Uyuşturucu ve devlet!

Şu anda hayatından şikayetçi olmayan tek bir kişi var mı, gördüğümüz kadarıyla yok…

Memleket ağlama duvarına döndü!

Ne hikmetse ağlayanların çoğunluğu da hali vakti yerinde olanlar…

Dar gelirli daraldıkça daralmaya alışmış bir kere!

Zaten onların standartları hep en alt seviyedeydi, her zamda alım güçleri daha da düşüyor ama onlar için şükretmek geleneksel bir durum…

Serzenişlerin en önemlisi dün başarılı iş insanı Ali Başman’dan geldi!

Diyor ki Başman:

Ekonominin yarısı kayıt dışı…

Yani birileri sürekli kazanıyor ama bunun devlete yansıması yeteri kadar olmuyor!

Düz mantıkla bakarsak doğrudur…

Başman ekliyor;

Bu ülkede denetim yok…

Yerden göğe kadar da hakkı var!

Bu ülkede denetim mekanizması hiçbir zaman sağlık bir şekilde kurulmamıştır…

Yapılan denetimlerde göstermelikten öte bir şey değildir!

Türkçesi şudur;

Devlet denetlemiyor, bu nedenle kazananlar vergisini ödemiyor ama olan da devlete oluyor…

Şimdi devlet erkanına niye denetleme yapmıyorsunuz diye sorsak alacağımız cevap şudur;

Yeteri kadar personel yok!

O da doğru çünkü bu ülkede işe göre adam alınmıyor, aksine adama göre iş veriliyor…

İnanın ki devlette çalışanlarının yarısından fazlası daireye sırf günü geçirmek için gidiyor!

Dostlar alışverişte görsün!

Ülke insanı olarak günlük kısır çekişmelerin içinde debelenip gidiyoruz…

Bizi nedense en çok ilgilendiren ise siyaset!

Siyasette yapılan büyük yanlışlar…

Seçimler, hükümetler ve kurultaylar!

Ama görmediğimiz ya da görmek istemediğiniz daha büyük sorunlarımız var bizim…

Bize göre öncelik uyuşturucu belasıdır!

Gençlerimiz gözümüzün önünde eriyip gidiyorlar…

Battıkça batıyorlar!

Devletin bu konuda birimleri elbette var ama yetersizlikler nedeniyle yapacakları çok bir şey yok…

Yılda birkaç etkinlik, birkaç cümlelik açıklama, hepsi o kadar!

Uyuşturucu konusu üçüncü dünyadan gelen sözde öğrencilerin katkılarıyla çok daha büyük boyutlara ulaştı…

Tabi ki geçmişe göre şimdi daha çok okullara girmeye başladı!

Sadece üniversiteler değil, liseler, ortaokullarda listeye dahil oldu…

Narkotiğin bu konudaki başarıları takdire değer!

Ama sadece uyuşturucu kuryelerini kodese sokmakla da iş bitmiyor…

Hafta sonu İngiltere’den dönen bir Kıbrıslı Türk ailenin bireyiyle görüştük…

Çocukları nerden kaptıysa kapmış artık bu müptelayı!

Artık bağımlı olduğunu aile de kabul etmiş…

Hepsi de çocuklarının bu pislikten nasıl kurtulacağının arayışı içine girmişler!

Kendilerine adres de verilmiş, şu klinik bu işte hayli başarılıdır diye, onlar da gitmişler…

Sıra bara meselesine gelmiş, aldıkları cevap konusunda şok yaşamışlar!

Tedavi masrafı, ekstralar dışında günlük 2 Bin Türk Lirası…

Hemen bir parmak hesabı ve sonra da, biz bu parayı aylarca ödeyemeyiz yorumları!

Çok zenginler bir yana, ama gerçekten de ödenecek gibi bir para değil…

Peki çare;

Uyuşturucuya devam!

Tamam bu ülkede sorunlar çok ama bu sorun bambaşka bir sorun…

Bu ülkede uyuşturucu belasının hangi noktalarına geldiğini anlamak için polisin haber bültenlerini okumak yeterlidir…

Bu ülkede günde 10 kadar adli olay yaşanıyorsa bunun en az yarısı uyuşturucu suçlarıdır!

Ama gencecik yaşta bağımlı olanların tedavisi için tek bir devlet politikası yok…

Olacağını da zannetmiyoruz!

