Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Soma'daki maden faciasına ilişkin, "Şu anda yeri tespit edilen 2 işçimizi çıkartacağız, daha sonra aileleriyle buluşturacağız. Bize yeni gelen bir talep olmadığı ve elimizdeki bilgiler teyit edildiği zaman biz arama çalışmalarını nihayetlendirmiş olacağız" dedi.

Yıldız, gazetecilere yaptığı açıklamada, madende yakınları bulunan 12 ailenin başvuruda bulunduğunu, bu doğrultuda 10 işçinin madenden çıkartıldığını ve Akhisar Devlet Hastanesi'ne götürüldüğünü söyledi.

2 işçinin de hala yer altında olduğunu kaydeden Yıldız, şöyle konuştu:

"Yapacağımız bir işlem vardı. Şu anda yeri tespit edilen 2 işçimizi çıkartacağız, daha sonra aileleriyle buluşturacağız. Bize yeni gelen bir talep olmadığı ve elimizdeki bilgiler teyit edildiği biz arama çalışmalarını nihayetlendirmiş olacağız. Bir kez daha arkadaşlarımız maden ocağında dört bir köşeye bakacaklar, taradıktan sonra bu nihai kararımızı tekrar kamuoyuyla paylaşacağız. Tabii ki bütün bu çalışmalar bittikten sonra kazanın olduğu 15.10 itibarıyla hem adli ve idari soruşturma zaten başlatılmıştı. Bununla ilgili bilirkişiler, savcılarımız, iş müfettişleri, her birimi bu çalışmayı sürdürecekler. Dikkat etmemiz gereken konulardan bir tanesi bu denetim ve soruşturma görevinin yürütülüyor olması, diğeri de sahanın korunabilmesi. Maden çekilmiş bir lastik gibi, bıraktığınızda olduğu gibi kalmıyor, tekrar geri geliyor."

Maden sahasının üretim içinde olmaması nedeniyle bir kısım korunma tedbirlerinin zorunlu hale geldiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Buna çok önem vermemiz lazım. Hem soruşturmanın sıhhati hem de maden ocağının farklı riskler içermemesi herhangi bir yangının oluşturmaması, herhangi bir metan gazı boşalım oluşturmaması gibi. Bunun için bir bakıma ihtiyacı var, delillerin olduğu yerde bu vebali kimse üstlenmez. İster kamu isterse özel şirket, kim olursa olsun ihmali olduğuna inanılan ve rapor sonuçlarıyla beraber kimin burada ihmali varsa, o cezasını çekecektir ve çekmelidir. Bu konuda hiç kimsenin farklı müracaatı olamaz. Kamuoyu hassasiyetimizi biliyor, bununla hiçbir kimsenin herhangi bir zafiyet gösterme ihtimali olmaz, bizler bunun her zaman olduğu gibi farkındayız."

Yıldız, cenazesine ulaşılanların kimlik tespitinde herhangi bir yanlışlık yapmamak için tüm çalışmaları yaptıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"En son noktayı koymak için de teşhis edilebiliyor, kimlik tanımlamaları yapılabiliyor olmasına rağmen DNA testinin teyidini beklemek durumundayız. Cenazelerin karışmaması, herhangi bir şekilde ailelerin yeni bir ızdırap yaşamaması için bunu yapmak zorundayız. Bizler DNA test sonuçlarını sayın Balıkesir valimizin teyitlerini vermesinden sonra netleştireceğiz."

Madende hayatını kaybedenlerin listesinin AFAD'ın internet sitesinde yayınlandığını hatırlatan Bakan Yıldız, "Olayın başından beri şeffaf olduğumuz bu yapı sürdürülecek. Aynı liste işçilerimizin bulunduğu illerin milletvekillerine gönderiliyor. Vefat eden işçilerimizin listesini AFAD'ın internet sitesinde isimlerini detaylandırmadan veriyoruz" şeklinde konuştu.

Yıldız, kriz merkeziyle ilgili olarak kalan cenazelerin ailelerine teslim edilmesinin ardından farklı değerlendirmelerin yapılacağını söyledi.

Sağlık Bakan Yardımcısı Agah Kafkas ise kayıp başvurusunda bulunan bütün ailelerden DNA örneklerinin cenazelerden alınanlarla karşılaştırılması sonucu işlemlerin hızlı yapıldığını söyledi.

Bu arada konuşmanın son bölümünde aniden bastıran yağmur nedeniyle Bakan Yıldız, beraberindekiler ve basın mensupları ıslandı.

“ÖZDİL’İN SÖZLERİ”

Konuşmasında, gazeteci-yazar Yılmaz Özdil'in katıldığı bir televizyon programında Soma'daki maden faciasıyla ilgili değerlendirmesine atıfta bulunan Bakan Yıldız, "Ama şu kısmına dayanamayacağım arkadaşlar. Bir adam kalkıyor diyor ki, 'bunlar müstahaktı'. Burada hayatını kaybeden işçilerimize yalnızca AK Parti mitingine gitmiş olmaktan dolayı, yalnızca başbakanımıza 'parti lideri' demiş olmaktan dolayı 'evet bunlar müstahaktır' diyor.. Buna tahammül etmemiz söz konusu olmaz. 77 milyonumuzun yaralı olduğunu söylemiştim, o rakamdan 1 tanesini çıkarın arkadaşlar. Demek ki bu kişi bu adam yaralı değilmiş. Bizim burada yoğunlaştığımız bir iş vardı, Bugün 2 işçimizin de yerini tespit ettikten sora, bunu söylemek zorundayım. Şimdi çalışma arkadaşlarına sesleniyorum, benim ona söyleyecek hiçbir cümlem yok. Böyle bir insanla nasıl yan yana çalışılabilir ve bunu söyleyebilecek bir adamla nasıl herhangi bir fikir değerlendirilebilir. Biz basının özgür olmasını isteyen bir yapıdayız ama bu özgür olmak isteyen basına da bir istismar aracı olarak konulmuştur."

"Müstahaktır" demenin böyle bir ölümü eğer varsa kendi zihninde, kendi kalbinde makul hale getirmek olduğunu savunan Yıldız, şöyle konuştu:

"Bu acının içinde böyle bir cümle 77 milyon eksi 1 tarafından kabullenemez. Biz bütün acımızla beraber büyük bir ciddiyet içinde, yeni bir kaza olmasın, yeni bir sıkıntı olmasın düşüncesiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ama böyle bir insafsızlığa, insansızlığa böyle bir kutsalsızlığa tahammül edemeyiz. 'Müstahaktır' kelimesinin bedeli ödenmek durumundadır. Ben bunu kendi adıma değil, hükümetimizin adına da değil, işçi kardeşlerimin adına söylüyorum." 
Editör: TE Bilisim