HABER: Radyo GÜVEN<br /> <br /> Avukat Hasan Yücelen, Kıbrıs konusunda sürdürülen müzakere sürecini<br /> değerlendirdi. Yücelen,40 yıldır Kıbrıs Türkünün bu adada varlığını<br /> hazmedemeyen Rum toplumunun zihniyetinin değişeceğine ve Kıbrıs Türkünün<br /> de eşit haklara sahip olduğunu kabul etmelerine inanmanın “Güneşin, Batı’dan<br /> doğmasına inanmak” kadar saflık olduğunu olduğunu vurguladı.<br /> Avukat Yücelen Radyo Güven’de yayınlanan Mercek Altında programında<br /> yaptığı açıklamada, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde Kıbrıs Türküne karşı olan<br /> zihniyetler değişmediği sürece gerçek anlamda kalıcı bir çözüme ulaşmanın<br /> imkansız olduğunu nasıl olursa olsun bir çözüm anlayışıyla hareket edilmesinin<br /> çözüme değil toplumlar arasında çatışmaya neden olacağını kaydetti.<br /> “Asıl sorun mülkiyet değil”<br /> Yücelen, Kıbrıs Müzakerelerinde bir çok insanın sıkıntının, toprak ve<br /> mülkiyetten kaynaklanacağını düşündüğünü, ancak en büyük çözümsüzlüğün<br /> dönüşümlü başkanlık, güvenlik ve garantiler konusundan olduğunu belirtti.<br /> Kıbrıs Türkünün en önemli güvencesinin iki bölgeli, iki toplumlu, siyasal eşitliği<br /> koruyacak ve sulandırmayacak bir anlaşmanın sağlanarak Avrupa Birliğinin<br /> birincil hukuku olarak sağlanması olduğunu söyleyen Yücelen ulaşılacak<br /> anlaşmanın bu yönüyle ele alınması gerektiğini vurguladı.<br /> “Referandum Yok”<br /> Yücelen, 40 yıldır Kıbrıs Türkünün varlığını bu adada hazmedemeyen bir tarafın<br /> bulunduğuna işaret ederek, “ 40 yıldır Kıbrıs sorunu bir işgal sorunudur diyen ve<br /> tez için dini inançları dahi kullanan bir zihniyetin 40 günde değişeceğine<br /> inanmak Güneş Batıdan doğuyor demek ve buna inanmaktır. Birbirimizi<br /> kandırmaya gerek yok biz Güney’le iki komşu ülke olarak yaşayabiliriz, ticaret<br /> de yapabiliriz ama iç içe bir yaşam sürdüremeyiz” dedi.<br /> Kıbrıs’ta herkesin bir çözümü arzuladığını ancak, yaşayabilecek bir çözümü<br /> istediğini ve şu anda bir referanduma gidileceğini düşünmediğini kaydeden<br /> Yücelen, Nihai hedefin, çözüme ulaşmak değil, kalıcı bir çözüme ulaşmak<br /> olması gerektiğini ifade etti.