Biz de çok eleştirmiştik…

Başbakan ‘Tünelin ucunda ışık’ dediği zaman!

Niye eleştirdik?

Ülkeyi yönetenlerin açıklamaları vatandaşa ta moral motivasyon eksikliği yaratmasın diye…

Sonuçta hepsi de milletin seçtiği vekiller!

Niye seçilirler?

Ülkeyi iyi yönetsinler diye!

İnsanların refah seviyesini artırsınlar diye…

Ülkede yaşanan sorunlara köklü çözümler üretip, yaşamı kolaylaştırsınlar diye!

Zaten bunları yapmayacaklarsa niçin ülke yönetimine talip olsunlar ki…

Şartlar ne olursa olsun, vatandaşın yönetenlerden beklentisi çoktur!

Bir sonraki günün bir öncekinden daha iyi olmasını arzularlar…

Bundan da daha doğal bir şey olamaz zaten!

Başbakan Tufan Erhürman ile dün Radyo Vatan’da çok keyifli bir program gerçekleştirdik…

45 dakikalık programa çok şey sığdırmak isterdik ama bu da doğaya aykırı zaten!

Tünelin ucu konusunda yapılan açıklamaları sadece biz değil bir çok kesim eleştirmişti…

Belli ki Tufan hocanın içinde yer etmiş bu!

Sohbetin önemli bir kesimini oluşturdu…

Daha iyi anlaşılmak için geniş açıklamada bulundu!

Çok da doğru tespitleri vardı…

Bir kere şunu iyice kabul etmek gerek ki çok şanssız bir dönemde hükümete geldiler, hükümetin başı oldu!

Ekonomide geçmişte hiç bu kadar ardı ardına sorunlar yaşanmamıştı…

Ne yalan söyleyeyim ben bir ara Tufan hoca bu baskıya dayanamayıp acaba istifayı basar mı diye kendi kendime çok defa sordum!

Çünkü büyük umutlar vaat etmişlerdi…

Değişim sözü vermişlerdi!

Sonuçta tünelin ucu konusunda vatandaşa ışık vaat etseydi moral verseydi de olurdu belki…

Moraller bozulmasın diye!

Peki çok da bizim elimizde olmayan bir gelişme karşısında her şey daha kötüye gitseydi nasıl çıkardı halkın karşısına…

Onun için Başbakan diyor ki;

“Hayalperest olmayacağız…”

Doğru neyse odur!

Vatandaş bütün gerçekleri bilecek, bilmek zorundadır…

Ve en önemlisi de ‘sorunları vatandaş ile birlikte çözeceğiz’ görüşünü belirtmesiydi!

Ama şunu da hissettik ki temkinli davranıp telaffuz etmese de artık tünelin ucunda bir ışık vardı…

Bunu da hep birlikte yaşayarak öğreneceğiz!

Eminiz ki günü geldiğinde Tufan hoca çok daha açık ve net bir şekilde bunu dile getirecektir…

Sorunlar ve sorular malum…

Döviz düşüyor da fiyatlar niye düşmüyor!

Bilirsiniz en acısı da akaryakıtta oldu…

Bütün çeşitlere tarihin en büyük zammı yapıldı, kuruş değil lira oldu fiyat artışları!

En azından o konuda tünelin ucundaki ışığı söyledi…

Büyük ihtimalle de birkaç güne kadar akaryakıtta belki zam oranı kadar olmasa bir indirime gidilecek!

Gidilmeli de…

Sadece akaryakıt değil zamlanan tüm ürünlere indirim yapılmalı!

