Son bir haftadan bu yana onunla yatıp onunla kalkıyordum.
Aslında benim için iki günde bitecek bir kitaptı.
Ama sindirerek okumak, yaşananlar üzerine düşünmek hayatın sadece benim için değil gerçekte herkes için bitmeyen bir mücadele olduğunu hissetmek istedim.
Satır aralarında hiç pes etmeden hep mücadele etmenin önemi gizliydi.
Kerametin biryerlere ulaşmakta değil, ulaştığın yerde kalabilmek adına daha fazla çaba göstermekte olduğu gizliydi.
Herkes hata yapabilir, herkes ekonomik sıkıntıya düşebilir herkes yalnız hissedebilridi kendini.
Önemli olan ne yapıyorsan hakkını vererek, emek sarf ederek çaba göstererek yapmak ve pes etmek nedir bilmemekti.
Bunlar kitabın insani yanıydı.
Bir de gazeteciliğin meşakkatli kısımları vardı satır aralarında.
Bir günde yıldız olmak da vardı, ertesi gün istenmeyen adam ilan edilmekte.
Bir gün işin de vardı ertesi gün işsizdin de.
Bir gün sağlığın da vardı ertesi gün hastaydın da.
Ve Biran da, bir gün vardı karşımızdaydı,
Bir de baktık yok oldu.
****
Kuşkusuz Kıbrıs konusuna gösterdiği yakın ilgi ile de önemli bir araştırmacı ve gazeteciydi Birand...
Yazdığı 30 Sıcak Gün kitabı ile Kıbrıs konusunda yaşananları tüm açıklığı ile göz önüne sererken Kocatepe olayının gerçek yüzünü herkesle paylaşmıştı.
****
Kuşkusuz seveni de vardı sevmeyeni de ancak sadece gazetecilik anlamında değil, herkes ilham almalı Birand gibi insanların hayat hikayelerinden, yaşanmışlıklarından.
Mesleğine olan bağlılığı ne iş yaparsak yapalım örnek olmalı bizlere, daima mesut olmanın mümkün olmadığını bu hayatta bunun öğrenilebileceğini hatırlatmalı.
Hepsinden önemlisi de hiç bir koşulda hatta ölüm çağırdığında bile asla pes etmemeyi görmemizi sağlamalı.
Ve daha pek çok anlamda ardına bile bakmadan yaşamanın sırrını çözmeli.