En azından benim şahsıma…

4’lü hükümet kurulup iş başı yaptıktan sonra en fazla sorulan soru;

“Bu hükümet kaç ay gider” oluyor!

Daha ben bu sorulara cevap bile vermeden kendileri veriyor cevabı;

3 ay dilen var…

6 diyen var 1 sene diyen de var!

Anlamadığım şudur;

Millet niçin bu hükümetin çok kısa olacağını düşünüyor?

Bildikleri bir şey mi var?

Yoksa yürekler mi öyle istiyor?

Tuhaf doğrusu!

Sanırım bazıları hükümet olmanın devlet yönetiminde bir bayrak yarışı olduğunun farkında değil…

Makamların da dededen filan miras kaldığını sanıyorlar!

Onlar koltukta oturunca iyi…

Başkası gelince kötü!

Onun için yeni hükümetin yapacağı icraatlardan daha ziyade ne zaman bozulup dağılacağının hesabını yapıyorlar…

Kimsenin üzüm filan yeme derdi yok!

Bağcıyı döv de korkma…

Çünkü siyaset ve haliyle iktidar olmak biz de rant meselesi!

Devletin kaynaklarından daha fazla nemalanma, eşe dosta dağıtma…

İktidar olma hırsı var bizde!

Ama toplumun geneli için değil, bireysel kazanımlar için…

Onun için hep bireyler kazanırken, toplum kaybediyor!

4’lü hükümet halkın iradesi ile kurulmuştur…

Burada beğenmeme gibi bir lüksümüz olamaz!

Beğenmeyip daha işin başında bağcıyı dövmeye çalışmak bu topluma hiç ir şey kazandırmaz…

Siyasi duruşları ne olursa olsun, bir şekilde anlaşıp iktidara gelmişlerdir!

Tufan hocanın da dediği gibi eğer parti liderlerinin birbirine verdikleri sözü tutmaları halinde pek ala ki ülke yönetiminde başarılı olma şansları vardır…

Bu şansı onlara vermeliyiz!

Kullanırlarsa ne ala…

Kullanamazlarsa da demokrasinin gereği yapılır ve halkın iradesi ne derse o olur!

Onun için üzüm yemeye bakalım…

Bağcıyı dövmek iyi niyetle bağdaşmaz!

Dün bazı gazetelerimde UBP Genel Başkanı Özgürgün’ün bazı açıklamaları olduğu iddia edildi…

Bürokratlarına demiş ki;

“Bu hükümeti çalıştırmayın…”

Böyle dediyse elbette ayıp etti de!

Biz bunu doğrulayamadık işte…

Bize söylenen şu;

Bürokratlarından istifa etmelerini istedi!

Aradaki farkı görüyor musunuz?

Peki Özgürgün’ün sözlerini kim çarpıtmış olabilir burada?

Tabi ki iş karıştırıcılar!

Parti içindeki hazımsızlar, bu hükümeti içlerine sindiremeyenler…

Rantın elden gittiğine yanıp tutuşanlar!

Maksatları üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olanlar…

Mercedes takıntısı niye?

Eski hükümet döneminde de vardı…

Şimdi yine aynı tartışmalar!

Çiçeği burnunda Başbakan ve bakanlar kara Mercedeslere binmeye başlamışlar…

Bizde tartışma kültürü bu kadar!

Böyle gelmiş böyle de gideceğe benziyor…

İcraatlardan filan hesap soran, iktidarı yakın takibe alıp sorgulayan filan yok!

Çünkü kara Mercedes takıntımız var bir kere…

Eskiden eleştiriyorlardı şimdi niye kendileri biniyor!

UBP-DP Hükümeti döneminde fikrimiz neyse şimdi de odur…

Bu arkadaşlar halkın iradesiyle o makamlara gelmiştir ve o makamlar da devletin temsil edildiği makamlardır!

Haliyle bu vatandaşı temsil ediyorlar…

Çok çalışsınlar, başarılı olsunlar, vatandaşın refah seviyesini uçursunlar, sonra da isterlerse kendilerine birer de helikopter tahsis edilsin!

Vazgeçin artık şu Mercedes takıntısından…

Sadece Merak İşte?

Avcılık bu mu?

Av merakım yok…

Ama avlanana da öyle ağır eleştirilerde filan bulunmam!

Adam gibi avlansınlar ne ala…

Ama şu hileyle, sahtekarlıkla minicik kuşları avlayanlar var ya!

Hele de telefonundaki cikla sesiyle avlanmaya çalışan sivri zekalı…

Minicik kuşları kandırarak böyle avlanmanın hiçbir savunması olamaz!

Ha keşke bu tiplerin avlanmalarına ömrü billah yasak getirilseydi…

Basın ne kadar özgür olmalı?

30 yılı çoktan devirdik…

Son nefesimize kadar da bu mesleği yapacağız inşallah!

Ama konu basın özgürlüğü olarak çarptırılmaya başlandığında da susmak, kabul etmek olmuyor işte…

Tamam basın özgür olmalı, fikirler hür bir şekilde yazılmalıdır da!

Bu konuda özgürlüğün de bir sınırı olduğunu düşünenlerdeniz…

Hiçbir özgürlük sınırsız değildir!

Başkalarının başladığı yerde sizin ki biter, bitmek zorundadır…

UBP muhalefet yapabilecek mi?

Genelde UBP için söylenen sözdür…

UBP iktidar partisidir diye!

Onun için çok da iyi muhalefet yapamadığı iddia edilir…

Buna biz de katılırız!

