Biricik kızımızın düğünü için birkaç gündür İzmir’deyiz…

Çok da güzel ve duygusal günler yaşadık!

Çok ama çok mutlu olduk…

Ta ki Kıbrıs’tan kötü haber gelinceye kadar!

Kimi görüp sohbet ettiysek Türkiye basınında çıkan haberleri dayadılar yüzümüze…

Şaka değil resmen hesap sordular!

Olayın kepazeliğini gösterdiler hepsi de…

İnanır mısınız tek bir kelime bir cevap veremedik kendilerine!

Zaten cevap verecek halimiz de yoktu kendilerine…

Küçüldükçe küçüldük, yerin dibine girdik!

İçimizden de bolca küfür ettik bu rezaletin sorumlusu kimse artık…

EOKA'cıların fotoğrafının Devlet Piyangosu üzerine yanlışlıkla basılması ülke gündemine bomba gibi düştü.

Yapılan hata büyük bir sorumsuzluktur, ciddiyetsizliktir, vurdumduymazlıktır, saygısızlıktır.

Ve büyük bir 'geri zekalılıktır'

Kimse kusura bakmasın...

Tarihimizin en onurlu mücadelesini anacağız diye eli kanlı bir terör örgütünün militanlarını piyango biletlerinin üzerine basmak devlet ciddiyetinden ne kadar uzaklaştığımızın en büyük göstergesidir.

Bileti grafikerler hazırlıyor, belki özel bir şirketin yurt dışından getirdiği bir işçinin elinden çıktı bu...

Kıbrıs Tarihini bilmiyor ve bilmesi de beklenemez...

Peki siz?

Devletin bol maaşlı kadrolarında yer işgal edip ne işe yarıyorsunuz.

Terör örgütünün fotoğrafı basılırken siz nerdeydiniz?

Siz bu skandalı bile önleyemeyecekseniz o koltuklarda ne iş yapıyorsunuz.

İstifa da etseniz bu skandal unutulmaz...

***

Söz konusu fotoğraf daha önce de birçok kez internet sitelerinde ve başka kurumlar tarafından da kullanılmış.

Fotoğrafta yer alan Türk bayrağı dikkat edilmediğinde aldatıcı oluyor.

Cumhurbaşkanlığının da bu fotoğrafı kullandığı Kudret Özersay tarafından iddia edildi.

Ancak cumhurbaşkanlığı fotoğrafın bir video içerisinden maksatlı bir şekilde seçildiğini ve art niyet olduğunu söyleyen bir açıklamada bulundu.

Devlet Piyangosu'nun biletinde yaşanan skandala çok sert tepki veren Cumhurbaşkanı Tatar'ı bu durum tabi ki zor durumda bıraktı.

Buradan çıkaracağımız ders nedir peki?

Milli tarihimizi çocuklarımıza çok iyi öğreteceğiz.

O çocuklar bir gün devletin en kritik noktalarına geliyor ve işte böyle çuvallıyor.

Basın ekibimizi ve danışmanlarımızı liyakat ile seçeceğiz, eş dost muhabbetiyle sağımızı solumuzu işten anlamayan personelle doldurmayacağız.

Ha ahbap çavuş ilişkisi çok hoşunuza gidiyorsa da bindiğiniz dalı kestiğinizde ağlamayacaksınız!

***

Hükümet önce kamuda çalışanlara hayat pahalılığı oranında yani yüzde 56 zam yapacağını açıkladı.

Ardından aniden 15 Bin TL üzeri maaş alanlardan yüzde 20 kesinti yapılacağı açıklandı.

Sendikaların beklenen tepkisi ve mahkemenin adı anıldığı anda yüzde 20'lik karar yüzde 10'a düştü..

30 bin üzeri maaş alanlara ise yüzde 20 olarak kaldı.

Hükümet ne yüzde 10'un ne 20 kesintinin mahkeme kararıyla uygulanamayacağını bilmiyor mu peki...

Biliyor!

Amaç ne o zaman ne yapılmaya çalışılıyor?

Kaostan başka işe yaramaz bu...

Öte yandan böyle bir kesintiye 2011 sonrası kamuya girenlerin de dahil edilmesi bir garip oldu.

Önce kamuda eşit işe eşit ücret ilkesini bozdunuz. sonra bu farkı kapatacağız dediniz şimdi de tutup zaten düşük maaş alanların maaşlarından kesinti yapıyorsunuz.

Asgari ücretliye de hayat pahalılığının altında artış vermek kabul edilemez.

Hayat pahalılığı tüm çalışanlara eşit olarak uygulanmak zorunda!

***

Asgari ücretli hayat pahalılığı altında zam alarak ezilirken dış temsilcilik görevlilerimize 4750 Euro maaş veriliyormuş.

Dış temsilciliklerde ne iş yapılıyor?

Yılda bir KKTC'den giden bir yetkiliyi karşılamak dışında ne görevleri var.

Cumhurbaşkanının almadığı maaşı dış temsilcilik görevlisine vermenin mantığı nedir?

Bu saçmalığı düzeltmek çok mu zor!

Dış temsilcilikler Allah kelamımıdır nedir?

Yok mu bu ülkede tasarruf tedbirleri çerçevesinde bu savurganlığa son verecek birileri?

***

Kıb-Tek'te yaşanan yolsuzlukları bu köşeden defalarca dile getirdik.

Başbakanlık Denetleme kurulunun raporu hazır şimdi gözler Ünal Üstel'de

Son üç dönemin yönetim kurulu üyelerinden büyük kısmının ismi yolsuzluk listesinde...

Panik devam ediyor...

Peki dosya yargıya taşınacak mı yoksa tozlu raflarda mı kalacak!

Vatandaşın parasını cebe indirenler, yüklü faturalarla bu halkı bezdirenler cezasını çekecek mi yoksa yapanın yanına kar mı kalacak!

Sürecin takipçisi olacağız, yapanın yanına kar kalmaması için her türlü mücadeleyi sürdüreceğiz!