Türkiye’den KKTC’ye su akışı 2015 yılının Ekim ayında, KKTC Su Temini Projesi ile başlamıştı. Bir ilkti, asrın projesi idi! Su birçok yere hayat verecekti. İçilebilirdi üstelik!

 Aslında, içilebilen bir başka şeyin daha KKTC’ye akması ise, taa 2012 yılında ilki gerçekleştirilen bir festival sayesinde başlamıştı! Bazıları tarafından, suyun kardeşi olarak nitelendirilebilecek bu şey, ‘rakı’’ idi! Sebebi de, Türkiye’de alkollü içki reklamlarının yasaklanmasının ardından, rakı firmalarının, yönünü KKTC’ye çevirmesi idi. KKTC, rakı firmalarının işlerine, tahmin ettiklerinden çok daha fazla yaradı. Medyadan hatırı sayılır destek gördü. Gazeteler, tam sayfa rakı festivali ilanlarını yayınlarken, atılan başlıklarda, rakı festivallerinin ‘’büyük ilgi’’ gördüklerinden bahsedildi. Belediyeler, sokaklarını, mekanlarını festivallere büyük heyecanlarla açtılar! Maalesef bazı köşe yazarlarımız da festival tanıtımlarının adeta ‘’reklam yüzü’’ haline geldiler!
‘’İyi de, sana ne ki bundan?’’, ‘’Kişi ve kurumların özgürlükleri senden mi sorulacak?’’ şeklinde sorularla yöneltilebilir. Ben de cevaben, konunun özgürlükler ile ilgili olmadığını, ülkemizde her yıl, akollü içki tüketiminin yeni rekorlar kırdığı, çocuklarımız ve gençlerimiz arasında alkollü içki tüketiminin yaygınlaştığı bir ortamda, alkolle mücadele etmek yerine, alkolü özendirmenin ne kadar doğru olduğunu sorgularım.
 Üstelik, bir taraftan medya, resmi kurum ve kuruluşlar, KKTC’de alkol tüketimindeki artışla ilgili kaygılarını dile getiren haberleri yapacak, açıklamalarda bulunacak; diğer taraftan da her yıl, alkol tüketimini teşvik eden ve hatta özendiren bir organizasyon için el birliği ile kolları sıvayacak. Pardon ama, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu deme hakkımı kullanırım ben de! Dahası, uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanımına geçiş maddelerinden biri olma özelliği taşıyan alkollü içkilerin, aleni reklamına ortak olmanın, sosyal sorumluluk ve toplumsal bilinçlilik bağlamında da bir ‘’defo’’ olduğu da asla görmezlikten gelinmemelidir! Biranın yeniden sütten daha ucuz hale geldiği KKTC’de, konu ile ilgili tüm uzmanlar kaygılarını açıkça dile getirirken, önümüzdeki yıllarda, alkolizmin, KKTC için çok ciddi bir sosyal ve sağlıkla ilgili sorun olacağını da ısrarla vurgulamaktadır!
Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin 21'inde alkollü içki reklamlarında kısmi veya tam televizyon yasağı uygulanıyor. Kıbrıs, Danimarka, Almanya, Yunanistan, Lüksemburg ve Çek Cumhuriyeti'nde ise hiçbir reklam kısıtlaması bulunmamakta. Avrupa ülkelerinde ve Türkiye’de, son yıllarda alkolle mücadele konusunda ciddi önlemler alınıyor. Alkol tüketiminin yol açtığı zararların azaltılması amacıyla yürütülen çalışmalarda yüksek vergi ve fiyat, alkollü ürünlerde reklam kısıtlaması ile alkollü içeceklerin satış yerleri, saatleri ve alkol satıcılarına verilen ruhsatlar konusundaki düzenlemeler dikkati çekiyor.
Çocuklarımızın doğum günlerinde, ‘’hafif alkollü meyva suyu’’ ikramı ile sınırlarımızı zorladığımız, gençlerimizin alkol komasına girdiği haberlerine adeta alıştığımız ülkemizde ise, alkollü içki tüketimi ile ilgili alınan önlemler hem yetersizdir hem de denetlemeden yoksundur. Yol kenarlarında sayıları her geçen gün artan alkol reklamları, bizlere ve özellikle de siyasilere ‘’gülümsemeye’’ devam ediyor! Neden mi? Tek bir milletvekilinin bile önerisi ile, meclisten çok rahat geçirilebilecek önlemler mevcut! Alkollü içki reklamlarına kısıtlama getirilmesi, marketlerdeki alkollü içkilerin daha az dikkat çekecek şekilde marketin iç raflarına kaydırılması alınabilecek basit önlemlerdendir. O zaman buradan, duyarlı milletvekillerimizi bir kez daha göreve çağırmak faydalı olacaktır.
Şafak Nöbeti Organizasyon Komitesi, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın 44’üncü yıl dönümü kutlamaları kapsamında, 19 Temmuz’u 20 Temmuz’a bağlayan gece “Şafak Nöbeti” düzenliyor. Diğer taraftan da, 20 Temmuz’da 7. Kıbrıs Rakı Festivali kapsamındaki etkinliklerin de ikincisi bir meyhane sponsorluğunda düzenleniyor. Yani, bir taraftan, barış ve özgür oluşumuzu kutlarken, diğer tarftan da içimize bilerek veya bilmeyerek soktuğumuz sinsi düşmanımız olan alkollü içeceklerin tüketimini teşvik eden bir festivale, aynı tarihlerde ev sahipliği yaparak, toplumsal huzurumuzu ve gençlerimizin özgür düşünme becerilerini, madde bağımlılığına giden yolda köprü görevi yapan alkolün kucağına teslim ediyoruz! O halde, Yaşasın 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’mız! Yaşasın KKTC Rakı Festivali’miz (!)
Dr. H. İlker İpekdal