Ama işte konu bayrak yarışı olunca UBP’de artık muhalefet yapmanın yollarını bulmalı…

Hem iktidar olmak çok da kolay değildir ama!

Muhaliflere malzeme her zaman çoktur bizde…

Kriz masası çözüm mü?

Bakanlık görevine hızlı bir başlangıç yapan Zeki Çeler bir takım kararlarla göz doldurmaya başladı…

Örneğin iş kazaları konusunda!

Çeler elbette güvenlik uzmanı değil ama en azından bu konuda bir farkındalık yaratmaya çalışması olumludur…

Ama bu işler aslında tamamen profesyoneller tarafından ele alınırsa ne ala!

Yok, bakanlığı kaptım, bir iki hareket yapayım derlerse sonuç hüsran olur…

MESAJ KUTUSU

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, bazı partilileriniz sizin söylemediğiniz şeyleri söylediğiniz şeklinde açıklamalarda bulununca ortaya çok da hoş bir görüntü çıkmıyor. Birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyacız olduğu böyle bir dönemde parti içi disiplin mekanizması artık daha sağlıklı işlemelidir…

Sayın Tufan ERHÜRMAN, sizin de ifade ettiğiniz gibi Ankara ile sorun yaşanıp, hatta maaşların bu nedenle ödenememesi için dua edenler bile var! Siz yine de partinizde uç kesimlerdeki bazı isimleri kontrol altına alırsanız bu dönem işiniz çok daha rahat olacaktır…

Sayın Mehmet ÇAKICI, sıkı ve sert bir muhalefete hazırlandığınızı en fazla da TDP’nin icraatlarını mercek altına alacağınız söyleniyor! Artık TDP takıntısından kurtulup muhalefet duruşunuzu genişe yaymanız daha sağlıklı olur düşüncesindeyiz…

Sayın Aslan BIÇAKLI, yeni hükümet döneminde ilk açıklamanızı ne zaman yapacaksınız diye dünürken tam da hedefi ortasından vurdunuz ve asgari ücret konusunu gündeme getirdiniz. Bakalım artık sol partiler bu konuyu nasıl değerlendirecekler, hep birlikte izleyeceğiz…

Sayın Fırat ATASER, bölgeniz insanı yarım kalan yolun tamamlanması için göstermelik değil etkili eylemler organize etmenizi isteyen mesajlar göndermeye başladılar! Bir belediye başkanının eylemi biraz garip gelebilir ama siz bir ilki gerçekleştirebilirsiniz!

Sayın Tolga ATAKAN, son yıllarda verilen T izinlerinin kimlere verildiği konusunun araştırılması ve gerekirse bunların deşifre edilmesi gerektiği yönünde yoğun mesajlarınız geliyor! Bir de şu kiralık araç izinlerini de gündeminize almanız yerinde olacaktır!

Sayın Raziye KOCAİSMAİL, Kanser Bildirim Yasası için yıllardan beridir mücadele verdiniz ve sanki de bu kez olacak gibi gözüküyor! İyi ki sizin gibi toplumsal hizmetlerden yana olanlar var ki ne mutlu bu ülke insanına…

Sayın Erkut ŞAHALİ, kaliteli ve ucuz su konularını icraatlarınızın başına koymanız yerinde ve anlamlı oldu! Zira çoğunluk kaliteli suya sevindi ama faturalar cep yakınca ihsanların su kullanma özgürlüğü bile kısıtlanmaya başladı.

Sayın Oğuzhan HASİPOĞLU, sizin parti muhalefet yapmayı çok fazla beceremiyor ama belli ki bu konuda ipler artık tamamen sizin elinizde olacak gibi görülüyor. Bu arada perde gerisindeki siyasetin ustası aile büyüklerinin de payı çok büyük değil mi?

Sayın Bertan ZAROĞLU, Meclis’in yeni döneminde ezeli rakibiniz Doğuş hanıma bir çiçek takdim etmeyi ve havanın ılımasını hiç düşündünüz mü? Bizce bir düşünün deriz, belki bir adım atarsanız karşı taraf da bunun altında kalmayabilir, ne dersiniz?

Sayın Hasan SAV, diyabet konusunda ülkenin kuşkusuz ki önde gelen hekimlerinin başında geliyorsunuz. Binlerce kişiye sabırla ve özveriyle hizmet vermeye çalışmanız gözlerden kaçmıyor. Başarılarınızın devamını dileriz…

Sayın Mehmet EZİÇ, anlaşılan o ki yeni hükümet döneminde ülkenin bütün yolları sizden sorulacak demektir! Bu konuda çiçeği burnunda yeni bakan arkadaşa hem yardımcı olmak hem de ufaktan muhalefet yapmak göze de hoş görünüyor…

Sayın Kemal ALTUNCUOĞLU, bir dönem pek samimi ve dirsek temasında olduğunuz eski bir bakana resmen savaş ilan etmeniz gözlerden kaçmıyor! Hayırdır aranıza kara kediler mi girdi yoksa?

Sayın Kemal Deniz DANA, muhalefet döneminde artık kişisel bakım ve sağlık kontrollerinin zamanı da geldi değil mi? Makineyi uzun bir bakım dönemine alıp rölantiye çekilmez size de aileye de iyi gelecektir…

Sayın Metin ŞADİ, yeni hükümet döneminin başlamasıyla birlikte artık bundan böyle sizin işlerinizin de açılacağı bu nedenle ellerinizi ovuşturmaya başladığınız söyleniyor! İş bilenin kılıç kuşananındır değil mi, hayırlı işler dileriz!