Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Güney Kıbrıs'taki ekonomik krize ilişkin, ''Hristofyas yönetiminin kötü politikalarının, yanlış siyasetinin bedellerini maalesef Nikos Anastasiadis'in yeni hükümeti ödemeye ve onu toparlamaya çalışıyor. Düşene vurmak bize yakışmaz, Allah kurtarsın'' dedi.

Bağış, bakanlığınca, TOBB Plaza'da düzenlenen ''Genç Çevirmenler Yarışması 2012'' plaket töreni öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Güney Kıbrıs'ta devam eden ekonomik krize ilişkin soru üzerine Bağış, ortada çok açık ve net bir şey olduğunu, zamanında Annan Planı'nın kabul edilmesi halinde şu anda Birleşik Kıbrıs Devletleri'nin belki de Avrupa'nın en müreffeh ülkelerinden bir tanesi olacağını söyledi.

Bağış, bu planın reddedilmesinden sonra adada yaşanan siyasi belirsizliğin ekonomik krizle birleştiğini ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni (GKRY), kendi AB dönem başkanlığında kendi iflasını ilan edecek noktaya getirdiğini kaydederek, Annan Planı'na ''evet'' diyen bir liderin, Nikos Anastasiadis'in GKRY'nin lideri olduğunu dile getirdi.

''Hristofyas yönetiminin kötü politikalarının, yanlış siyasetinin bedellerini maalesef GKRY Başkanı Nikos Anastasiadis'in yeni hükümeti ödemeye ve onu toparlamaya çalışıyor. Düşene vurmak bize yakışmaz, Allah kurtarsın'' diyen Bağış, GKRY'nin şu anda AB, Rusya, IMF ve Dünya Bankası ile bir müzakere sürecinde olduğunu hatırlattı.

Bağış, Türkiye'nin de IMF'ye 5 milyar dolar borç verebilecek bir müzakere sürecine girdiğini kaydederek, şöyle devam etti:

''Ümit ediyoruz ki onlar bu süreçten alması gerekeni alırlar. Bundan evvel yüzyıllar boyunca olduğu gibi bundan sonra da yüzyıllarca, bin yıllarca Güney Kıbrıs'taki Rumlar ile Kuzey Kıbrıs'taki Türkler komşu olarak yaşayacaklar. Komşu komşunun külüne muhtaçtır. Euro’dan çıkmaları söz konusu olursa, KKTC gibi Güney Kıbrıslılar da Türk lirası kullanmak isterse biz buna da sıcak bakarız. Ümit ediyoruz ki adada bir an evvel çözüme yönelik adımlar atılır ve siyasi belirsizlik ortadan kalkar. Bu belirsizlik ortadan kalkınca bu ada bir turizm cenneti olur ve oraya yatırım akar. Yatırım aktığı zaman da istihdam artar. İstihdamla birlikte ekonomik kriz de geride kalır. Ama bunu tabii Güney Kıbrıs'ın yeni yöneticilerinin görmesi lazım. Biz çünkü KKTC aracılığıyla, sayın Başbakan İrsen Küçük ve Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu aracılığıyla iletecekleri taleplere de sıcak yaklaşacağımızı, süreci yeniden başlatmaya hazır olduğumuzu söylemiştik.''

''BAŞBAKANIMIZ, BU ÜLKENİN 40 YILLIK BELASININ ATLATILMASI İÇİN FIRSAT''


Bağış, Diyarbakır'da dün gerçekleştirilen nevruz kutlaması ve Abdullah Öcalan'ın mesajına ilişkin soru üzerine ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gerekli mesajı verdiğini söyledi.

''Dün yapılan nevruz kutlamaları yeni bir baharın başlangıcıyla alakalıydı. Ümit ediyorum ki Türkiye'de de yeni bir baharın başlangıcı olur. Bu ülkede kardeşçe yaşamanın anlamını hep birlikte idrak ederiz'' diyen Bağış, ülkenin farklı etnik unsurlarının hep beraber et ve tırnak olduğunu dile getirdi.

Bağış, Türkiye'nin bölgelere veya milletlere ayrılmış bir ülke olmadığını kaydederek, herkesin Kürt, Laz, Alevi akrabası veya komşusu, birbirlerinden alıp birbirlerine verdiği kültürel değerler olduğunu aktardı.

Egemen Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bizi birbirimize düşürmek isteyen, Türkiye'nin zayıf kalmasını isteyen birtakım odakların maalesef geçmişte etkili olduğu dönemler oldu. Şimdi biz o dönemi geride bırakacağız. Dün okunan mesaj genel anlamıyla olumludur, önemli olan bu mesajın uygulamaya geçmesidir. Bu mesajın uygulamaya geçmesiyle alakalı olarak da en önemli atılması gereken adım, terörün son bulması, silahların bırakılmasıdır. Ondan sonra bu ülkede bütün vatandaşlar, hiçbir ayrıma uğramadan, etnik kökenine, inancına, siyaset fikirlerine bakılmaksızın anayasanın karşısında olduğu gibi eşit vatandaşlar olduğunu hissedebilmelidir. Onu sağlayacak sivil bir anayasaya kavuşmak da bu ülkenin en önemli, en elzem konularından bir tanesidir. Ümit ediyorum ki siyasi iradenin temsil edildiği TBMM çatısı altında hep birlikte sivil bir anayasa için gerekli adımları atarız. Bundan sonraki süreçte sayın Başbakanımızın dediği gibi, muhatap hükümetimizdir. Hükümetin başında da sayın Başbakanımız vardır. 'Ben gerekirse bu ülkenin bu 40 yıllık belasına son vermek için her türlü riski alırım' diyen bir Başbakanımızın olması, bu ülkenin en kritik meselesini geride bırakmak için bence çok önemli bir fırsattır. Bu fırsatı iyi değerlendirip, Türkiye'nin önünü açmamız gerekiyor. Bütün vatandaşlarımızın bu sürece sahip çıkması lazım. Bu süreçte kimilerinin kendi rantını, çıkarlarını hesap ederek çözüm sürecine çomak sokmaya çalışacakları çok bariz bir şeydir. Partimize yapılan saldırılar da bunun bir yansımasıdır. O çomakları da bu milletin hep birlikte kırıp başlarına atması gerekmektedir.'' 
Editör: TE Bilisim