3 sene kadar önceydi;
Annem çok ısrar edince rahmetli Doğan Harman’ı aradım ‘annem Şeyh Nazım’ın elini öpmek istiyor dedim.
Hiç ikiletmeden ‘tamam’ dedi…
Annem de Türkiye’deki arkadaşlarından duymuş ününü…
Sağ olsun Doğan Harman aracı oldu ve bu fırsatla biz de görüşmüş olduk merhum ile…
Mütevazi dergahında ister yaşam biçimi olsun isterse dünyanın her köşesinden gelen müritlerini görünce etkilenmedim desem yalan olur.

Allah rahmet eylesin…
Kıbrıs’ın sembolü olan Şeyh efendi dün hakkın rahmetine kavuştu.
Seveni vardı sevmeyeni vardı…
KKTC tanınmıyordu ama onu bütün dünya tanıyor, onu görmek, elini öpmek ve hayır duasını almak için binlerce kilometre yol kat ediyor, kimisi de dinini değiştirerek Müslüman oluyordu.
Bunlar az-buz şeyler değil…
Yerine geçecek olan büyük oğlu da belki şeyh olacak ama babasının yerini hiçbir zaman dolduramayacak.

Ölen öldü ve bir daha da geri gelmeyeceği kesin ama ölümün konusunda kafama takılanlar var;
Dün sabaha onun ölüm haberiyle başladık…
Doğan Haber Ajansı ölümünü duyurduktan sonra Türkiye basını manşetleri attı ve gündem anında değişti…
Sonra Yakın Doğu Hastanesi bir basın açıklaması yaparak ölüm olayını yalanladı ama bu açıklamada Şeyh’in durumunun fazlasıyla kritik olduğunu ifade etti.
Gündem yine değişti ve Şeyh efendiyi zamansız öldüren Türkiye basını eleştirilmeye başlandı.

Ve acı haberi yine Yakın Doğu Hastanesi yaptı;
Saat tam 13.32’de!
Açıklamada şöyle deniliyordu;
"Şeyh Nazım Kıbrısi (Mehmet Nazım Adil) 17 Nisan 2014 öğle saatlerinde Cengiz Topel Hastanesi’nden Akut Solunum Yetmezliği ve Kalp Yetmezliği Ön Tanıları ile Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’ne getirildi. Göğüs Hastalıkları, Alerji ABD Başkanı ve Uyku Uzmanı Prof. Dr. Finn Rasmussen ve Kardiyoloji ABD Başkanı,Prof. Dr. Barış Ökçün tarafından muayene edilerek, gerekli tüm tetkikleri yapıldı.
Hasta geldiği zaman şuuru kapalı, tansiyonu düşük ve solunum cihazına bağlıydı.Gerekli tüm tedavilere başlandı ve yoğun bakımda takibe alındı. Yapılan tüm tetkikler neticesinde kalp fonksiyonlarının daha iyi olduğu, esas rahatsızlık nedenin infeksiyona bağlı Akut Solunum Yetmezliği ve Kronik Böbrek Yetmezliği zemininde gelişen, Akut Böbrek Yetmezliği tablosu olduğu tespit edildi.
18 Nisan 2014 saat 08:15’de Şeyh NazımKıbrısi'nin şuuru açık, tansiyonu iyi, destekleyici ilaçları azaltılmış, idrar çıkımı iyi olarak gözlemlendiği , Göğüs Hastalıkları ve Kardiyoloji Anabilim Dalları başta olmak üzere tüm birimler tarafından çok sıkı denetimde takip edilmiştir.
6 Mayıs 2014 : 17.04.2014' tarihinden beri Yoğun bakım Ünitesinde tedavisi devam edenŞeyh Nazım Kıbrısi'nin yapılan tüm tetkik ve tedavilere rağmen var olan Kronik Karaciğer yetmezliğinin de etkisi ile üç günden beri durumu daha da ağırlaşmış,şuuru kapanmış ve tüm destekleyıci tedavilere rağmen tansiyon düşüklüğü devam etmiştir.
YDÜ Hastanesi ve doktorları , 92 yaşında olan Şeyh Nazım Kıbrısi’nin hayatta kalması için tüm imkanları seferber etmiş fakat çoklu organ yetmezliği nedeniyle bugün saat 13:30 itibariyle hakkın rahmetine kavuşmuştur"

Şimdi dikkatinizi saatlere çekmek isterim;
Bu haber basına YDÜ hastanesinden saat tam 13.32’da servis edildi.
Metinde de saat 13.30’da vefat ettiği belirtilen Şeyh Nazım’ın ölüm haberi nasıl olur da 13.32’de, yani iki dakika gibi çok kısa bir sürede basına gönderilir.
Sanki gizlenen bir şeyler var gibi!
Ya da basın bildirisi yazıldı ve vefat etmesi beklendi…
Belki de Türkiye basınında çıkan haberler doğruydu, ama YDÜ Hastanesi burada bir karartma ihtiyacı hissetti…
Zira bir kişinin ölümünden sadece iki dakika sonrasında uzunca bir basın bildirisi ile haberin servis edilmesi ne görülmüş ne de duyuymuş bir şeydir!
Günahları boynuna…



MESAJ KUTUSU

Sayın Çağlayan CESURER, sanki de akıllı sayaç ihalesi istenmiyormuş gibi bir hava yaratıyorsunuz. Sanki de biraz hedef şaşırtıyorsunuz gibi geldi bize. Fiyatları iyi takip edip devletin kasasından çıkacak paraya odaklanmak daha doğru olacaktır.

