık devlette var, yolsuzluk devlette var, adam kayırma yine devlette var…
Kimisi devletten bir rant koparma peşinde koşarken kimi de devlet ülkede en güvenceli iş olan devlet memuru olduğu halde devleti nasıl yolarım diye düşünüyor…
Hep şunu derim, tüm yaşananlara rağmen bu devlet hala yıkılmadıysa ve yok olmadıysa binlerce kere şükretmek gerek…
Devlette her türlü skandal olur da bel altı skandallar olmaz mı?
Geçmiş arşivleri karıştırırsanız bu konuda onlarca manşet görürsünüz!
Kıbrıs Türkü kamuda çalışın battaniye içinde hastaneye götürülen çok çiftlerin haberini okudu geçmişte…
En çok okunan en çok yorumlanan haberler oldu bunlar…
Ve unutuldu gitti…
Kimse devletteki bu laçkalığı yargılamadı, üstüne gitmedi, aksine ört bas etmeye çalıştı…
Böyle olunca da insanlar ‘ nasıl olsa cezai bir yaptırım yok’ diye umursamadı bile…
Sonuçta iş çığırından çıktı ve devlet ciddiyeti de ortadan kalktı…
Son bir aydır gerek telefonlarıma gerekse e-mail adresime ihbarda bulunulan bir konu var…
Bel altıdır, insanların özelidir diye çok ilgilenme gereği duymadım!
Ama son iki gündür gelen telefonlardan da artık bunaldım ve ilgilenme gereği duydum…
Yazık ki bana ihbar edenler haklı çıktı…
Güzelyurt’da bir devlet okulunda yaşanan iki devlet çalışanı arasındaki yasak aşk ilişkisi bu…
Hadi aralarında kalsa ben de susacağım ama, bir düşünün hele aynı okuldan hem öğretmen hem veliler aramaya başlayınca ki bu konu bölgede fena halde yayıldı, bunu yazmak, eğer bilmiyorlarsa bakanlık yetkililerini görev çağırmak da şart oldu…
Fazla detaya girmeden anlatmak gerekirse;
Aynı okulda görevli bir kadın bir erkek iki devlet çalışanı, özel ilişkiler, kadının kocasının bu olaydan haberi olması ve sonuçta ortalığı ayağa kaldırınca da patlayan bir haber…
Elbette kimsenin uçkuru bizim yazı konularımızın arasına girmez giremez ama artık bu özelden çıkmış, skandala dönüşmüş ve aynı okuldaki iki kişinin gayrı yasal ilişkisi sadece okulda değil tüm bölgede sıkıntı yaratmaya başlamış…
Olaya özellikle bir veli gözüyle bakmak gerekirse hemen empati yapıp kendime şu soruyu sorarım;
“Eğer benim çocuğumun eğitim gördüğü bir okulda böyle çarpık ilişkiler yaşanır ve ben de öğrenirsem ne yaparım…”
Ya da bakanlık yetkilileri ne yapmalı?
Bize gelen bilgiler konunun Milli Eğitim Bakanlığı’na da bildirildiği yönünde…
Şikayet ise bakanlığın bu konuda hala bir soruşturma başlatmadığı, öyle de bir niyeti olmadığı şeklinde…
Bakanlığın ilgisizliği doğru ya da yanlış bilemeyiz ama burada asıl sorun kamu iş yerlerinde yaşanan o ya da bu şekilde bir takım etik dışı olayların her nedense yeteri kadar üzerine gidilmediği aksine korunduğu artık bilinen bir gerçek…
Özellikle siyasiler, sistemin içindeki çürümüşlüğü temizleyip iyi bir örnek teşkil edeceklerine aksine onları koruma altına alıp siyasi bağlantılar nedeniyle cezalandırılmasını engelleyip bu tür olayların artmasını sağlıyorlar…
Okuldaki yasa dışı ilişkiye gelince;
Bu olay artık gizli olmaktan çoktan çıktı ve her ikisi de evli olduğu halde ilişkiye giren iki çalışanın durumu artık çocukların bile dilinde…
Ve başta veliler olmak üzere, öğretmenler ve bölge halkı bu iki kişinin o okuldan uzaklaştırılmalarını bekliyor…
Sadece bakanlığa değil sendikalara da önemle arz olunur!
 
