Toprak Ürünleri Kurumu (TÜK), TÜK’ün yaşatılması için uygulanmaya başlanan %3’lük katkı payı uygulamasının sonuçlarının kısa sürede görülmeye başlandığını ve TÜK’ün ana fonksiyonlarını yerine getirebilir bir duruma geldiğini bildirdi.<br /> <br /> TÜK, örneğin; üreticinin temel girdisi olan arpa ithalatını gerçekleştiremeyecek durumda olan kurumun, şu anda 66 bin ton arpa ihalelerini tamamladığını ve bunun 24 bin tonunun ülkeye geldiğini, geriye kalan kısmının da planlanmış program çerçevesinde getirilmeye devam ettiğini kaydetti.<br /> <br /> Toprak Ürünleri Kurumu Yönetim Kurulu ve Müdürü imzasıyla yayınlanan basın bildirisinde, kurumun pozisyonu ve gelinen nokta kamuoyuyla paylaşıldı.<br /> <br /> Açıklamada, “kötü yönetimler sonucu bu günkü duruma getirilen TÜK’ün kapatılması kolay yol iken, toplumsal fayda düşünülerek mücadele verilmekte olup TÜK’ün yaşatılması için Bakanlar Kurulu’nun almış olduğu kararla uygulanmaya başlanan %3’lük katkı payı uygulamasının sonuçları kısa sürede görülmeye başlanmıştır” denildi. <br /> <br /> Bu sayede gelir gider dengesini sağlayabilen Toprak Ürünleri Kurumu’nun ana fonksiyonlarını yerine getirilebilir bir duruma geldiği belirtilen açıklamada, kurumun; ülkede yaşanan büyük kuraklığın ardından büyük sıkıntılar içerisinde olan hayvan üreticilerinin olmazsa olmaz ihtiyacı olan kaba yemi de ithal ederek, bu zor zamanlarda ülke hayvancısının ihtiyaçlarını en uygun fiyatlardan karşılayabildiği vurgulandı.<br /> <br /> Kurumun, tohumluk eksikliği ile ilgili adımları da atarak ihaleleri tamamladığı ve tohumluk ithalini başlattığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:<br /> <br /> “Kurumun dünya gerçeklerine uygun, çağdaş bir yapıya kavuşması için başlatılan yeniden yapılandırma süreci tamamlanıncaya kadar ülkemizin mevcut koşullarında TÜK’ün müdahale kurumu olarak ülke kaynaklarından yaratılan katkı payıyla varlığına devam etmesi üreticilerimizin ve ülkemizin menfaatinedir.<br /> <br /> Dönem dönem kötü yönetilmiş olsa da tarihi bir geçmişi olan ve uzun yıllardır çiftçi ve hayvan üreticilerimize verdiği hizmet tartışılmayan kurumumuzun genelde ülkemiz, özelde çiftçi ve hayvan üreticilerimiz için hizmet kalitesini artırarak varlığını sürdürmesi için elimizden gelen gayreti göstereceğimizi, kurumu yok etmek için değil yaşatmak için çalıştığımızı kamuoyuyla paylaşırız.”<br /> <br /> TÜK Yönetim Kurulu ve Müdürü’nün imzasıyla yayınlanan bildiride, TÜK’ün kuruluş dönemi ve çalışmaları ile ilgili bilgiler de paylaşıldı. <br /> <br /> Açıklamada, TÜK’ün Kıbrıs Türk üreticisi için önemine vurgu yapılarak, şunlar kaydedildi:<br /> <br /> “Toprak Ürünleri Kurumu, geçmişi adanın İngiliz yönetiminde olduğu günlere dayanan, o dönemde var olan Grain Commission’ın daha sonra da Kıbrıs Türk Zahire Encümenliği’nin bir devamı olarak 1975’te Kıbrıs Türk üreticisine hizmet vermek için kurulmuş en eski ve köklü kurumlarımızdan biridir.<br /> <br /> O günden bu güne ülke çiftçi ve hayvancısına önemli hizmetler vermiş ve vermekte olan TÜK, ülke tarım ve hayvancılık sektörü için olmazsa olmaz kurumlardan biridir. Birçok dünya ülkesinde de benzer kuruluşlar faaliyetlerini sürdürmektedir.<br /> <br /> TÜK’ün kapatılmasıyla var olan sorunların çözülmesi bir yana daha da büyüyeceğinden yola çıkarak, kurumun piyasa dengeleyici rolünü sürdürmesi ve bundan sonraki nesillere de hizmet etmesi zaruridir. <br /> <br /> TÜK, üreticilerimizin her zaman yanında olmuş, üretmiş oldukları ürünlerin değerinde alınıp pazarlanmasında dengeleyici rol üstlenmiş ve deneyimli personeli ve altyapısıyla, gerektiğinde her türlü imkanını da seferber ederek sorunlara müdahale etmiştir. <br /> <br /> Bu nedenledir ki, ilgili sivil toplum örgütleri de her zaman Kurum’un yanında durmuş ve durmaktadır. Çiftçilerimizin ürettiği ürünlerin tümünü satın almak, ihtiyaçları olan tohumlukları çalkalayıp hazırlamak, tohumu olmayanlara tohum tedarik etmek, satın alınan ürünleri depolayıp muhafaza etmek, yurt dışına pazarlamak veya yurt içinde değerlendirmek ve satmak gibi temel fonksiyonlarıyla ülkenin büyük bir bölümüne hizmet veren kurumun varlığı bu nedenlerle de hayatidir.”