UBP etrafında söylentiler var.
Hep vardı.
Ancak şiddeti ve dozu artmış artık.
İddiaların doğruluğu veya yanlışlığı konu değil.
Konu, neden bu söylentiler var.
Konu, neden bu söylentiler UBP çemberinde.
Bu aslında UBP’nin sorunsalı.
Özellikle son dönem UBP’nin.
Toplum nezdinde itibar kaybı oluşuyor.
Sade üye bağlılığını sorguluyor.
Konuların gerçekliği umursanmıyor.
Umursanan şey "neden UBP"?
Ve yaratılan algı erozyon yaratıyor.
Erozyon, sade UBP’linin algısında.
*****
Bu aşınmanın bedeli de var elbet.
Aidiyet duygusunu köreltiyor.
Savunma mekanizmasını bozuyor.
Ve sessizlik hakim oluyor.
Sessizlik ise tehlikeli.
Kemik denen oy erimesini yaratabiliyor.
Bu noktada güçlü bir liderlik gereği var.
Toplumda yaşanan algıyı tersyüz edebilecek bir yaklaşım.
Ve bunu yaratacak bir sinerji.
Bu sinerji kendiliğinden olmaz.
Olmayacak da.
Sokak isimlerini farketmeyenlerle de olmaz.
İşi gücü hamaset olanlarla da olmaz.
Peki nasıl olmalı.
*****
Belki de ivedi bir kabine değişikliği olmalı.
2 ayda söylentilere yenik düşenler eve yollanmalı.
İcraatı menfaate değişenler mahalleye gönderilmeli.
Ve güçlü bir ekip yol haritası belirlemeli.
Başkan dahil kimsenin aslında "olmadığı" vurgulanmalı.
Yoksa gitti gider UBP.
Ve giderse de kimse kurtaramaz.
Hele ki doludizgin seçime giden bu süreçte.
Bu yüzden herkes toparlanmalı.
Herkes toparlanırken şahsi menfaati de unutmalı.
Biz diyemeyenler safra gibi atılmalı.
Yoksa bu film biter.
Hem de çok yakında.