Bir memleketin refahı, halkının mutluluğu genelde benzer coğrafyayı paylaştığı en yakın komşusunun refah ve mutluluğu ile kıyaslanır.

Bizde haliyle her fırsatta KKTC halkının refah ve mutluluğunu önce Güneydeki Komşumuz ile kıyaslıyoruz.

Milli geliri,çevrenin temizliğini,marketlerdeki fiyatları,Uçak bilet fiyatlarını ve Trafik ile yollarımızı.

Son günlerdeki en büyük şikayetimiz tabii ki Trafik.

Trafiğe verilen canlar ve yolların bu anlamada emniyetli bir sürüş için standartlara uygun olmaması.

Tüm bunlar seyrüsefer fiyatlarına yapılan ölçüsüz zamlar ile birleşince deyim yerinde ise halkı çileden çıkardı.

Zaten uzunca bir süredir ekonomideki durgunluk ve günden güne fakirleşen vatandaşında artık dayanacak gücü kalmadı.

Güneydeki Seyrüsefer fiyatları 60 Euro iken bizde benzer tipteki bir arabanın fiyatının 615 Euro olması bu fiyatların nasıl belirlendiği sorusunu sormasına neden oluyor.

Aslında bugüne kadar gelmiş geçmiş Hükümetler alt yapıdan tutun üst yapıya kadar tüm yapılması gereken işlerde makyaj yapmaktan öteye gidememişler.

Türkiyeden gelen parada hesapsız kitapsız harcanmış.

Deyim yerinde ise cevizcinin çuvalından oynamışlar.

Yollarımızda buna dahil.

Otoban yapılmasındaki asgari standartlara bile uyulmamış.

Asfalt dökülmüş yol gidiş ve geliş olmak üzere ayrılmış fakat araya konması gereken bariyerler konmamış.

Aydınlatma adı altında vatandaştan yıllar yılı vergi toplanmasına rağmen yolların aydınlatılması sağlanmamış.

Otoban kenarlarından yola fırlaması muhtemel canlılar için önlem olabilecek tellemeler bile yapılmamış.

Özellikle kış akşamlarında yol kenarlarında park eden veya yürüyen vatandaşlara çarpmanız işten değil.

Haliylede tüm bunlar elde cep telefonu ile araç süren dikkatsiz sürücülerin hataları ilede birleşince kazalar kaçınılmaz olmuş.

Tabii tüm bunlara çözüm bulmak Hükümetlerin görevi.Bunun için seçilmişler. Bunun için halktan toplanan vergiler ile ödeniyorlar.Maaşlarını alıyorlar.

Fakat 45 senedir gelen giden tüm Hükümetler hep siyasi rant ,ben nasıl seçilirim koltuğu korurum peşinde koşturmaktan kendi kendine yeten bir yapıyı oluşturamamışlar.

Bugün kimlik kartından pasaporta ehliyetten seyrüsefere yapılan zamlar Hükümetin kara deliğini kapatmak için yapıldığı ortada diyen vatandaş yol yoksa seyrüseferde yok diye ayağa kalkmış durumda.

Rum tarafındaki gibi bir asgari ücretlinin ödeyebileceği fiyatlara indirilene kadarda ÖDEMEYCEĞİM diyor.

Haksız mı? Değil.

Dünyanın hiçbir yerinde bir kereliğine alınan ehliyetin 3 -5 sene sonra tekrar para alınarak vatandaşa satılması diye bir kavram yok.

Tanınmayan bir ülkenin pasaportunu habire zam yaparak itibarsızlaştırmayada hakkı yok.

Hizmet için halktan toplanan verginin halka yol ,Hastahane ,Okul ,temiz ve düzenli çevre olarak dönmesi gerekiyor.

Bunun için yalnız yol yoksa seyrüseferde yok değil sağlık hizmeti yoksa sigorta ödemede yok.Sokak aydınlatması yoksa aydınlatma ücretide yok.Doğru dürüst internet hizmeti yoksa cep telefonu ödemede yok gerekirse kullanmada yok.Hizmet yoksa oyda yok.