 
Mağusa Hastanesi’nde iki Cumhuriyet!
 
Skandalların hastanesi konumuna gelen Mağusa Devlet Hastanesi’nden gelen şikayetlerin haddi hesabı yok!
Bir hemşire kardeşimiz dün aradı ve çok ilgin bir tabir kullandı;
Hastanede iki ayrı Cumhuriyet olduğunu söyledi…
Nasıl diye sorduk:
“Bizim hastanede iki ayrı baş hemşire var” diye cevapladı!
Dolayısıyla da hastane şu anda ikiye bölünmüş durumda…
Herkesin de kendi adamları ve ek mesailer de adamına göre veriliyor…
Şu ek mesai çizelgesini iyide iyice incelemek gerek…
 
 
Bulutoğluları: Yasa dışı borçlanma yok!
 
Cemal başkan dünkü mesajımıza içerlemiş aradı sitem etti…
Önceki gün polis tarafından çağrıldığını ve ifade verdiğini yazmıştık…
Bizim yazdıklarımızda bir şey yok çünkü gidip ifade verdiğini doğruladı…
Kendi başkanlık döneminde bir özel bankadan borçlanılan 7 milyon TL meselesiymiş.
Polis bu konuda ifadesini almış o da anlatmış;
“Karar yasa dışı değildir çünkü belediye meclisinin altında imzası var’ dedi…
Para borçlanılmış ve çalışanların maaşları ödenmiş.
Son durum bu şekilde…
  
