Geçtiğimiz gün 19 Kasım Dünya Tuvalet Günü idi.

Evet yanlış duymadınız.

Herşeyin günü olduğu gibi BM bunada birgünle farkındalık yaratmak istemiş.

Belli ki bazı şeyleri yapmayı unutuyoruz.

Birleşmiş Milletler, 2013 yılında ilan ettiği günle herkesin sağlıklı tuvalete ulaşmasını amaçlıyor.

Dolayısı ile bende fırsat bu fırsat diyerek bugünkü yazımı buna ayırmayı uygun gördüm.

Çünkü Turizm ile kalkınmayı hedefleyen, bundan herbir birey olarak fayda sağlamayı düşünen bir ülke olarak bu konuda yapacak çok şeyimiz olduğuna inanıyorum.

Bundan dolayı bugünkü konumuz tuvaletler.Belediyelerimizin sorumluluğunda bulunan ülkemiz tuvaletleri.

Nereden çıktı demeyiniz.Lakin 40 sene sonra ülkesine tatile gelen bir Kıbrıslı Türk çarşı merkezinde gittiği bir Tuvalet ile ilgili olarak ‘’Gittiğimde de b…k vardı 40 sene geçti geldim gene b…k var.derse inanın benim gibi memleket gaylesi olan her insan utanır.Hatta yerin dibine girersiniz.

İsterseniz konuyu daha iyi anlamak adına ilk olarak Batı da Roma dönemindeki tuvalet kültürüne bakalım. Romalılar ilk başlarda büyük şehirler kurarlar şehirlerde temizliğe çok önem verirler bu amaçla çok geniş kanalizasyon sistemi kurarlar.

Roma da ayıp diye bir kavram olmadığı için özellikle yolcular için şehirlerin işlek yerlerine vazo şeklinde tuvaletler koyuyorlardı insanlar işlerini görünce dolan vazolar şehrin kanalizasyonlarına görevliler tarafından boşlatılıyordu. Şehir halkı ise “lazımlık” veya “oturak” denilen tuvaletleri kullanıyorlardı.

MS. 315′e gelindiğinde, kentte 140′dan fazla genel helâ olduğu söylenir.

14. yüzyılda Fransızlar lazımlıklarını sokağa boşaltıyorlardı.Ama Fransızlar İngilizler gibi kaba insanlar değillerdi lazımlıklarını sokağa boşaltacakları zaman Eline lazımlığı alan pencereyi açar ve aşağıdakinin cinsine göre cümle başına bir mösyö, matmazel veya madam ekleyerek “Gare l’eau”suyz” dikkat! diye bağırıp salıverirdi.

Yine o yıllarda Versay sarayında, koridor ve şömineler hizmet veriyordu. Koridor köşelerine hacetlerin büyüğü giderildiğinde uşaklar, bunları dışarıya atmadan önce bîr kaz tüyünü içine sokarlarmıs. Birkaç gün sonra da tüyden tutarak, sertleşmiş olan haceti, pencereden dışarıya fırlattıklarında, artık o anki şanslı kişi kim ise onun kafasında patlarmış.

Tabii birde Türkiyede Prof. Dr. Baha Galip Tunalıgilin kurmuş olduğu bir vakıf var. Bu vakıf her yıl bir tuvalete ödül vermektedir.

Size garip gelebilir ama kendisi Türkiye Yüznumara Kurulu Başkanı.Türkiyede doğru dürüst kaka yapacak yer yok diyerek bu işe soyunmuş.

Neyse..

Sonuç olarak tuvaletin ne kadar mühim olduğunu görüyorsunuz.

Tuvaletin önemini anladığımıza göre şimdi gelelim esas konumuza isterseniz.

Bir lokantaya müşteri olarak gittiniz.Çiçekler ve mumla dekore edilmiş masanızda Yemeğinizi afiyetle yediniz.

İlerleyen dakikalarda Lokantanın Lavabo ve tuvaletini kullanmanız gerekti.

Tuvaletin olduğu kısma gitmek için ayağa kalktınız.

Granit kaplı yer döşemesi üzerinde emin adımlarla yürüdünüz.

Amerikan panel Kapısını açıp içeri girdiniz.

Girdiniz girmesinede ayaklarınız geri geri gidiyor.

Lavabolar tıkanmış sular yerlere akıyor.

Tuvaletlerin klozet kısmının içinde siyah kahverengi pisuvarların kenarlarında sarı lekeler var. Çöp bidonları kağıt dolu ve çoguda yerlerde.

Keskin bir koku burnunuzu yakıyor.

Büyük bir endişe ve sinir ile kendinizi dışarı attınız.

Bir kez daha bu lokantaya gidermişiniz?

Tuvaletteki hijyeni böyle olan bir yerin yemekleri konusundada endişelenir ve gitmezsiniz elbette.

İşte şehriniz , Cittaslow kentiniz ,eko köyünüzdede durum böyledir.

Şehrinize gelen turist yani müşteri muhakkak ki günün bir saati tuvalet ihtiyacı için yer arar.

Şehrin tuvaleti onun için en uygun yerdir.

Kapısını büyük bir neşe ile açar ve içeri girer.

Girer girmesinede

İçerdeki manzara yukarda saydığım gibi ise birdaha ne şehrinize gelir nede bir başkasını getirir.

Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir kalkınma programı kapsamında geliştirdiği ‘Dünya Tuirizm Günü’nden hareketle 2015’te MyTravelResearch.com'un kurucularından Carolyn Childs’in başlattığı Turizm Tuvaletleri Yarışmasında şöyle bir saptama yapılmış;

Turistlerin gittikleri yerde kullandıkları tuvalet ile ilgili algının, kendisinin oraya tekrar gelmesi ve başkalarınında gelmesinde etkili olduğunu ortaya çıkarmış.

45 sene sonra Avustralyadan ülkesine ziyaret için gelmiş bir dayım var. 45 sene önce bu ülkeden ayrıldığımdada ayni sorun vardı yine aynisi var diye yakarışlarını dinleseniz konunun vahametini anlar. Ben nasıl bu ülke yöneticilerinin bunu yapmasına izin verdim diyerek.Sorumluk hisseder.Yerin dibine girer utanırsınız.

Bu ülke için umutlarınızı birkez daha gözden geçirmek ülkemizin yüznumaralarından sorumlu olanlar için böyle tuvalet yazıları yazmak zorunda kalırsınız.