Uyuşturucunun yapılan araştırmalar ve arkeoloji buluntularına
göre, tarihi 4000 yıl geriye dayanan bir geçmişi mevcut. Bu da
insanlık tarihinin başlangıcından beri var olduğunun önemli bir
kanıtı gibi. Keyif vericiliğinin yanın da, ağrı giderici ve
hastalıkların tedavisinde kulanıldığı yönün de çokça bulgu ve
yazılı tabletler bulunmuştur.
Asus ve Sümerler ile ilgili kayıtlarda da afyon ve kenevir
ekimlerinden bahsetmektedir. Daha sonraları uyuşturucu
nerdeyse tüm dünyada yer bulmaya tıp yelpazesinde de çok
önemli yer edinmeye devam etmiştir. Ülkeler arasında da büyük
yıkımlar yaşatan savaşlara sebep olmuştur. 1830-1840 yılları
arasında, Çin ve İngiltere arasında birden fazla savaşa sebep
olmuş, İngiltere, Çindeki afyon depolarını korumak için seferler
düzenlemiş ve bunun sonucun da 8 limanı afyon ticaretini
sağlayabilmek için ele geçirmiştir. Bu savaşların sebebi afyon
sakızı ticareti yapan British East Company’yi büyük zarara
uğratan Çin politikasıydı. Sonuç olarak bazı kaynaklar 200
milyon bir diğerlerine görede 500 milyon kişinin ölümüyle
ingiltere liman haklarını aldı.
Uyuşturucuyu bu kadar talepkar kılan sebepler halen
günümüzde yapılan araştırmalar ve de sentezler halklara
sunulmaktadır. Bu kadar büyük bir pazara ve talebe yol açan
uyuşturucu, tabiki yeraltı dünyasının da şah damarıdır. Bu
uğurda mafyalaşıp karteleşen ve o geliri koruyabilmek adına
bölge savaşları veren yeraltı dünyası, siyasetin zayıf halkasını
temsil eden kişilere sağladıkları finasman sayesinde siyaset
meydanını, bazı ülkelerde kısmen, bazı ülkelerde de tamamen
ele geçirmeyi başarmıştır.
Tütün hakkında yoğun bir şekilde yapılan anti kampanyalara
karşılık, uyuşturucu hakında bir kaç cırtlak sesten ötesi olmuyor.
Uyuşturucu ile mücadele adı altında yürütülen operasyonlar bile
kısıtlı ve bölgesel ataklarla kalıyor. Bu çok ciddi ve halkların
çoçuklarını hedef alan, belkide savaşlardan bile daha tehlikeli
boyutları olabilen bir sorundur. Sessizce toplum içinde ilerleyen
ve hükümetler dahil heryere sızmış ve kirletmiş bu illetin büyük
oranda önüne geçmenin yolu temelde Aile ve sonrasında
okullarda alınacak eğtimlerle sağlanabilir.
Ülkemizde son zamanlarda yabancı uyruklu öğrencilerin ve
yine maddi dar boğaz içerisindeki halkların kolay para kazanma
yoluna dönüşmüş durumda. Siyasi erkler yani mevcut
hükümetler bu konuda hiçbir önlem için çalışma yapmadıkları
gibi, para babaları ve bu yeraltı dünyası ile olan ilişkileri ise
korkutucu düzeyde.
Ülkemizin bu son dönemde girmiş olduğu sosyal ekonomik
yıkıntılar ve siyasi kaygılara katlanırken, Aileler bir de bu illetten
evlatlarını nasıl koruyacaklarıda kafalarını meşgul eder. Siyasi
seçimlerinizi yaparken işte bunun gibi sorunlarıda düşünme
yelpazenize koyun. Halkları eşit gören, menfaat kaygısı
taşımayan ve bunlarla korkusuzca mücadele edebilen insanlara
yönelin. Bu konu da net olan siyasiler halkların, hak ve
özgürlükleri için herkes ve herseye karşı mücadele edecektir.....