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Özdemir BEROVA, Güzelyurt’ta bir okulda yaşanan evlilik dışı ilişki sadece okulu değil bütün bölgeyi gerdi. Hiç gecikilmeden soruşturma başlatılmasını ve iki kişinin de oradan uzaklaştırılması bekleniyor. Top artık sizin kucağınızda…
Sayın Aziz KAYA, yılların başkanı Mehmet Zafer’i devirip belediyenin başına geçtiniz ama bir türlü gün yüzü göremediniz. Böyle giderse istifa edeceğinizi söylüyormuşsunuz. Mücadele etmeden kaçmak size yakışmaz, biraz daha dayanın bir formül mutlak bulunacak…
Sayın Sunat ATUN, ne kadar kıskanç bir vekilsiniz böyle! Ülkede her şey iyiye gidiyor ve çıkıp meclis kürsüsünde hükümet edenleri ağır bir dille eleştiriyorsunuz. Hiç yakıştıramadık size! Bir dahaki sefere sorun bakalım onlar uzayda mı yaşıyor?
Sayın Teberrüken ULUÇAY, parti kurmayları artık kabinede bir değişiklik olması gerektiğini konuşmaya başladılar. Topun ağzındaki ilk bakanın da sizin olacağınız söyleniyor. Dua edin ki önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimleri var yoksa şimdiye çoktan kelleniz gitmişti!
Sayın Özdil NAMİ, Macaristan temsilciliği iyi tamam da şu bütün dış temsilcilikleri bir masaya yatırma zamanı gelmedi mi? Oralarda ne iş yaparlar, KKTC’ye nasıl hizmet verirler, benim bu konuda ciddi kuşkularım var. Bir kurcalayıverin lütfen…
Sayın İsmail ARTER, istihdamlar konusunda sizi uyardık ama siz dinlemeyip enişteniziz bile istihdam ettiniz. Bu arada bölgede Cumhurbaşkanlığına yönelik çeşitli tezgahlar hazırlanıyor, ilk kurban siz olabilirsiniz. Sağlam basmanızı tavsiye ederiz!
Sayın Yudum MİŞON, tartışmalı atama nihayet gerçekleşmiş ve istihdamınız gerçekleşmiş. Şimdi bundan sonra Serdar beyin yüzünü kara çıkarmamak için 7/24 çalışmanız gerekecek. Hadi bakalım sıvayın kollarınızı, vatan sizden hizmet bekler…
Sayın Hasan SADIKOĞLU, belediye çalışanlarına hem telefon hediye etmişsiniz, hem de 10’ar TL’lik konuşma hakkı vermişsiniz. Çalışanlar telefonları biraz kalitesiz buldu ama hiç yoktan iyidir değil mi?
Sayın Oğuz KÖSE, Mağusa Hastanesi hemşireleri arasında yapılan ek mesai ayrımcılığı dikkatinizi çeker mi bilemeyiz ama konuya bir el atmakta yarar var. Çok yakında saç saça, baş başa kavgalar olursa sakın şaşırmayın olur mu?
Sayın Hakan DİNÇYÜREK, bakanlığınız için en az dört tane müsteşar adayı olduğunu biliyor muydunuz? Bir ilki gerçekleştirin ve atayacağınız kişi çevre konularında uzman birisi olsun. Çevre örgütlerinin sizden beklentisi epey fazla, sağlam kişileri toparlamaya bakın…
Sayın Tevfik GÖREN, bölgenin önde gelenlerinden birisi olarak çalışmalarınız her ne kadar taktir edilse de partili bazı çekemeyenler de yok değil! Onun için kulaklarınızı tıkayıp siz sadece işinizi yapın, gerisini Allah’a havale edin…
Sayın Pervin GÜRLER, şu meşhur GİFA Holding yöneticilerinin sicilini bir zahmet inceleyiverin lütfen. Hakkında 36 dava dosyası olan bir şahıs nasıl olur da 300 kişi istihdam edeceğim diye ortaya çıkar anlamadık gitti…
Sayın Ahmet ÇALUDA, Derviş bey ile aranızı bozmaya çalışanlara inat kendisi ile geçen akşam aynı masada görülmüşsünüz. Bu arada Derviş beyin evinde mutfakta yumurta kavuranlar hakkında bir bilginiz var mı?
Sayın Yunus RAHMİOĞLU, dün akşamki konuşmanız biraz uzun ve yorucu oldu ama ABD Büyükelçisi baştan sona merakla dinlemiş diyorlar. Bu arada dün bütün gün pembe kravatınız konuşuldu bilesiniz…
Sayın Necdet OSAM, rektör vekilliği biraz tartışmalı olunca bundan dolayı atamanızın içinize sinmediğini ve her fırsatta bunu dostlarınızla paylaştığınızı duyduk. Hiç kimse böyle olsun istemezdi ama kader utansın artık…
Sayın Hasan ÇAKMAK, ne kitap yazmaya doyuyorsunuz ne de ödül almaya! Hele de kitaplarınız yurt dışında daha fazla değer bulunca keyiften dört köşe olduğunuz söyleniyor. Başarılarınızın devamını dileriz…
 
GÜNÜN FOTOĞRAFI:
  

 
Günün Fıkrası 
 
Jokey


Üç arkadaş, üçü de birbirinin canı. Tek sorun yaşlarının artık fazlaca kemale erip, eşlerinin pek de genç olması. Günlerden bir gün biri diğerlerine: 
- “Beyler benim keyfim çok kaçık. Karım beni aldatıyor galiba. Üstelik de bir marangozla.” 
- “Olmaz öyle şey, sen içini ferah tut, bizimkiler aldatmaz... Ama nerden anladın?” 
- “Karyolanın altında hep tahta talaşları görüyorum.” 
derken ikincisi de karısından kuşkulanmaya başlar. Onun takıntısı da bir boyacı. Kuşkularının ana sebebi de karyolanın çevresindeki farklı renklerdeki çizikler ve üstüne üstlük bulunan iki adet fırça kılı. 
Aradan zaman geçer ve nihayet üçüncüsü utana sıkıla derdini döker ortaya. 
- “Arkadaşlar benim derdim hepinizden büyük, üstelik tam bir felaket. Karım beni aylardır bir at ile aldatıyor.” 
Diğerleri: 
- “Saçmalama lan olmaz öyle şey!” 
- “Nasıl olmaz? Ne zaman karyolanın altına baksam hep aynı jokeyi görüyorum.”