Bu da demektir ki daha çok aileler çocuklarının içine düştüğü batağı sadece izleyecekler…

Dememiz şudur;

Hemen hiçbir şeylin iyi gitmediği bu ülkede en azından gençlerimize sahip çıkalım…

Bağımlı gençlerin tedavisi için istenen parayı birçok aile ödeyemez!

Ödeyemeyince de bağımlı gençler yenileri eklenir…

Bu artık sadece bir bakanlığın filan sorunu olmaktan çoktan çıkmıştır!

Tamamen devletin sorunu haline gelmiştir…

Bunun önüne geçmek ya da en aza indirmek de sosyal devletlerin sorumluluğundadır!

MESAJ KUTUSU

Sayın Ömer KÖSEOĞLU, sendikala dünkü sert tavrınız kendileri tarafından öfke ile karşılandı ama bazı çevreler tarafından da hayli memnuniyet yarattı. Siz yine de dengeleri koruyun zira fazla agresif olursanız da dairenin selametini kesinlikle sağlayamazsınız…

Sayın Hasan TAÇOY, Pazar günü gerçekleştiren kurultay sırasında bir dahaki kurultay için söz almanız üzerine geri adım attığınız ve bir süre daha sabır çekmeye devam edeceğinizi duyduk. Partinin ve ülkenin geleceği açısından çok da yanlış yapmadınız zira aksi durum olsaydı ortalık toz duman olacaktı…

Sayın Erhan ARIKLI, yeni hava yolu şirket için söz verdiğiniz tarihin üzerinden epey zaman geçti ama bu konuda sinip kaldınız gibi geldi bize. Bari olmayacaksa onu da açıklayın ki en azından kamuoyunun meraklı sorularından kurtulmuş olun!

Sayın Mehmet KÜÇÜK, hizmete girmesi yılan hikayesine dönen yeni havaalanına Dr. Küçük ismi verilmesi için büyük bir operasyon başlattığınız gözleniyormuş. Bazı kesimler buna şiddetle karşı çıkacak gibi gözüküyor haberiniz olsun istedik…

Sayın Özdemir BEROVA, Belediyeler reformu eğer hayata geçer ve vergiler de yüzde 70 civarında artarsa vatandaşın elinden çekeceğiniz çok şey var. Umarız böyle büyük bir hataya düşüp de kaş yaparken göz çıkarmazsınız…

Sayın Cafer GÜRCAFER, aylar önce söz verdiğiniz yeni Lapta Huzurevi için duyarlı vatandaşlar konuyu yeniden gündeme getirmek için yoğun mesaj göndermeye başladılar. Hadi artık bitirin şu işe de onlar da kurtulsun siz de…

Sayın Ebru TÖREHAN, UBP Değirmenlik Belediye Başkan adaylığı konusunda parti kararı olmadan çalışmalara başlamanız bölge sakini partililer tarafından tepki ile karşılanmaya başladı. Adaylık tabi ki vatandaşlık hakkınız ama partilinin hassasiyetini de düşünmek gerek değil mi?

Sayın Ahmet SAVAŞAN, UBP Lefkoşa Belediye Başkan adaylığı için bir kez daha isminizin anılmaya başlandığını biliyor muydunuz? Yakında teklif için kapınız çalınırsa şimdiden hazırlıklı olmakta yarar görüyoruz…

Sayın Rauf DENKTAŞ, Adana’da Turizm Ofisi açarak kendinize yeni yol haritası belirlediğiniz konuşuluyor. Zaten bu ülkeden umudunu kesenler için tek yol dışarıya açılmak ya da kaçmak kaldı, hayırlara vesile olsun…

Sayın Serhan AKTUNÇ, yazın sonu geldik biraz da kış kapıya dayanacak ama uçak bilet fiyatlarında halen bir indirim gerçekleştiremediniz. En azında bir daha yaz sezonuna çalışmak gerekiyor değil mi?

Sayın Erhan AKAR, İçişleri Bakanlığı’nın en önemli dairelerinden birinin müdürü oldunuz tebrik eder başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz. Artık aktif siyasete girmenin de zamanı geldi de geçiyor değil mi? Bu ülkenin genç ve enerjik yöneticilere ihtiyacı olduğu bir dönemden geçiyoruz…