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, eğer 28 belediyenin her birinde aday gösteremeyip ittifak saçmalığına girerseniz UBP’nin misyonunun bitmesi sürecinin başlaması için düğmeye kendi ellerinizle basmış olacaksınız, bizden uyarması!

Sayın Okyay SADIKOĞLU, Şeyh Nazım’ın ölüm saati ile ilgili kafalara takılan çeşitli sorular var. Ailenin en yakını olarak konuya açıklık getirmeniz ve kamuoyunu bilgilendirmeniziz bekliyoruz…

Sayın Kemal YILMAZ, Karpaz’da Türkiye kökenliler her nedendir bilmeyiz ama sürekli tepki mesajları gönderiyor. Eğer aktif siyasete devam etmek gibi bir niyetiniz varsa onları bu günlerde sıkça ziyaret etmenizi öneririz.

Sayın Ahmet GÜLLE, ebola salgını haberleri vatandaşı fazlasıyla huzursuz etti. Bu sorumsuz haberi kim yaptırdı bunda amacı neydi bilmeyiz ama sizin bakanlık olarak kamuoyuna sağlam bir açıklama yapmanız şart oldu…

Sayın Kadri FELLAHOĞLU, geçen hafta yapılan son ankette 6 puan kadar önde çıktınız. Ancak anket değerlendirmesinde bir parça düşüş olduğu da ifade ediliyor. Farkın kapanmaması için artık yeni projeler üretmeye bakın.

Sayın Kutlay ERK, İskele yöresinde bir başkan adayınız bölgede tefecilik yapmakla suçlanıyor. Bir araştırın bakalım başınızı ağrıtacak olan bu aday kimmiş, bizden iletmesi!

Sayın Hüseyin Çavuş KELLE, çiftçi artık ciddi eylemler ve sokağa dökülmek isteniyor. Geçmiş yönetimin devletten olan alacakları sallaması nedeniyle bir çok üyeniz tohum ekemeyecek duruma geldi…

Sayın Kemal DÜRÜST, Mehmet Zafer’e seçim desteği için özel bir ekip kurduğunuz ve kendilerine her gün talimatlar gönderdiğiniz söyleniyor. Bu konuda bölgede elinize su dökecek ikinci bir siyasetçi yok.

Sayın Kenan AKIN, yerel seçimler öncesi bir kez daha araziye indiğiniz gözlemleniyor. Oysa artık herkes sizi bütün zamanınızı torunlara adadığınızı biliyordu. Hayırdır, karavanda keyi çatmak yerine sokaklara dökülmenin manası ne?

Sayın Ömer MERAKLI, Necati Özkan Vakfı ödülüne layık görülmenizden dolayı tebrik ederiz. Kıbrıs’ta kültür denince artık ilk üç sırada siz varsınız. Ne kadar ödül alsanız ananızdan emdiğiniz süt gibi helaldir…

Sayın Ahmet ÇALUDA, bölgenizden partililer yerel seçimler için daha parmağınızı bile kıpırdatmadığınızdan şikayet eden mesajlar göndermeye başladı. Mahmut beyin gücünden dolayı mı yoksa UBP’ye küskünlük devam mı ediyor?

Sayın Sabiha YORGUN, Aşağı Dikmen muhtar adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Aday olan ve seçilen kadın sayısı ne kadar fazla olursa demokrasi de o kadar fazla olacaktır. Gazanız mübarek olsun…

Sayın İsmet AKİM, çok kötü bir cep telefonu kullanıcı olduğunuz ve gelen telefonlara bakmak gibi bir adetiniz olmadığını duyduk. Radyasyondan kaçmak için iyi bir yöntem seçmişsiniz. Ama yine de bazı dostlar sitem ediyor bilesiniz…

Sayın Talip ATALAY, Din İşleri tarihinde ilk kez polislik oldu ve Hizmet-Sen başkanlığı ve dolayısıyla sizi polise şikayet etti. Din adamları arasında ayrımcılık ve baskı kurmakla suçlanıyorsunuz.




Günün Fıkrası

Hamile hizmetçi


Zengin ve zampara bir adam hizmetçisini hamile bırakmıştı:
Karısı, şüpheyle kocasına sorar:
- Bizim hizmetçi hamileymiş.
- Bu onun bileceği iş.
- Ama, çocuğun senden olduğunu söylüyor.
- O da benim bileceğim iş.
- Peki, bizim durumumuz ne olacak?
- O da senin bileceğin iş.