Birileri yine bir takım işler karıştırmaya başladı…

Amaç HP’yi hükümetten gönderip, yeni hükümet kurmak!

Koltukları kapmak yani…

Bu ülkede artık gelenin de gidenin de aşağı yukarı ne olduğu belli oldu!

Kabinede yeni isimler ne yapacak?

Neyi düzeltecekler!

Var mı ellerinde bizi şaşırtacak olan bir şeyler…

Biz olmadığını biliyoruz da!

Yine de onları dinlemeye hazırız…

Şunu iyi bilmeleri gerek;

Burada siyasi sistem çöktüğü için, hatta çürüdüğü için bu yapıdaki bir ülkede yeni bir şeyler yapmak, reformların altına imza atmak mümkün değildir…

Yok, biraz da biz koltuklarda oturalım derlerse işte o zaman kendilerine hak veririz!

Bu ülkede olası bir genel seçimde oyunu tartışmasız olarak artıracak tek parti YDP’dir…

Yayınlanan anketleri bir yana koyun, artık sokaktaki sade vatandaş bile bu yönde düşünceler paylaşmakta, eğilimini buraya yansıtmaktadır!

Seçim sonrası YDP’nin kilit parti olacağı kesin de…

Asıl anahtar ve kilit durumları seçim öncesinde yaşanmaktadır!

Tüm senaryolar YDP’li bir yeni hükümet üzerinde yazılmaktadır…

HP’yi mahalleye gönderip, YDP ve DP ile hükümet kurup, yeni bir maceraya açılmak istiyorlar!

Bugün gazetemizde YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı’nın açıklamalarını lütfen iktidar hayali kuranlar iyi okusunlar…

Açıklamanın özü şudur;

YDP eğer ağır aksak bir iktidar ortağı olursa bu ‘intihar ile eş anlamlıdır…

Arıklı çok tecrübeli olmasa bile bu açıklamışıyla akıllı bir siyasetçi olduğunu kanıtlamıştır…

Çünkü artık onların olası bir seçim sonrası iktidarda olacağı üç aşağı beş yukarı belli olmuştur!

Denenmeyen tek parti olmalarının yanışı sıra Türkiye kökenli seçmenin, YDP’ye eğilimi de gözle görülür şekilde artmaktadır…

Biz her ne kadar bu ülkede sırf Türkiye kökenlilerden oluşan bir partiye sıcak bakmasak da, geçmişte UBP ve DP gibi sağdaki partilerin yanlış politikaları sonucu organik olarak bir Türkiyeli partisini, hem de eskisinden çok daha güçlü olarak kurmaktadır…

Çünkü bu kesim geçmişte sağ partiler tarafından sadece dış kapının mandalı olarak görülmüşlerdir!

Ya da bir teneke yağa oylarını istedikleri yere veren insanlar olarak…

O görüş artık çok gerilerde kaldı!

Şimdi ikinci üçüncü nesil analarından babalarından ve dedelerinden çok daha farklı bir konumdadırlar, tahsil oranları da her geçen gün yükselmektedir…

Yukarıda saydıklarımız sadece birkaç gerekçeden biridir…

Ve ne ilginçtir ki yapılan araştırmalar bu partiye mensup olanların ya da sempati duyanların ırkçılık diyemeyiz ama toprakçılık, yani coğrafi ayrıcalık yapmasını istemektedir!

Diyorlar ki;

Şimdiye kadar ezildik, büzüldük ve sadece kullanıldık…

Siyasi partileri hep bir yerlere taşıdık, iktidar yaptık ama, bizim bir kazancımız olmadı!

Bunu söylemeye pek dilimiz varmasa da, bir intikam kıvılcımı yakıldı ve anladığımız kadarıyla da artarak büyük bir aleve dönüşecek…

İşte burada YDP’li yöneticiler ve kurmaylara büyük sorumluluklar düşüyor!

O da toplumun bir kısmını değil de tümünü kucaklamak…

Bunu başarabilen partinin çok yakında hayal edilemeyecek kadar yüksek yerlerde olması kaçınılmazdır!

Tabanları her ne kadar kaynasa da, tavanın tüm insanları kucaklayacak politikalar üretmesi olmazsa olmazlarıdır…

İHA’yı niye ziyaret etmediler…

Sosyal medyada ilk kim paylaştı göremedim ama bize göre dünkü paylaşım ve ülkeye gelen İHA ve siyasilerin Geçitkale’ye akın etmemesiydi…

Oysa öve öve bitiremediler bu aracın ülkeye gelişini!

