Sevindirici olan toplumda kansere karşı duyarlılığın arttığıdır…

Çünkü vakalar korkutucu boyutlara ulaştı!

İki gün önce bir vatandaş sosyal medyada bir fotoğraf paylaştı…

Onkoloji Hastanesi’nin önünde!

4 yaşındaki bir çocuğumuz da kanser olmuştu…

Haliyle kemoterapi!

İnsanın içi cız ediyor…

Sadece 4 yaşında olan minicik bir yavru, kemoterapi görüyor, ilaç alıyor!

Kimin yüreği dağlanmaz ki…

Hele de olaya bir de ailenin boyutundan bakın!

Ağlarsa anam ağlar meselesi…

Toplumda kansere karşı duyarlılık artıyor da…

Peki ya bu belayı ortadan kaldırmakla görevli olanlar!

Tabi ki devletin ta kendisi…

Onlar da duyarlı gibi görülse de ürettikleri sadece laftan ibaret!

İyi niyetli olduklarına inanmak istiyoruz da…

İnanmak ve laf üretmek yetmiyor işte!

İcraat lazım, elle tutulur bir şeyler yapmak lazım, büyük bir mücadele başlatmak lazım…

Bu yapılırsa ne ala!

Yapılmazsa artık değil 4 yaşındakiler analarından yeni doğan bebeler bile bu illet hastalıkla tanışacak…

Kanser hepimizi yiyip bitirecek!

Düşünün bir kez…

Eczanelerden her türlü ilacı temin edebilir misiniz?

Çeşitli antibiyotikler, uyuşturucu içeren ilaçlar…

Birçoğu yeşil reçete ile alınılır!

Çünkü kafanıza göre bunları kullanamazsınız…

Doğru bir uygulama ve tamamen kişileri ilgilendiren bir konu!

Peki ya gıdalarda kullanılan zirai ilaçlar?

Bunlarda reçete filan yok…

Hangi üretici ne kadar ilaç kullanıyor?

Ya da ne kadar kullanması gerekir?

Hani şu limit üstü denen şey!

Aslında zehrin ta kendisi…

Bir kayıt var mı bu konuda?

Elbette yok!

Basıyorlar zehri, kanser 4 yaşındaki çocuğu etkilemesin de kimi etkilesin…

Devlet bu konuda artık parmağını kıpırdatmak zorundadır…

Nasıl hasta insana ilacı hekim yazıyorsa, ziraat mühendisleri de artık üreticiye ziraat ilaçlarını reçete yazmalı ve artık her şey kayıt altında olmalıdır!

Yıllar önce bir ana konu gündeme gelmişti ama…

Her zaman olduğu gibi tozlu raflarda kaldı!

Güvenoyu alan, bütçeyi görüşen ve Ankara ziyaretini de gerçekleştiren yeni hükümetimiz artık insan sağlığını çok yakından ilgilendiren zirai ilaçlar konusunda çok daha fazla gecikmeden reçete sistemini getirmeli, bununla birlikte kanser hastalığına karşı çok ciddi bir mücadele başlatmalıdır…

Hem de bunun maddi külfeti ne olursa olsun!

Zira bu zehir içeren ilaçlar konusunda eğitim yoksa denetim yoksa buna bir de ilgisizlik eklenirse nice 4 yaşındaki yavrularımız bu illetin pençesine düşecek ve son fayda da yarar getirmeyecektir…

NOT: İki günlük aradan sonra Pazartesi günü yeniden bu sayfada birlikte olacağız…

Kadınlar asla birlik olamaz!

Önceki gün haber bültenlerinde kulağa ve göze çok hoş gelen bir haber vardı…

Tüm siyasi partilerden kadın vekiller birlikte fotoğraf çektirip kamuoyuna anlamlı bir mesaj vermişlerdi!

İnşallah da bu birliktelik devam eder ama…

Sizin umudunuz var mı?

Benim yok!

Çünkü bizde siyaset her şeyin önünde olduğu için ne yazıktır ki kadınlarımız da bu bireysellikte çok bir şey yapamamakta ve parti merkezlerinin kurbanı olmaktadırlar…

Ha keşke bunu kırabilseler!

Sadece Merak İşte?

Onlar emekçi değil miydi?

Bir 8 Mart tarihini daha geride bıraktık…

Güller karanfiller saçıldı her yere!

Bol makyajlı kadınlar kadeh kaldırdı…

Tamam olsun hepsini kutlarız da!

Gece kulüplerinde bedenlerini satarak para kazanmak zorunda olan asıl emekçi kadınları kimse ziyaret etti mi?

Ne münasebet değil mi?

Kesin utanmışsınızdır siz!

Kimler mutlu?

Yapılan araştırmalar Kıbrıs Türkünün yüzde 61’lik kesiminin hayatından memnun olduğunu ortaya çıkardı…

Şimdi bu rakamlar belirlendikten sonra herkes kendince bir yorumda bulunuyor!

Ben de görüşümü belirteyim;

Bu yüzde 61’lik kesimin büyük bölümü gariban kesimdir…

Az ile yetinmesini bilen!

Hayatından şükreder…

Çünkü insanların cebindeki para miktarı arttıkça ters orantı olarak mutluluğu da azalıyor!

Erdoğan niye bu kadar ciddiydi?

Biz de tartışma çok…

Maksat eleştiri olsun, patırtı gürültü olsun!

Başbakan Tufan Erhürman Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü ya…

Aman ne yorumlar ne yorumlar!

Erdoğan KKTC hükümetine tepkisini sözde böyle göstermiş…

Acaba ne yapmasını beklerlerdi?

