CTP/BG Genel Başkanlık yarışı Pazar akşamı noktalandı.

Yarış kıyasıya geçti.

Asım Akansoy’un çok iddialı olduğu bir yarıştı. Özkan bey gibi eski bir siyasetçiye meydan okudu. Aslında bu yarış CTP/BG için çok düşündürücü bir yarış oldu. Yani kendi içinde hesaplaşamayan, partide söz sahibi siyasetçiler kozlarını ulu orta paylaşmayı tercih ettiler. Köklü bir partiyi ikiye bölmek adına hem de.

Çok düşündürücü konuşmalar yapıldı. Özellikle yaşına hürmet ettiğimiz Şevket Rado ve Vasfi Candan. Parmaklarının arkasına saklanmadan konuştular.

Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır. Herkes kendi adına doğru bildiği gibi konuştu.

Kimi konuşarak, kimi susarak gösterdi tepkisini.

Ama Kurultay günü herkes yaşadıklarını ve korkularını anlattı kürsüde. Herkes düşündüğünü söyledi, acımasızca.

Sosyal medya üzerinden paylaşımlar yaparak, partinin adını kullanan birçok siyasi kimlik sahibi kişiler bir kez daha düşünmelidir bence. Parti sorunları sosyal paylaşım sitelerinde konuşulmalı mı konuşulmamalı mı diye.

Vasfi Candan’ın dediği gibi Partiler sorunlarını sosyal medya üzerinden değil birbirlerinin yüzüne bakarak, tartışarak hatta ve hatta gerekirse kavga ederek çözümlemelidir. Sosyal Medya’da yazılanlar parti adına yıpratıcıdır.

Bu saatten sonra suçlu aranmamalıdır. Parti adına yapılan konuşmalar, atıflar ve suçlamalar bir kenara itilerek yola devam edilmeli iken halen düşüncürücü açıklamalara şahit oluyoruz.

Sanırım asıl savaş şimdi başlıyor.

Asım Akansoy’u dinledim. Nokta koymamış henüz. Nokta koymadığını da çok rahat dile getirdi. CTP/BG Parti Meclisi’nde yer alan ve Özkan Yorgancıoğlu’nun karşısındaki siyasetçiler için de durum ayni. Yani kimsenin sessiz sedasız yola devam edeceği söylenemez. Şimdi Özkan bey kendi karşısında duranlarla birlilte çalışmak zorundadır. İster beğesin ister begenmesin. Bu yol tüm CTP’lilerin yolu ise herkes bu birlikteliği korumak zorundadır.

Akansoy bir ezberin bozulduğunu dile getirdi. Ve iç sorunları daha rahat dile getireceklerine vurgu yaptı. Tabi medeni bir cesaret göstererek Özkan beyi de tebrik etti. Yapması gerekeni yaptı yani.

Akansoy her ne kadar da ‘kucaklaşma zamanı’ dese de, çok da inandırıcı bulmadım doğrusu. Yani parti içerisinde bunca kavga varken kucaklanacak bir ortam yaratılması da pek mümkün değildir. Madem kucaklanmadan bahsedildi peki bunca zaman neden kucaklaşılmadı? Neden bu yarışa gerek görüldü? Bu kadar değişim diye ısrar eden bir siyasetçi yeniden ayni başkanın kazanması ile nasıl onunla ayni yolda yürüye bilir? Ben o kadar da iyi niyetli düşünmüyorum doğrusu.

Nacizane fikrimdir; bunca yıl UBP de DP de sorunlarını içeride değil halkın gözü önünde yaşadı. Sürekli gündemde sorunları ile yer aldı bu partiler. Her sorunları halk tarafından bilindi. İç hesaplaşma yapamadılar. Bir birlerine düştüler. Karşılarında onların zarar görmesini isteyen mualif partiler de onları en zayıf noktalarından yakaladı. Parti içerisinde bölündüler. Şuan CTP/BG de parti içerisinde yaşanan sorunları dışa aktardı. Parti içerisinde hesaplaşma yerine halkın gözü önünde yaşadılar sorunlarını. Eğer siz kendi kusurunuzu ortaya koyar ve ayrıştığınızı dile getirirseniz unutmayın ki düşman sizi en zayıf noktanızdan vurur.

Kendi sorunlarınızı parçalanmamak adına, gerek sesli gerek sessiz kalarak parti içinde çözerseniz işte o zaman kimse zayıf noktanızı bilmez ve sizi o en zayıf noktanızdan vurmaz.

CTP/BG bunu başardığı an kenetlenecek ve güçlenecektir.