Yazımın başlığı aslında Kıbrıslı Türkler Türkiyelileri gerçekten sevmiyor mu? olacaktı fakat son anda değiştirdim.

Çünkü bunu tartışmanın abestle iştigal olduğunu düşünüyorum.

Bu konuda bana sorulan sorulara her seferinde verdiğim cevap aklıma geldi;Kıbrıs Türkü hırsızı, arsızı ,katili, tecavüzcüyü sevmez.

Bunun içinde burada Kıbrıs Türkünün Türkiyeye olan sevgisinide tartışacak değilim.

Bunun için ispata gerek olmadığı inancındayım.

Lakin özellikle geçen son 15 yılda bu ilişkilerin doğru bir zeminde gitmediği ortada.Ve bunu tartışmanın çok daha önemli olduğunu görüyorum.

Ayrışma günden güne büyüyor.

Bunda tek bir kesimi suçlamak açıkçası yanlış olur kanaatindeyim.

Eğer bir suç varsa ki. Var.Bu suç heriki tarafada aittir.

Ve seçim sonuçlarıda bunu teyid etmektedir.

Ve bunun en büyük sorumlularıda haliylede seçilmişlerdir.

Milletin Vekilleridir.

Türkiyeye bakıyorsunuz üst düzeyde dahil toplumun önemli bir kısmının milli dava söylemi dışında Kıbrıs Türkü ile ilgili hala daha doğru dürüst bir bilgiye tam olarak sahip olmadıklarını görüyorum.

TBMM ‘deki Milletvekillerinin birçoğunun KKTC deki ilçelerin isimlerini,Çileği ile ünlü yerin neresi olduğunu ,Garantörlük anlaşmasının içeriğini hatta daha ileri gideyim Başbakanın bile kim olduğunu bilmediğine eminim.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini ,Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti diye seslendiren ve komik duruma düşen o kadar çok kişi var ki.

Kıbrıstakilerinde ayni şekilde Kuzey Kıbrısı ve Kıbrıs Türkünü para ver ,su getir ,Hastahane yap dışında Türkiyedekilere iyi anlatamadığıda ortada.

Bunun dışında Türkiyedeki bazı siysetçilerin Kıbrıslı Türkleri genelleyerek söylemiş oldukları kalp kırıcı incitici sözleride bir kenara yazmakta fayda var.

Bugün bundan beslenen bazı kesimlerin atıp tutmalarının nedenide bu.

Liseye giden kızıma bugün Kars Ağrı Türkiyenin hangi bölgesindedir, fındık en çok nerede yetişir diye sorsanız cevap süresi 5 sn. yi geçmez.26 plaka hangi ilin plaka numarasıdır diye sorulsa bilir.

Atatürk ilke ve ikilaplarınıda,Lozan, Sevr anlaşmasını sorsanızda onada cevap verir.

Nedeni çok basittir.

İlkokuldan itibaren Ortaokul ve Lisedede Kıbrıs Tarihi yanında Türkiye Tarihininde eğitim müfredatımızda dahil olması. Kıbrısın Coğrafyası yanında Türkiye Coğrafyasındanda sınavlara girilmesi.

Fakat Türkiye de bu yok.

Bir zamanlar sizin oraya Tren var mı? Cami bulunuyor mu ?sözlerine muattap olan yüzlerce Kıbrıslı Türk var.Bunlara sade vatandaşlar yanında eğitimlilerde dahil.

Bugün Türkiyeden Kıbrısa eğitim için gelen öğrencilerin bu kısır döngüyü kıracağı inancındayım.

Kıbrıs Türkü milli davanın esas olduğu zamanlarda Türkiye sevgiside galip gelerek kendini rencide eden sözleride bir kenara itip milli birlik ve beraberlikle biraraya gelmesini bilmiştir.

Yalnız yukarıda söylediklerime dikkat edilmezse bunun birgün terse dönmeside muhtemeldir ve yakındır.

Kıbrıs Türkünün önemli bir bölümü için bir zamanlar Türkiyenin ağzından çıkan sözler emir tellaki edilirken bugün geldiğimiz bu aşamada bu durumda değişmiştir.

Türkiye son süreçte Kıbrıs Politikasında değişikliğe gittiğini bundan sonra Federasyon dışındada şeylerin konuşulması gerektiğini söylemiş olsada bunu dikkate almayan önemli bir çoğunluk vardır.

Bu konuda Türkiyeye karşı birleşenlerin sebepleri yalnızca Kıbrıs Türkünü incitici sözler değildir. Türkiyenin Kıbrısın Kuzeyinde ortaya koyduğu politika ilede ilgildir.İlahiyattır, suçluların Kıbrısa ithalidir ve en önemlisi bu ada insanının kültürüne uymayan nüfus aktarımıdır.

Para vermek ve seni biz kurtardık demek sonuda besleme yaftasınıda yapıştırmak bu ülkede yaşayan Türklerin vicdanında derin bir yara bırakmıştır bu bir gerçek.

Kıbrıs Türkü bugünlük tüm bunları unutarak iradesini sandığa yansıtmıştır.

Bu seçim herşeye ragmen Atatürk ilke ve inkilaplarına ve Türkiyeye gönülden bağlı Türkiye ile kavga edilmesini istemeyen kesimlerin başarısıdır.Bunu herkesin böyle bilmesi ve herkesimin saygı duyması gerekmektedir.

Ersin Tatar bugün bu seçimi kazanmış Akıncı kaybetmiş olabilir.Bu bir yarış.

Ama seçim sonuçlarına bakıldığında zaman yalnız kaybeden için değil kazanan içinde zafer naraları atmak yerine şapkaları önüne koyup düşünme zamandır.