Hükümet ve Cumhurbaşkanı arasındaki tartışmalar artık halkı geriyor.

Bir aydan fazladır, aradaki gerginliğin son bulmasını bekliyoruz. Evet kriz süreci hepimizi çaresizliğe itti. Evet alışık olmadığımız bir süreçten geçiyoruz. Evet bizler de alışık değildik, siz de alışık değilsiniz. Evet yıllarca günün birinde bu sistemin çökeceğini ve bu başkasına mecbur kalmakla ilgili geliştirdiğimiz siyasal geleneğin bizleri dibe vurduracağını, çok kötü şeyler yaşamamıza neden olacağını söyledik.

Keşke yanılsaydık!

Ve işte yalnız kaldığımız anda neler olduğuna bakın.

Biliyoruz ki hiçbiriniz, tek başınıza, siyasi hareketlerinizle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin daha da gömüldüğü noktadan çıkmasını sağlayamayacaksınız. Lakin bizi düşünmek, birlik olmak ve birimiz değil hepimiz için planlamalar yaparak yarını organize etmekten başka çaremiz yok.

Buna karşın diğerlerinin arasından sıyrılıp, en gözde olmaya çalışıyorsunuz.

Çabanız boşa çünkü seçim kazanmak sorunları çözebileceğiniz anlamına gelmedi bugüne dek.

Ve bunun sınavını en acı şekilde veriyoruz.

Daha ne yapmaya çalışıyorsunuz bize.

Siz de bu gemidesiniz. Kendinizi ayrıca garantiye almamışsanız durumumuz hep beraber daha da kötüye giderek bizleri bitirecek.

Daha açık nasıl konuşulur bilmiyorum!

Tek bildiğim, gerçekten yurdunu seven, gerçekten bu ülke için iyi bir şeyler görmeyi hayal eden sıradan bir yurttaşın nasıl hissettiğini çok iyi biliyorum ve yaşıyorum.

***

Bu durumun seçimleri de etkileyeceği çok net. Yalnız halk şu anda ne düşünüyor biliyor musunuz: Başarısızlıklarının hırslarınızdan kaynaklandığını.

Bir kenara bırakamadınız şu hırslarınızı.

Bir defacık da halkın ciddi anlamda psikolojisini de düşünerek davranamadınız. Gerçekten neye ihtiyacımız olacağını “el birliği ile düşünelim ve ona göre davranalım”ı göremediniz. Demokrasinin tek koşulu olan uzlaşmak ve fikirdaş olmasak da çoğunlukla alınan karara saygılı olmayı sindiremediniz.

Koskoca İngiltere %51 ile Avrupa Birliği’nden çıkıyor, geriye kalan %49’un saygısızlıkla, popülizm ile işi yok. Devlet var ortada çünkü, halk var. İşlemekte olan sistemin daha iyi işletilebilmesi için bundan sonra ne yapılması gerektiğine odaklanmayı seçiyorlar. Bu seçim onların bundan sonraki yaşamlarında karşılarında kim veya hangi görüş çıkarsa çıksın halkın refahı ve huzuru için işletileceğini biliyor ve sadece bunu gözlemliyorlar. Çoğunluk, istatistikler neyi gösterirse göstersin bizim huzurumuza yönelik çalışmak zorundalar mantığından onları çıkarmıyor.

Doğru düzgün çalışan ekonomik sistemi de bu şekilde kurdular.

Evet yüzyıllardır kendilerini yöneten toplumlar, bir yerden sonra isterlerse dünyaya da yön verebilirler. Bunun olgunluğuna erişebildiler. Başkalarına karışmadılar. Karışmayı kendilerine büyümek için esas aldılar.

Biz daha aynı devletin, aynı halk tarafından oy oranları ortada olarak seçilenlerinin kavgalarından ve birbirlerinin üzerine çıkmak için yaptıkları reyting savaşlarından vaz geçemedik.

***

Bir araya gelmeydiniz beyler.

Evet Cumhurbaşkanı dışlanmayacaktı.

Siz kavga etmeyecektiniz.

Toplumun sorunu ve sorumluluklarını kişiselleştirirseniz bu sizlerin devleti kişiselleştirdiğiniz anlamına gelir ki derebeylik dönemlerinde yaşamıyoruz. İki dudağınızın arasından çıkan sözcükler ve alınacak kararlar sadece sizlerin aklı ve kalbi ile alınacak kararlar ve sözcükler olamaz. Onlar halktan alınacak feyz ile harekete geçirilebilecek eylemler için planlamalar olabilir.

Başarısızlıklarınız toplum içerisindeki kanaat liderlerine kulak vermenizle aşılabilirdi. Lakin ileri gelen ve kanaat liderliği edebileceğine inanılan kişilerin de siyasetten beslenen ve siyaseti beslesin diye türlü oyunlarla başa geçirilmişleri ile yolunuzu yürümeye alışık olmanız, sizleri bu hale getirdi.

Haliyle bizleri de bu hale getirdi…

Böyle olmasını istemezdik, istemiyoruz.

Lakin bizleri temsil edenlerin böyle sonuçlara bizi taşıması elbette hepimizin suçu.

Böylesi zor zamanlar ders olabilmeliydi.

Kendi aranızdaki çatışma ve kavgalarınızdan bir aycık uzak kalmalıydınız. Bu mahallede kavga eden çocuklar misali görüntü sergileyerek ve sizi destekleyen seçmenleri sıraya dizip katıldığınız programlarda veya sosyal medyada kendinize övgüler, karşıya sövgüler dizdirecek şekildeki planlamalar bizleri ileriye taşıyamayacak.

Bilin ki sizleri de taşıyamayacak.

Rahmetli dedemin deyimizle:

Gonnara toplamayık ya!

Dr. Çiğdem DÜRÜST