Salgın ikinci plana itilip ekonomik sorunlar artmaya başlayınca haliyle kamuoyunda da yaşana tartışmalar bu yöne çekildi...

Hükümet umarız ki bilim insanlarının önerilerine kulak tıkamaz!

Zira hemen hepsi 17 Nisan’da bazı iş yerlerinin açılacak olma ihtimaline karşı çıkıyor...

Başbakan Tatar, dün yaptığı açıklamada alınan ve alınacak olan kararlarda bilim insanlarının düşüncelerine önem verdikleri sözünü unutmaz ve görüşlerine değer vermeye de devam eder!

KKTC’de salgın konusunda gidişat iyidir...

Hele de Türkiye ve diğer dünya ülkelerindeki sonuçlara baktığımızda. her ne kadar içimiz sızlasa da yüreğimize su serpen neden olarak da karşımızı çakıyor!

Bu başarılı ivmeyi yakalamışken de maddi nedenlerden dolayı, adına ‘bazı’ konsa da işyerlerinin açılması, çılgınlıktan öteye gitmeyecektir...

Tamam, hükümetin gelir kaybı nedeniyle bir takım kaygılarına da anlayabiliriz ama, konu sağlık ve gelecek olunca maddiyatın da birinci sırada olmaması gibi bir zorunluluğumuz vardır!

...

Bilim adamlarının ve kamuoyunun çoğunun hem fikir olduğu iş yerlerinin en azından Nisan sonuna kadar kapalı kalmasından yanayız...

Bunu için de bilim insanı olmaya filan gerek yok!

Mantık kuralları bize bunu emretmektedir...

Öncelikle de Güney’deki gelişmeleri örnek almalıyız!

Bizde hala olmayan ve en büyük avantajımız salgının sokağa yansımamasıdır...

Güney’de ise son bir hafta içinde salgın artık sokağa taşınmış ve Rum basınından aldığımız haberlere göre de endişeli boyutlara ulaşmıştır...

Şu anda yatay ivme olarak devam eden bu lanet salgını hortlatmak tarihi hata olarak önümüze gelecektir!

Niye bu riske girelim ki?

Belli ki bazı işyerlerini açarak hükümet gelir elde etmeye çalışıyor...

Kasaya para girdikten sonra salgın kokağa yayılırsa, vaka ve ölüm sayısında önemli artışlar yaşanırsa bunu hesabını kim verecek, böyle bir ihtimali hiç düşündüler mi!

İsteseler de istemeseler de düşünmek zorundadırlar...

...

Önceki gün Kudret hocanın ‘eşit maaş’ görüşüne destek verdik diye bazı kesimlerden ve dostlardan tepki aldık...

Bu tepkilerin seviye derecesini düşürmeden yapılmasına da sevindik!

Özersay dün yaptığı bir açıklamada bir kez daha konuyu gündeme getirerek şöyle dedi;

“Maaş kesintisi yapmadık ama eşit maaş da vermedik. Ama eğer zorunlu hale gelince o günleri de yaşayabiliriz...”

Yine kimse kusurumuza bakmasın ama destekliyoruz...

Ortada bir gerçek var, iş yerleri kapalı olduğu sürece devlete vergi veren sayısında da önemli bir düşüş yaşanacak, devlette memurun maaşını ödeme zorluğuna girerek ‘eşit maaş’ görüşü kaçınılmaz olacak!

Peki o zaman biri yiyip diğeri bakacak mı?

Sadece bu hükümetin değil artık vatandaşların da daha kötü günler için başka planları da olmalıdır...

Bunu için de ilk yapılacak olan eşit paylaşımdır!

...

Dün Başbakan Tatar ile bir süre görüşme imkanı bulduk...

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi elbette çok önemliydi ve sorduk kendisine maddi konularda yeşil ışık var mı diye!

Cevabı aynen şu oldu;

“Olmasa beni arar mıydı?”

Doğrusu sevindik bu cevaba...

Çünkü artık Türkiye ile ilişkiler konusu kulvarından çıkarılıp siyasi boyutlara çekilmeye başlanmıştı!

Onun içindir söylemeye çalıştığımız;

Önce sağlık deyip, bir çılgınlık yapmayacağız, belki daha da küçülüp daha fazla tasarruf edeceğiz ama şu anda tek dayanağımız olan Türkiye ile ilişkileri de soğutmadan maddi desteğin gelmesi için dua etmeyip, bu konudaki kararlılığımızı gösterip, takipçisi olacağız!

Başka da bir şansımız yoktur...

Pandemi Hastanesi ne kadar mantıklı!

Hükümet aldığı yeni bir kararlarla pandemi hastanesi yapılmasına karar verildi...

45 gün içinde de bitirilecekmiş!