Şunu çok rahat söyleyebiliriz ki…

Çok iyi niyetli ve hoşgörülü olmasının yanı sıra çok da çalışan ve araştıran bir Başbakan’a sahibiz…

Sabahın erken saatlerinden geç saatlerine kadar ülke sorunlarına eğilen, bunun dışında bir takım etkinliklere koşturmak için koşturan ve eve gidince de televizyon karşısına oturup ekonomi kanallarını hararetle izleyen bir Başbakan bunu babasının hayrı için değil tabi ki ülkede yaşayanlar için yapar…

Hele de kendine ekonomi konusunda iyi bir ekip kurup beyin takımını alıştırmayı da başarırsa tünelin ucundaki ışık o kadar daha fazla gözükmeye başlayacaktır!

Sadece merak işte?

Türkiye düşmanlığı var mı?

Ülkede bazı guruplar eşeleyip duruyor…

Buna ne yazık ki bazı iç ve dış siyasetçiler de çanak tutuyor!

Bir kere şunu vurgulamak gerek ki bu ada üstünde Türkiye düşmanı varsa, adanın Kuzeyi’nde değildir bu…

Bu ülkedeki bir çok insan Türkiye’de okumuş, orada evlenmiş, hayatına başlamıştır!

Eğer bir takım eleştiriler yapıyorlarsa da bunu nedeni düşmanlık değil, daha iyi yönetilmek ve irade sahibi olmaktır…

Gelin vazgeçin artık şu saçma sapan tartışmadan!

Tokat gibi mi dediniz?

Gazetelerin genelinin dünkü haber başlığı şuydu;

Trafikte 18 yaşındaki öğrencinin ölmesine neden olan Gizem Galipoğlu’na tokat gibi ceza!

Neymiş tokat gibi olan ceza?

6 yıl 3 ay hapis cezası!

Sanki de burada pisi pisine ölen bir can değilmiş gibi…

Hukuka saygımız var ama bize göre trafik kazalarındaki cezalar daha ağır olmazsa ölümlerin önüne geçmek mümkün değildir!

Hırsızlık meşru mu olsun yani?

Otel çalışanı çalıştığı işletmeden 200 gram hellim filan çalmış…

Neredeyse kahraman ilan edilecek!

Açmış ta çalmış filan yorumları…

Böyle düşünenler acaba bir takım hırsızlık olaylarının meşru mu olmasını istiyorlar!

Şikayet eden otel yönetimine de sitem ediyorlar…

Yahu adam orada çalışıyor niye aç olsun ki!

Bugün 200 gram hellim çalan yarın ne yapmaz?

Bu konuda siyasilere yükleneceğiz diye sapla samanı karıştırmamak gerek…

Bedelli bile döviz ile…

Okuyucu mesaj göndermiş şikayet ediyor…

Yükseköğrenim görenler için bedelli askerlik niçin Sterlin üzerinden yapılıyor diye!

Gayet makul ve yerinde bir soru…

Vakıflar İdaresi ve İhtiyat Sandığı gibi devlet kurumları bile kiraları Sterlin üzerinden alıyorsa buna da pek şaşmamak gerekiyor aslında!

Bu para birimi içimize öyle işlemiş ki kurtulmak mümkün değil…

MESAJ KUTUSU

Sayın Cemal ÖZYİĞİT, İskele’de kayıttan düşmüş bir otobüs işletmesinin izni olmadığı halde öğrenci taşımacılığı yaptığını biliyor muydunuz? Allah korusun bir çocuğumuzun burnu kanasa bunun hesabını kimse veremez, aman gözünüzü sevelim bu işe bir el atıverin deriz!

Sayın Bülent DİZDARLI, Başsavcı Yardımcısı Kızılokgil’in içinde bulunduğu sağlık durumu kamuoyuyla paylaşmanız zaman ve zemin bakımından yerinde oldu çünkü artık yargısız infazlar yapılmaya başlanmıştı. Hele de bunu siyasiler yapınca çok da şık durmuyor!

