Haftanın son günü ve Kasım’ın son Cumasından merhaba…

Üstelik Cumhuriyet Bayramımızın kutlu ayı bu ay…

Ve biz hükümetsiz bir Cumhuriyet Bayramı’nın seçim şaibeleri ile siyasetin güvenilmezliğini ayyukta yaşadık.

İşte ay bitiyor.

33 gün sonra sene bile bitiyor.

Koskoca 2020’yi kâh pandemiyi kullanarak kâh pandeminin ardına saklanarak geçirdik.

Kararnameler ile yasaların minimum çalıştırıldığı bir yıl sayesinde monarşi benzeri veya buna benzer küçük bir zümre tarafından devletin yönetilmesi pratiğini yaşadık.

Birliğin ve beraberliğin en çok olması gereken zamanda biz zamanımızı parçalanarak geçirdik. Dahası hatalı kararları doğrularını buluncaya dek yapboza çevire çevire 2020 de bitti.

2021’in seçim yılı olması bekleniyor. Zaten UBP kurultayı ile başlayacak sürece ek olarak başka siyasal partilerin kurultayları da bizleri beklerken önce erken genel seçim sonrasında da yerel seçimlere hazırlıklarımız olacak.

Seçim öncesi kurulacak hükümetin bürokrasi hazırlığı geçinceye kadar seçim sonrasında kurulacak hükümetin bürokratları atanacak. Bir yıl da öyle kaybolup gidecek ve atı alan Üsküdar’ı geçmişken, bir tur daha atıp bir kez daha geçecek önümüzden bir elimiz kolumuz bağlı beklerken.

Kaçıncı tur olduğunu bilemediğimiz bu üstümüze tur bindirenlerin bize kazandırırmış gibi görünenlerine ek olarak daha kimbilir neler neler kaybedilecek!

Günün sonunda Cumhuriyetin 60. yılında biz hala tanınmamücadelesi veren, Maraş’ı tartışan artık bizlerden tek tük kalmış bambaşka kozmopolit bir toplumun yapılanlara boyun eğme yönünde evriltilmiş şekliyle mahvın sonuna yaklaşanlar kaviminde ilk sıralarda olacağız.

Savaş çıkmaz ama hiçbir devlet bize saldırmaz ama bizleri elinde tutmak isteyenlere açılacak savaşlardan nasibimizi almayacağımız anlamına gelmeyecek bu olan bitenler.

Dahası o güne kadar bir iç savaş ile bizler birbirimizi yemeye başlamazsak…

Suikastçılığın, terörün, yasa dışı adalet arama kavgalarının ayyuka çıkmasına ramak kaldığı aşikâr. Şimdilik internet ve web kullanarak saldırganlaşanlar, geleneksel medyayı da kullanarak birilerini korkutmaya çalışanların fiziksel anlamda can yakmaya son derece hazır oldukları ortada.

Ve bizler bunları filmlerde terör, aksiyon, bilim kurgu gibi koltuğumuza yayılmış patlamış mısırlarımız ile keyif yaparken izlemeye alışıkken şimdi aynılarını yaşamaya hazırlanmamız gerekiyor.

***

Şu yeni hükümet meselesini düşündükçe, seçim hükümeti kurup bunu bir yıl sonraki seçimler için hazırlıyoruz mantığı ile kabullenmekten daha garip bir şey hayatımda durmadım. Oysa benim bildiğim, geçmişteki pratiklerimiz de gösteriyor ki 3 ay bu memlekette seçime hazırlanmak için fazlasıyla yeterli…

Yoksa halkın güvensizliğine şahit olan siyasilerin yeniden güven kazanarak seçime öyle gitme çabaları varsa boşa çünkü ipin ucu kaçalı çok ama çok oluyor!

İsterseniz benim yazdıklarıma kafayı takmayın.

Ve izleyin…

Göreceksiniz ki zaten biliyorsunuz üzerimizde oynanan oyunları da olan bitenleri de…

Her ne olursa olsun yurtseverliğimden de vazgeçmeyeceğim, etik ve ahlaklı bir yurttaş olmaktan da.

Yasalara saygılı bir birey olmaktan da.

İyi bir evlat yetiştirmek üzere yetiştirilmiş bir evlat olmanın verdiği birikimle bir ana olmaktan da…

Ben yanlışa yanlışla yürümedim, yürümeyeceğim…

Bunu yapmayı uygun bulanlar, ardında kimi nasıl bırakacağını düşünmeyenleri bırakın gitsinler doğru bildikleri yolda. Tarih kimi affetmeyeceğini iyi bilir!

Dr. Çiğdem DÜRÜST