Bolca da nutuk attılar…

Ama birisi çıkıp da Geçitkale’ya gidip aracın önünde fotoğraf çekip sosyal medyada paylaşmadı!

Hiç mi eksiklik hissetmediler yani…

En azından ben buna inanmam!

Milliyetçilikte reklamı çok seven bizimkileri durduran neydi acaba?

Onları da kendimize benzettik!

Yukarıdaki görüntüyü Güney Kıbrıs’ta görmek mümkün değildir…

Hatta buradan Güney’e geçenler bile trafik kurallarına harfiyen riayet edip ansızın dört dörtlük sürücü kesilirler!

Bir de bunu tersi yaşanıyor tabi ki…

Orada kurallara uyan Rum vatandaşları ne oluyorsa artık hemen bizim adetlerimize uymakta zorlanmıyorlar!

İşte onlardan bir tanesi…

Hem de gündüz vakti bir okul önünde!

Buraya ne kadar sık gelirlerse bize benzemek için adeta yarışıyorlar…

MESAJ KUTUSU

Sayın Ayşegül Baybars KADRİ, Merkezi Cezaevi’nde uyuz vakalarının bir hayli arttığını ve hastalığın ortadan kalkması için mahkumlardan adam başına temizlik maddesi alımı için 200’er TL istendiğini biliyor muydunuz? Epey yoğunsunuz ama bu da sağlık konusu bir el atıverin lütfen!

Sayın Kudret ÖZERSAY, Kalkınma Bankası’nın genel kurulunda gayet anlamlı ve gerçekçi bir konuşma yaptınız ama bir de buna borcunu ödemekten kaçan 250 kişilik listeyi deşifre etmeyi katsaydınız çok da iyi bir amme hizmeti yapmış olacaktınız değil mi?

Sayın Kemal Deniz DANA, Binboğa Yem Fabrikası tarafından ithal edilen ve Zirai Levazım’a verilen gübre konusunun yasal olup olmadığı konusunda ihbarlar yapılmaya başlandı. Konuya hassasiyet göstermeniz bekleniyor, bizden uyarması!

Sayın Mustafa AKINCI, Cumhurbaşkanı olduğunuz ülkeye İHA’lar konmaya başlarken bu konuda hiç mi bir görüşünüz yok da açıklama yapmaktan kaçınıyorsunuz? Bir de yakında deniz üssü kuruluyormuş, şimdi bütün gözler sizin üzerinizde artık!

Sayın Cafer GÜRCAFER, Girne’de okul binasının yıkılması olayında soruşturma sonucu sorumluların mutlak bulunup bedel ödeyeceklerini açıkladınız ama biz de aksi şeyler duymaya başladık. Olayın kapatılması için bir takım telefon görüşmeleri yaptığınız iddia ediliyor!

Sayın Emine PİLLİ, tüm makamlar parasızlıktan yakınırken TİKA’nın kurulmasıyla eski eserlerin bakımı ve tamiratından artık kurtulduğunuzu biliyor muydunuz? Yatıp kalkıp dua edin deriz…

Sayın Hasan TOPAL, dün selamınızı ve mesajınızı bir dost vasıtasıyla aldım, siz hiç merak etmeyin tarihi buluşmalar ve kucaklaşmalar yeni yılın germesiyle eskisinden daha sık olarak başlayacak. Yanınızda argan yağı da getirmeyi unutmayın olur mu?

Sayın Ahmet BENLİ, sel baskınlarına karşı gerçekleştireceğiniz proje ile ülkede yine bir ilki gerçekleştireceksiniz. Ülkenin biraz agrasif olsanız da en başarılı başkanı olarak tebrik eder, başarılarınızın devamını dileriz…

Sayın Mahmut TEKİNAY, ağır bir trafik kazasında ağır yaralandıktan sonra yoğun bakımdan çıkmanız ve hızla iyileşme sürecine girmenizi memnuniyetle öğrendik. Yakınlarınız bir an önce ayağa kalkmanız için dua ediyor, büyük geçmiş olsun…

Sayın Ahmet LATİF, Akdoğan Özgürlük Stadyumunu daha fazla gurur meselesi yapmayıp devlete iade etmeniz bölge halkının da yararına bir karar oldu. Belediyelerin en sıkıntılı bir döneminde bundan daha iyi bir tercih olamazdı. Bırakın devlet üzerine düşen sorumlulukları yerine getirsin…