Sayın Ayşegül BAYBARS, bazı sabıkalı gece kulübü işletmecilerinin izinlerini iptal etmeniz geç de olsa doğru bir karardı ama bir kaçına göz yumuldu diye ihbarlar gelmeye başladı. Bir kez daha taramanız ve eksik kararları tamamlamanız bekleniyor, gazanız mübarek olsun…

Sayın Akıle BÜKE, YÖDAK’a yeni bir bina konusunda önemli gelişmeler yaşandığını memnuniyetle öğrendik. Ancak anlaşma yapacağınız binanın kirasının biraz tuzlu olduğu yönünde duyumlar alıyoruz haberiniz olsun istedik…

Sayın Aziz KAYA, bölgedeki otobüs duraklarının sanki de savaştan kalma görüntüsüne sahip olduğu yönünde bölge halkından şikayet mesajlarınız geliyor. Hele de burada öğrenci bolluğu göz önünde bulundurulunca bir an önce kolları sıvamanız öneriliyor…

Sayın Süleyman MANAVOĞLU, İskele’de kayıttan düşmüş TEP 775 ve TJE 653 plakalı araçların korsan olarak öğrenci taşımacılığı yaptıkları iddia ediliyor. Konuya hassasiyet gösteri gerekli önlemleri almanızı bekliyoruz…

Sayın Yurdagül ATUN, bir üniversite patronunun ülkede başka üniversite açılmaması için yoğun çalıştığı yönünde ki iddialarınız bir hayli ilginçti doğrusu! Bu okulun ismini ve cismini de açıklarsınız iyi bir amme hizmeti yapmış olacaksınız…

Sayın Tufan ERHÜRMAN, Silifke’nin Yoğurdu türküsüne güvenerek burada yoğurt denemeniz başarısızlıkla sonuçlanmış diye duyduk. Demek ki bu bölge ekonomide epey güçlü olmuş ama mayayı tutturamamış desenize…

Sayın Murat GEZİCİ, KKTC’de yaptığınız bir anket çalışmasında da daha yine kimseye yaranamadınız değil mi? Ama yine de sonuçlar açıklandıktan sonra sadece parti değil ülke fena halde karıştı bakalım kurultay sonrası neler olacak artık!

Sayın Mustafa ERGÜVEN, kilo fazlalarından şikayetçi olduğunuz söyleniyor ama dün öğlen bir mekanda da bir haftalık bir menüyü götürürken görülmüşsünüz. Boş verin diyeti filan, atalarımız can boğazdan gelir sözünü her halde boşuna söylememişlerdir değil mi ama…

Sayın Kazım ANT, banka borçlarında faiz artırımı konusunda vatandaş artık dil dökecek, derman bulacak bir kapı bulamıyor. Bir an önce örgütlenmek için daha neyi bekliyorsunuz acaba? Yoksa eski enerjinizden eser kalmadı mı dersiniz?

Sayın Salih HAFIZ, sosyal medyada ki şu purolu paylaşımlara artık bir son vermeye ne dersiniz? Çok yakında Yeşilay’ın kapınıza siyah çelenk koyacağını biliyor muydunuz? Bu arada sağlık açısını da düşünmek gerek değil mi?

Sayın Erhan ARIKLI, tohum yasası konusundaki baskı ve girişimleriniz işe yaramış olmalı ki bakanlık bu konuda geri adım atmak durumunda kaldı. Bu gelişme acaba hükümete nisap konusundaki görüşlerinizi değiştirir mi dersiniz?

Sayın Derya KANBAY, birkaç gün sonra KKTC’deki göreviniz sona erecek ve artık emeklilik için gün saymaya başlayacaksınız. Bakalım iki aylık sürede Ankara’da görev alacak mısınız yoksa tatil planları mı yapacaksınız? Yolunuz açık olsun…

Sayın Mert KARABETÇA, ABD’de bir etkinlikte şampiyon olup bunun bizim devlet erkanı tarafından fark edilmemesi gayet üzücü ve düşündürücü bir durumdur. Vefasız bir toplum olduğumuz doğrudur ama bu da biraz fazla oluyor değil mi?