Bu hastane 35 Milyon TL’ye mal olacak...

Birinci soru şu;

Madem ki bu hastane için para bulundu, yana devlet hastanesinin tamirat işleri niye bitirilmedi?

İkincisi;

GAÜ’den 17 Milyon TL ödenerek alınan yarım hastane inşaatı niçin pandemi hastanesi olarak düşünülmüyor?

Son olarak da;

Yine işin uzmanlara göre 45 günde bitirilecek hem de hastane olan binanın verimli olacağı konusunda endişeler var ortada...

Acele işe şeytan karışır sözünü de bir yerlere yazmak gerek değil mi?

Medyaya iyi haber!

Hükümet önce maddi imkansızlıklar nedeniyle çekimser durdu...

Ama baskılar yoğun olunca dün Bakanlar Kurulu’nda karar üretti!

Medya mensuplarına da artık bir 500 TL destek verilecek...

Geç de olsa doğrusunu yaptı!

Bazı medya kuruluşları artık okurlarına banka hesap numaralarını vererek destek istemeye başladı...

Başka da çareleri yok çünkü!

Resmen dilenci durumuna düşürüldüler...

İçimiz sızlıyor, her geçen gün daha fazla endişeleniyoruz!

Neredeyse artık yukarıdan sihirli bir değnek beklemeye başlayacağız ama umutsuzca...

Bu günleri de mi görecektik!

MESAJ KUTUSU

Sayın Mustafa Hacı ALİ, nüfusun azalmasıyla birlikte elinizdeki üretim fazlası tavuk ve ürünlerinin imha edilmeyip de yardım kampanyalara bağışlamanız bekleniyor. Bu hükümetin aklına gelmeyebilir ama en azından biz öncülük etmiş olalım.

...

Sayın Serhat AKPINAR, GAÜ’nün hastane inşaatının devlete devri konusunda bazı fırsatçı kişilerin aracılık yaptığını ve maddi kazanç elde ettiğini biliyor muydunuz. Bir eşeleyin bakalım altındaki kim ya da kimler çıkacak! Pes doğrusu, değil mi?

...

Sayın Olgun AMCAOĞLU, Kolan Hastanesi’ne devlet tarafından ödenecek olan aylık kirası miktarında kamuoyundan resmi bir açıklama bekleniyor. Bu arada bazı aracıların isimleri zikredilmeye başlandı, detaylı bir açıklama lütfen!

...

Sayın Dursun OĞUZ, bazı üreticilerimizin ürünlerinin ellerinde kalmasından ötürü gelir kaybı ve ürünleri toprağa sürmeleri konusunda bazı girişimlerde bulunmanız isteniyor. Emek ve alın terinin heba olmaması konusunda hiç gecikmeden önlem almakta yarar görüyoruz...

...

Sayın Halil FALYALI, ülkenin içinde bulunduğu zor sağlık şartlarından dolayı yaptığınız katkılar kamuoyunda memnuniyetle izleniyor. Ancak bazı açıklamalarda çocuklarınızı bazı karelerin dışında tutmanız da önemli. Önce sağlık değil mi!

...

Sayın Ünal ÜSTEL, Rumlar 2011 için turizm çalışmalarına başladı ama KKTC’deki vaka sayısını da genele ekleyerek bizim ensemizden rant elde etmeye çalışıyor. Özel bir ekip kurup konuya duyarlılık göstermeniz bekleniyor...

...

Sayın Cafer GÜRCAFER, tüm uyarılarınıza rağmen bazı meslektaşlarınızın ısrarla inşaat işlerinin başlamaları konusunda baskı yaptıklarını görüyoruz. Bir sorun bakalım onlara inşaatlar devam ederse onları satın alacak kimse kaldı mu bu ülke sınırları içinde!

...

Sayın Ersin TATAR, Korona affı mahkum aileleri arasında memnuniyet yaratıp umut yaratırken, dün sadece 43 mahkumdan 12’sinin tahliye edilmesi hayal kırıklığı yarattı. Acaba diyoruz, konu af kapsamı dışında mı değerlendirildi. Soruşturmakta yarar görüyoruz...

...

Sayın Hasan TAÇOY, vatandaş bu dönemde yerli ürünleri desteklemek için birbiriyle yarışırken bazı yerli işletmeler ise fırsat bilip, zam üstüne zam yapmaya başladılar. Daha fazla denetim ve gerekirse ceza lütfen!

...

Sayın Bekir KILIÇ, yakın arkadaş ve dostlarınız size ulaşamayınca artık endişelenmeye başladılar. Biraz daha ortaya çıkmazsanız polise müracaat edecekler haberiniz olsun istedik...İnsaf da dinin yarı yani!