Kurulacak olan yeni hükümet 45 gün içinde yapılacak kurultaydan etkilenecek mi?

Yoksa UBP Genel Başkanı kim olursa olsun Ersan Saner Başbakanlığında bir hükümet mi devam edecek?

Eğer öyle olursa, yani Saner Hükümeti olağan ya da olağanüstü bir seçime kadar ülkeyi taşıyacaksa,hükümet kurulması ihtimali daha kuvvetli olacaktır demek istiyorum.

Lakin UBP’nin beklenen kurultayında yeniden adaylar ortaya çıkacak ve seçilecek olan Başkan Saner dışındaki birisi olacaksa ve yeni seçilecek olan kişi Başbakanlık isteyerek hükümetin başına geçmek üzere Saner’i uygun görmeyecekse, Cumhurbaşkanı ile de uzlaşacaksa, işler karışacak.

Hal böyle olunca şu ada görüşülen partilerin bu bilgiye sahip olmaları şart! Eminim ki ilk soru budur!

CTP bu bilinmezlik içinde hükümet kurmaya yanaşmadı. Diğer partiler de yanaşmayacaktır.

Halkın Partisi istifa ettiği bir ortaklığa girer mi dersiniz?

ÖRP’leşir mi dersiniz?

Mantıken bu bilgiler olmadan kurulacak olan hükümetin ömrü, işlevselliği ve KKTC’nin işleyişi açısından psikolojik engeller oluşmasına neden olacaktır!

***

Öte yandan şu günlerde pek popüler olan, hem Cumhurbaşkanlığı hem de UBP Başkanlığı için dedikoduları etrafta dolaşan müdahale söz konusu ise, bu da irdelenmeli.

Mesela irade yürüyüşünde ortaya konulacak toplumsal vücut da çok önemli mesajlarla dolu olacak!

Sorular ve huzursuzluk yaratan etkenler belli ki toplumun minimum %50’sini çok rahatsız ediyor.

Medya, siyasi partiler, sivil toplum, sendikalar o nedenle hareketleniyor. Bu nedenle sokağa dökülmeye hazırız!

CTP Genel Başkanı Erhürman’ın sözlerini sakın ola yabana atmayınız. Meclis Genel Kurulu’nda ana muhalefet lideri olarak Konya Belediyesi Başkanı’ndan az biliyorsa bir sebebi olduğunu hatırlatması oldukça manidardır.

Bunun yanıtları verilmelidir!

Bunun için bir hükümetin olmaması, Halkın Partisi’nin görevde olup olmadığının bilinmesi, şu anda başbakansız bir hükümetin işlerliğinin anlaşılması ve tarihimizde ilk kez bu denli rencide eder şekilde yaşadığımız böylesi bir tökezlemenin en doğru ve en az zararla atlatılması için herkesin üzerine düşen görevi yapmasını istemek hakkımız.

Hiç kimseden ses çıkmıyor oluşu;

Bizlerin toplumu ve devleti ne beklediğini bilmiyor oluşumuz,

Cumhurbaşkanı’nın hükümetin yokluğunda üzerine düşen görevlerin neler olduğunu iyi takip ederek bu hususta hem devletin kuruluş yıl dönümünde yaşanan bu kaos ortamının ivedi bir şekilde çözülmesi için gereğinin yapılması gibi pek çok sorunla kuşatılmış durumdayız. Bu benzeri görülmemiş bir çaresizlik halidir. Ve devlet kurmayı istemişsek, bağımsızlık istemişsek, bir toplumsak bunların üstesinden gelmeliyiz.

Yavru kalarak toplum olunmayacağı açıktır. Bin kez söyledim. Milyon kez daha söylerim!

***

Karmaşa, bilinçsizlik, çaresizlik, çözülmüşlük, parasızlık, sağlıksızlık, güvensizlik ve güvencesizlik bizi yıkıyor farkında mısınız?

Planlanan bu muydu devlet kurulurken!

Devletin 30. Yılına doğru gitmekle övündüğümüz zamanlardayken, çeyrek yüzyılı aşmakla övünürken hayaller bu muydu?

Biz de siz düşünün. Kendimize yakıştırdığımız tam olarak ne?

Dr. Çiğdem DÜRÜST