Zil takıp göbek atmasını mı?

Bizi nasıl bir yaz bekliyor?

Sizin kafanıza takılıyor mu bilmem…

Ama benim takılıyor!

Belki de son 50 yılın en ılıman kışını yaşadık…

Ama epey de kurak geçti!

Önümüzde kocaman bir yaz mevsimi bizi bekliyor…

Artık 45 derece mi olur 50’yi de görür müyüz bilemem!

Ama merak işte…

MESAJ KUTUSU

Sayın Zeki ÇELER, Asgari Ücret Komisyonu toplantısında kim yine renkli çoraplarınızı gündeme getirdi ve sizi çileden çıkardı da toplantıyı terk etmek zorunda kaldınız? Söyleyin bize kulağınızı çekelim bir daha böyle yaramazlıklar yapmasın olur mu?

Sayın Ahmet VARIŞ, hekim arkadaşlarınız sizi ısrarla Tıp-İş Başkanlığına getirmek isterken sizin bu konuda naz yaptığınızdan şikayet ediyorlar! İyi de sizin adınız konusunda bastıranlar acaba niye kendileri başkan olmak istemiyor, bunun sebebi hükümet değişikliği olabilir mi?

Sayın Koral ÇAĞMAN, siz de vekil olduktan modaya uymuşsunuz ve artık futbolun vazgeçilmez izleyicileri arasına yerleşmişsiniz. Siyaset nelere kadir değil mi? Yine de güzel bir hobi umarız diğer spor dallarına da ilgi gösterirsiniz…

Sayın Birikim ÖZGÜR, LAÜ’de öğretim üyeliğine başladıktan kısa bir süre sonra kendinizi camiaya sevdirmişsiniz ve bunun da mutluluğunu yaşıyormuşsunuz. Bu arada seçim kaybetmenin etkilerini ara sıra yaşadığınız da söyleniyor, elbet zaman her şeyin ilacıdır…

Sayın Serdar DENKTAŞ, CAS’ın mali durumu konusunda epey şikayetçi oldunuz ama buradaki müdür arkadaşın aylık ne kadar maaş çektiğini hiç araştırdınız mı? Bu konuda hükümet artık radikal kararlar almak zorundadır, et de sizin elinizde bıçak da…

Sayın Cemal ÖZYİĞİT, bakanlık koltuğuna oturmanız daha çok yeni ama bakanlık çalışanlarına kendinizi epey erken bir zamanda sevdirdiğiniz konuşuluyor. Bu olumlu bir gelişmedir artık bundan böyle kısa sürede eğitime büyük katkılarınız bekleniyor…

Sayın Mehmet HARMANCI, 8 Mart Kadınlar Günü nedeniyle kadın çalışanlara idari tatil verince dün belediye binasında ciddi karışıklıklar yaşanmış diye şikayetler aldık. Burada sizin kararınızı mı yoksa erkeklerin yetersizliğini mi sorgulayalım biz de anlayamadık…

Sayın Bayram KARAMAN, Dome Hotel’in akıbeti konusunda düğmeye çoktan basılmıştı ama alınan kararlar yeni uygulamaya konulmaya başlandı. Toplumun genelini arkanıza almaktan başka bir yol görünmüyor, gazanız mübarek olsun…

Sayın Nilden BEKTAŞ, soysam medya ve bazı etkinliklerde eşinizin soy adını kullanmadığınız bazılarının dikkatinden kaçmamış olsa gerek ki bu konuda çeşitli sorular gelmeye başladı! Dilerseniz bir açıklama yapabilirsiniz…

Sayın Faiz SUCUOĞLU, oluşturduğunuz sıkı bir ekiple ülke genelinde ziyaretlere başladığınız ve adaylık için nabız yokladığınız görülüyormuş. Umarız kıran kırana geçecek bu yarışta partiniz zarar görmez, hayırlara vesile olsun artık…

Sayın Habil TÜLÜCÜ, Paşaköy’de bir akrabanız başka bir partiden belediye başkan adayı olma kararı alınca aile içinde büyük sıkıntılar yaşandığını duyduk. Çok fazla yapacak bir şeyiniz yok, bütün olanları demokrasi adına hoş görmeye bakın deriz…

Sayın Mehmet ÇAKICI, partinizden bazı üyelerin istifa edip YDP’ye katılması bazı partililerinizin epey moralini bozdu diye duyduk. Acaba kurumsallaşmakta biraz ağır mı davranıyorsunuz dersiniz. Şimdi dağılma değil toparlanma zamanıdır…

Sayın Hasan TOPAL, bundan sonra belli ki artık tüm meclis oturumlarında gözler sizin üzerinizde olacak. Tarihi bilgilerinizi ve bilinmeyenleri kamuoyuyla paylaşmanız epey yararlı oluyor diye konuşuluyor. Bir de şu Argan yağının tarihini bir araştırsanız diyoruz…

Sayın Şeyda-Necati DİNÇSOY, heyecan ve merakla geçen aylardan sonra dün nihayet minik Uzay dünyaya gelmiş ve haklı olarak sizlerin de ayakları yerden kesilmiş. Minik yavruya ömür boyu sağlık ve mutluluklar diler, genç anneyi de kutlarız…

Sayın Hüseyin ANGOLEMLİ, bize gelen bilgilere göre koalisyonda bulunan 4 parti sizin Meclis Başkanlığı konusunu imza altına almışlar ve çok yakında o makama oturmanız için ön girişimlerde bulunmuşlar. Demek ki finali muhteşem bitireceksiniz desenize…